.
Masallar hayatımızın her daim bir parçası olmuştur , kimi mutlu sonla biter kimisi de ebediyen sonsuzlukla. Sahi size ilk masal anlatan arkadaşınız kimdi?
Benim ilk masal arkadaşım annemdi….
Sonra ise çok uzak bir adada yaşayan arkadaşım oldu. Ben çocukken annem her gece hiç bıkmadan bana en sevdiğim masalları anlatırdı.Annemin bana anlattığı ve her dinleyişimden sonra hep o karanlık orman korkusuyla dolduğum en sevdiğim masal kahramanlarından biri idi Hansel ile Gratel ve hepimiz iyi biliriz bütün hikayeleri işte hansel le gratel de benim en sevdiğim çocukken dinlemeden uyuyamadığın bir masalın 2 KARDEŞ kahramanı idi.
Hanselle Gratelin Hikayesini annem bana öyle güzel anlatırdı ki ben biran olsun o hikayeyi her daim yaşıyormuş gibi hisseder ve annemin sözünü dinlemediğim her an bu hikaye ile korkutmasından belki de kapkaranlık bir ormana bırakılma korkusu da buna eklenince doğada huzur içinde yaşayan bir arkadaşım gelir di aklıma. Oda her korkusundan sonra vazgeçenlerden di ve o şirin mi şirin adada yaşamaya karar vermesiyle başlamıştı bizim masal arkadaşlığımız.
Hepimizin kış yada yaz farketmez vapur yada tren yada uçak ile gidebileceği illa ki bir dostu vardır …
Benimde vardı her daim yanına gidebileceğim bir arkadaşım ve bende bu hafta sonu yanına gitmeyi düşünüyorum aslında..
Ben vapur yada trenle değil uçak ile bir kahve içerek ve bir felsefe dergisi okuyarak, diğer yolcuların neden o adaya gittikleriyle ilgili tahminler yürüterek gideceğim sanırım. İnsan belki yaşarken, arada başka yaşlarına da uğruyordur, kendimi üniversite öğrencisi gibi hissettim birden. Derken uçak ile gitmek istediğim yere varacağım ve sanırım yeterince uzak ama yeterince yakın o adaya.
İnsanın, her şeyini bilen, ama ikide bir hatırlatmayan bir arkadaşı olmalı. Benim var, ve ben bu hafta sonu onun yanına gideceğim. Gideceğim yerde belki de bütün dükkanlar bile kapalı olacak. Bir cafe ve birde belki ekmek fırını açık olacak sadece ve ben yine her zaman yaptığım gibi tek açık olan o cafe ye doğru yürüyeceğim. Sadece o cafe nin hiçbir yerde şimdiye dek asla tadını bulamadığım kahvesini içebilmek adına gideceğim yer ne kadar uzak olursa olsun ben bunu yapmaktan yaz yada kış ayı her ne olursa olsun hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim. Çünkü biliyorum ki gittiğim yerde tadına doyamayacağım o türk kahvesi bedenime ve ruhuma bir şifa gibi gelecek ve ben bunu o kahveyi ilk yudumladığım anda hissedeceğim. Güneş açmayacak bel ki de gittim gün o adada ama ben şunu hatırlayacağım yine, güneş isterse soğuğu nasıl da evcilleştiriyor! Diyerek devam edeceğim adanın manzarasını izlemeye. Sonra arkadaşım gelecek kahve içeceğimiz o şirin cafeye ve yine şöyle bir tebessüm edecek gözlerini bana dikerek hoş geldin masal arkadaşım sonra langırttanak karşıma oturacak her daim olduğu gibi. Ve ben o güneş açmayan ada da ona da bir sade kahve ısmarlayarak başlayacağım o koyu sohbetimize. Sonra ben anlatırken arkadaşım yine beni dinleyecek ama bu kez belki de bana şöyle diyecek: Bir keresinde ona, yapmayı düşündüğüm bir şeyi uzun uzun anlatmıştım, lafım bitince bana bakıp “Ama anlatırken içinde ışık yanmadı!” demişti. Evet belki de bu defa anlattığım her şey sadece içimde yanmayan ışıksız hislerim olacak. İnsanı gerçekten heyecanlandıran bir şeyi anlatırken, gözlerinin ışıldadığını, içinin aydınlandığını düşünebilirsiniz sizde arkadaşım gibi belki de o ve sizler haklısınız. Sonra bu cümle hep cebimde dolaşmaya devam edeceğim ben.
İnsanlar bana yapacaklarından bahsederken, gözlerindeki ışığın yanıp yanmadığına, konuşurken bir ışıkla aydınlanıp aydınlanmadıklarına bakacağım.
Sonra yine bir mola vereceğim hayata ve Moladaydık olacak bu boşvermişliğin adı. Ve sonra dünya pencerem bir yeri daha görecek. Daha ne olsun ki. İnsanın, ona masal anlatan bir arkadaşı olmalı. Benim hep oldu ilk önce annem, sonra benim için çok değerli bir o kadar da özel ve uzaklarda bir arkadaşım. Beni hep özüme döndürüyor sanırım. Çünkü ben her o adadan dönüşte kendi kendimi düşünürken buluyorum kendimi . Yine bütün masallardaki hazine, insanın içinden çıkıyor. Diyar diyar gidenler bile, oturup kendine dönünce buluyor hazinelerini. İnsanın her daim gideceği, ona bir kahve yapan yada ısmarlayan ve güzel masallar anlatan bir arkadaşı olmalı.
Benimkinin adı …………
Çok güzel bir adada yaşayan, güzel bir masal anlatıcısı. Beraber kanatlanıp uçtuğunuz, yolda birbirinize rüzgarlar üflediğiniz arkadaşlarınız olsun. Gerçek dostluklarınız olsun her daim her an hayatınızda çünkü hayatın rotası sizin kendi elinizde ve hep bellidir. Rotanın yelkenini bir defa rüzgara çevirirseniz içinizde ki fırtınaya engel olamazsınız maazallah. Sevgiyle kalın….