’50 BİN DE BİR OLASILIK’ denilmesine karşın, sosyal medyada bir telaş telaş. Ne gerek var insanlığı böylesi bir konuda germeye?
’50 BİN DE BİR OLASILIK’ denilmesine karşın, sosyal medyada bir telaş telaş. Ne gerek var insanlığı böylesi bir konuda germeye?
Yok efendim ne imiş; Dev asteroid 29 Nisan'da Dünya'ya çarpabilirmiş ve dahası, İnsanlığı yeryüzünden silebilirmiş.. miş, miş, miş..
Birçoğumuz belki fark etti, yetmedi bir de paylaştı. Sözüm ona; NASA (Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) son günlerde tüm dünyada paniğe neden olan koronavirüsünden çok daha büyük bir tehlikeye dikkat çekmiş.. Bir bu eksikti. NASA’ nın da yaptığına bak..!
Fısıltı gazetesi bir kez yazmaya.. Ardı arkası kesilmiyor atılan manşetlerin. Bahsettiğim o paylaşımın bir satırında; “Uzmanlar ise insanlığın sonunun gelebileceğini söyledi.” İfadesi geçiyordu ki, kim bu uzmanlar kardeşim? deme de dur yani..!
Koronovirüs’e ilişkin ne rakamlar zikrediliyordu, bahsettiğim paylaşımın içeriğinde. Hiç oralara değinmeyeyim. Akıl işi değil çünkü dile getirilenler. Bu konuda öylesi lakırtılar ediliyor ki günlerdir, neye inanacağımızı da şaşırdık yani..
Böylesi önemli bir konuda, sadece sosyal medyada yazılıp çizilenlere gelince, sanki insanlığı sadece bu mecra düşünüyor. Nen sosyallik miş yahu..?
Sözüm ona, Daily Express'in yeni haberine göre idi kaleme alınanlar. Bu yazılanları, mutlak ki birileri gerçek sanacak, akşamları uykuları kaçacak.
Güya, NASA insanlığı yok edebilecek tehlikeli bir asteroidi gözlemliyormuş günlerdir. Ve bu önemli konudan bir tek sosyal medya kullanıcılarının haberi olmuş, baksanıza şu duruma!
Asteroid, NASA'nın Kaliforniya eyaletinde bulunan araştırma merkezindeki otomatik izleme sistemleri tarafından takip ediliyormuş..52768 (1998 OR2) adı verilen asteroidin yaklaşık 4.1 km büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyormuş. Üstelik, Uzmanlar bu kadar büyük bir nesnenin, Dünya'ya çarpması sonucunda insanlığın sonunun gelebileceğini söylemişlermiş miş..!
Bu kadar ‘miş..’ var iken, konuya ilişkin, ‘miş’ lemeyelim de ne yapalım..?
‘miş’ lerden biraz daha bahsedeyim. NASA, dev gök cisminin saniyede yaklaşık olarak 8.7 km hızla ilerlediğini belirlemiş miş.,. Asteroid bu hızla ilerlemeye devam eder ise 29 Nisan'da Dünya'ya çarpabilirmiş miş.
Bununla birlikte sözüm o na anı uzmanlar, bir de şöyle demişler miş; asteroid dünyaya yakın geçecekmiş.. Kardeşim, yakın mı geçecek hani çarpacak tı..?
PS'ye (Planetary Society) Ne ise bu PS, o’nu açmamışlar, bunca uzmandan söz edilir iken, işte çılmayan o bilmiş PS’ ye göre 1 km'den daha büyük bir gök cismi, küresel bir yıkıma neden olabilirmiş. Yani, olur elbet. Bunu bilmek için, illaki uzman mı olmak gerek..?
Şimdi sıkı durun, ‘miş’ li anlatımı bol paylaşama neden kaleme alınanların içinde, bir de şöyle bir cümle geçiyordu;
“Gök bilimciler, bu tür asteroidlerin ve gök cisimlerinin Dünya'ya çarpma olasılığının 50.000'de 1 olduğunu açıkladı.”
Yahu baştan söylesenize şu önemli olasılığı.. Madem bu olasılık bu kadar da bir, ne yoruyorsunuz insanın zihnini..
Bir isim geçiyordu, sözüm ona Gök bilimcilerden birinden bahisle. Dr. bilmem kim, güya yaptığı açıklamasında, "Birkaç metre büyüklüğündeki küçük asteroidler, atmosferde yanıyor ve çok az hasara sebep oluyor. 2013'te Chelyabinsk'ye düşen ve 20 metre büyüklüğünde olan asteroidler, camların kırılmasına ve yaralanmalara neden olan şok dalgaları oluşturuyor.
40 metre büyüklüğündeki bir asteroid ise bir şehri tamamen yok edebilir ya da tsunamiye sebep olabilir.
1908 yılında Tunguska'ya düşen asteroid buna örnek gösterilebilir. Diğerlerine göre daha az sayıda görülen, ama daha büyük olan gök cisimleri ise bölgesel bir yıkım yapabilir. Ancak çok daha büyükleri küresel bir felaket yaşatıp, insanlığı yeryüzünden silebilir" demiş..
Olasılık 50 bin de bir iken, geçmişten örneklerle, insanlığın kafasında soru işaretleri yaratmanın faydası acaba kime..?
Hadi birileri bir şeyin peşinde.. İyi de, dünya basınında tek satır haber olmayan bu konuyu, sosyal medyadan paylaşıp, bu kıyamet tellallığına soyunmak da ne..?
Gerçi bu aralar, panik yaratacak sözleri, olur olmaz, denilir denilmez demeden, sarf edenler, saymakla bitmiyor.
San ki biraz da şöyle gibi denilen: Hava bulutlu. Yağmur olasılığı çok.. Yanii.. Hava bulutlanınca, ya yağar, ya yağmaz..
Var gibi de yok gibide, demek midir mesele..? Ya var, ya yok.. İma etmek de ne..!
Zaten millet panik olmaya neden arar iken, neden birileri; neden veriyor panik olmaya..?
Yahu, akıl alacak gibi değil.. Son bir örnekten söz edeceğim, fakat korkum şu, kamuoyu şöyle düşünecek: “Bunlar mı yönetiyor en önemli adresi..?”
Susayım. Kısa keseyim. Aydın havası olsun..
En etkili ve yetkili ağızların yok dediğini, nedendir bilinmez, birleri var gibi ima eder sözlerle dile getiriyor..?
Uzmanlar, bir de böylelerini bir araştırsalar da, bizler de ‘neden denildi, niyet neydi?’ sorusuna yanıt aramak zorunda kalmasak. Nasıl fikir ama..!