TEMİZLE TEMİZLE BİTMİYOR EN TEHLİKELİ VİRÜS, BU VİRİSÜN YANINDA HALT ETSİN..

Önce 10:21 ‘ de,  Sonra da 10:23’ de..!
Dünya ve dolayısı ile Türkiye ‘korona’ ya dikkat kesilmiş iken, arada unutulmayan ve bence daha da önemli bir başka virüs vardı..  Cennet ülkem Türkiyem, o virüsü yok etmede maşallah kitam karalı..
Bence, biliyorum ki sizce de;  dünyanın başına musallat olan o virüsün kaynağı maalesef ki bizim coğrafyamızdı.. Canım ülkem Türkiyemin ekmeğini suyunu içip, hinleşenler.. Kısacası ‘FETÖ’ŞCÜLER …
İki ayrı saatten başladım güne dair sözlerimde. Bu saatler arasındaki tek fark iki dakika aralı oluşu, alkışlatan ortak noktası ise ‘HAİNLİĞE’ dur denmesi için yapılan ‘BABA’  operasyondu..
AİDS, Kanser, Korona da ne ki..! FETÖ’ nün yanında..?
Ne aşağılık bir illetmiş kardeşim, temizle temizle bitmiyor FETÖ’ŞCÜLER..Abonesi olduğumuz İHA’ nın bütenine göz atar iken, iki önemli başlığı aktarır haberler düştü ekrana, 2 dakika ara ile..
İlk çarpıcı başlık geliyordu önce; “TÜBİTAK’taki FETÖ yapılanmasına operasyon: 21 gözaltı kararı” diye.
Sonrasında da detaylar.. Başkentli meslektaşım Abdullah Sarica’ nın kaleminden.
 Dilerseniz haberin ilk cümlesi ile başlayayım aktarmaya. “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün TÜBİTAK’taki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada 5’i mahrem sorumlu, 16’sı TÜBİTAK personeli olmak üzere 21 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.”
Yıllar, aylar geçti, amansız mücadele kararlılıkla sürüyor. Cumhurbaşkanımızın sözüyle; Hainlerin  ‘İNLERİNE’ nokta operasyonlar..
Dikkat kesildiğim haberin bir diğer cümlesi geliyordu sonra. Şöyle ki; “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, FETÖ’nün mahrem hizmetler sınıfı kapsamında örgütlendiği tespit edilen TÜBİTAK personeline yönelik yapılan çalışmalarda bazı kişilerin örgütle ankesörlü telefon yöntemiyle haberleştiklerinin tespit edildiği belirtildi.
Bu kapsamda örgütle irtibatları tespit edilen 9’u aktif görevde, 6’sı sözleşmesi feshedilerek kurumla ilişiği kesilmiş, 1’i istifa etmiş 16 kişi ile 5’i kamu görevinden ihraç edilmiş mahrem sorumlu olmak üzere toplam 21 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiği ifade edildi.
Ankara merkezli 2 ilde gerçekleştirilen operasyonda 16 şüphelinin yakalandığı kaydedildi.”
İki dakika geçiyordu aradan ve hainlere vurulan bir diğer darbe. Bu kez Adres GATA..
Yok rtık dediğim ikinci başlık; “FETÖ’nün GATA yapılanmasına operasyon: 32 gözaltı kararı” diye geliyordu İHA’ dan..
 
Ankaralı meslektaşım Abdullah Sarica’ydı yine detayları kaleme alan isim..
Soluksuz okuduğum haberin ilk satırları; “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’ nün GATA’ daki yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında örgütle irtibatı tespit edilen 32 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.”ifadesiyle geliyordu..
Sonrada detaylar..  Şöyle ki; “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, FETÖ’nün mahrem hizmetler sınıfı kapsamında örgütlendiği tespit edilen GATA personeline yönelik olarak yapılan çalışmalarda, bazı kişilerin örgütle ankesörlü telefon yöntemiyle haberleştiklerinin tespit edildiği belirtildi.
Bu kapsamda 17’si GATA personeli olarak aktif görevde (3 profesör, 8 doçent, 5 yardımcı doçent, 1 doktor), 4’ü emekli (2 profesör, 1 doçent, 1 yardımcı doçent), 8’i değişik hastanelerde görevli, 2’si istifa etmiş, 1’i geçici olarak görevden uzaklaştırılmış doktor olmak üzere toplam 32 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği ifade edildi. Ankara merkezli 7 ilde yapılan operasyonda 23 şüphelinin yakalandığı, diğer şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği kaydedildi.” İfadesiyle kaleme alınan, konunun özeti..
İki dakika ara ile düşen iki önemli operasyonun iki dikkat kesilen detayı.. Hainlerin haberleşme yöntemleri..  Ankesör..
TÜBİTAK için iki ayrı il, GATA için ise, 7 ilde eş zamanlı operasyon..
Yurdu sarmış, Korona, AİDS, Kanser de ne dedirten virüs FETÖ’ŞCÜLER..
İnanıyorum ki, sonu gelecek kökten. Kökü kurutulup Adalet önünde hesap verecek bu hainlik..
KAR DÜŞER, VAR OLAN MİKROPLARIN DA SONU GELİR..
Böyle diyorum, çünkü Çarşamba’nın ardı Kar kardeşim.. Mikrop soğukta kırılır inşallah. Adı Domuz mudur nedir bilmiyorum lakin, kime sorsam hasta. Herkeste bir öksürük ve de ateş..
İnsanlarla el sıkışmaz, özlediğime sarılıp yanaklarından öpmez oldum. Neme lazım, hastadır falan diye.. İşte bu noktada, hasta olanın, mecbur değil ise sokağa çıkmaması gerek görüşünü ben de hararetle savunmaya başladım. Hastalığı yaymak bu kadar basit iken, insan neden hastalığını yayma derdine düşer ki?
Eskiden delerdi büyükler; “sat kurtul..” diye.. Yani, başka birine bulaştır mikrobu.  İyi de, herkes hasta ise etrafında, sen nasıl düzeleceksin be kardeşim..?
SOĞUK VE KAR KAPIDA, KAPIDA KALAN CAN DOSTLARI NE OLUR UNUTMAYALIM..!
Bizim apartmanın önünde bir kedicik. Günlerdir sabit durumda. Ayrılmıyor bir yana. Pek de sevimli. İnsanın yüzüne öyle bir bakıyor ki: “Muhtacım ben sana..!” diye bağrışı gözlerinden okunuyor.
Uzatmayayım sözü. Geçen kar yağışında, bir kolu ayarladım. Üzerini naylonla sardım. İçine gireceği kadar geçit bıraktım. Sanki, ‘İşte benim evim’ der gibi, günlerdir içindeydi bizim kedicik..
Sonra, yüreğim elvermedi. Belediyeyi aradım. Özel kalem Sevil kardeşten rica ettim. Bir kedi evi gönderdi verdiğim adrese. Sağ olsun.. 
Peki ya sonuç..? Koliden ev gitti önce, sonra birileri kediciğin belediye hediyesi evini okus pokus etmiş durduğu yerden. Bizim kedi kaldı yine evsiz..
Peki ya, ben durur muyum..? Onlarca karton ev planladım. Hepsini katladım arabamın arka koltuğunda..  Hava soğudukça, bizim kediciğin emrinde olacaklar. Birileri okus pokus edecek evleri, ben yenisi koyacağım yerine evelallah..!
NOT(şöyle düşünen olabilir. Sen o kediciği niçin sahiplenmiyorsun? Anlatayım. Evimizin yaşam ortağı bir sarmanım var. ‘Pati’ bey.. O misafir haz etmiyor pek.. Daha doğrusu kısırlaştırıldığı için konuktan alacağı en küçük enfeksiyon durumunda rahatsızlanıyor.. Bütün mesele bu.. Yoksa, dedirtmezdik kimseye, alıverirdim o kediciği de evime..)