.
Belki duymamışlar olabilir. “Yeni kimlik yok, muayene de yok” meselesi KÜLLİYEN YALAN. Yok öyle bir şey.. Kesinlikle dedikodu. Mesele yeni kimlik değil, mesele ‘Biyometrik Kimlik doğrulama’ zorunluluğuydu.
Bu zorunluluğun olduğunu işitip, kimliklerini yenilememiş birçok tanıdığım ; “Hastaneye gidemiyoruz. Kimlik yenilenmedi daha diye..” diyor günlerdir.
Aslında bu konuyu dile getirecektim, dün açıklanan temazsız muayene sözleri, bu meseleyi gündeme getirmeme ayrı bir vesile oldu.
Tıpkı, CHP’ li Çanakkale Belediyesi’nin aldığı o karar gibi. Hani borçtan kapanan vanalar açıldı. Her ev musluğu şırıl şırıl..
Gerçi, sanki bir danışıklı dövüş meselesi de gelmedi değil aklıma. Sanki, ‘siz isteyin, biz gerçek edelim’ hali oldu ya o mevzuda neyse.. Öküz altında buzağı aramanın gereği yok.
Döneyim askıya alınan uygulamaya. Bu uygulamanın değiştirmemiz zorunlu olan, aksi halde muayene olamadığımız kimlikler ile tek alakası yok. Başta da bahsettim ya, yok öyle bir şey. Yeniler halen geçerli. Askıya alınan uyulama, başka bir uygulama ve bence de hayli yerinde bir karar. Temassız muayane mümkün artık. Yok, ‘ elini uzat, avuç içini yapıştır, olmadı yeniden..’olmayacak bir süre.
Bakan Selçuk açıkladı: “Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi uygulama zorunluluğunu askıya aldık” diye.
Başkent gündemine göz atar iken bu önemli karara ilişti gözlerim. Haberi okudum, paylaşayım aktarayım, halen bu karardan habersiz olan insanlarımız, bu güzel kararı bilsin istedim. Öyle ya, herkes nereden duysun..! ‘Askıya aldık’ denildiğini.
Orya, buraya dokunmak tehlikeli diye, kendi evinin kapı tokmaığına dahi dokunmayan insanlarımız var iken son günlerde, ki bence de bir noktada haklılar, mauyane için avuç içi temasını tehlikeli gören bazı tanıdıklar, hastaneye gitmemede diretiyorlar işittiğim. “Kim bilir kaç kişi avucunu bastırdı, Hiç hijyen değil” düşüncesini içinde büyüten sayı, öyle çok ki bu arada.. Hiç bahsetmeyeyim, konu uzar gider.
Bu gelişmeyi bilmeyenler, belki de bu yüzden hastanelere gidemiyor olabilir.
Ankara’ lı meslektaşım Neşra Durmaz’ ın haberini, abonesi olduğumuz İHA’ nın bülteninde gördüm. Mesele hakikaten önemli. Heleki şu sıralar. Halen eski kimliği taşıyanlar da ayrı bir endişe içinde. Birleri demiş ki, konu komşu: ‘Eskiler geçerli değil, yenisi yok ise gitme hiçbir yere..’, Yok öyle bir şey. Birileri uydurmuş işte..
Bu işititğim dedikodun dolayı, belki sırf bu nedenle, ‘muayene olamayacağım’ endişesi ile gidememişler öyle çok ki sağlık sorununa çare aramak için hastanelere, dedikodu üretenler artık bu işe bir dur demeli. Sağlık her şeyden önemli. Kandırmayın kimseyi kardeşim.
Herkesin elinde bir akıllı telefon, evinde internete bağlı bir laptop, veya dakika başı haber izleme imkanı olmayabilir. Bence, bu bilgileri, eşimize dostumuza, konu komşumuza birebir aktarmalıyız.
Askıya alınan uygulamanın bir bölümünde geçen ‘biyometrik’ sözü, biyometrik fotoğraf mecburiyeti olan yeni kimliklerle alakalı da değil. Takılmasın insanlarımız bu ayrıntıya.. Mesele şu efendim. Askıya alınan o zorunluluk. Delirseniz sayın bakanın sözleriyle devam edeyim., daha bir anlaşılır olacak çünkü, tam olarak şu;
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk,"Yeni tip korona virüs tedbirleri kapsamında Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi uygulama zorunluluğunu askıya aldık.” diyordu Başkent’te.
Ve ekliyordu; “ Vatandaşlarımız sağlık hizmetinden yararlanabilmek için T.C. kimlik numarası olan nüfus cüzdanı, sürücü belgesi gibi belgelerle hastanelere muayene başvurusu yapabilecek" diye..
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, yeni tip korona virüs (Kovid-19) tedbirleri çerçevesinde tüm özel sağlık hizmeti sunucularında zorunlu olan Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi’nin (BKDS) geçici süreyle askıya alındığını açıkladı diye bahsediyorum da, belki yine diyorsunuz, soruyorsunuz; ‘nedir bu konu?’
Bu bir güvenli mauyene sistemi.. Uygulamanın Sosyal Güvenlik Kurumunca 1 Aralık 2013 tarihi itibarıyla zorunlu hale getirildiğini anımsatan Bakan Selçuk, "Biliyorsunuz hastalarımız uygulama kapsamında avuç içi veya parmak izini okutarak muayene oluyorlar.
Avuç içi ve parmak izi sisteminde bir temas söz konusuydu. Biz de bulaşıcı hastalık riskine karşılık bir dizi tedbir almayı öngördük.
Bunlardan biri de 11-31 Mart 2020 tarihleri arasında özel sağlık hizmeti sunucularındaki Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi uygulama zorunluluğunu askıya almak oldu.” Diyordu bilmem anlayabildik mi şimdi?
Bu arada, dile gelen tarih dikkatimi çekti. Çünkü, sanki tüm endişe 31 Mart 2020 itibari ile sonlanacak. Koronovirüs bitecek gibi anladım, yanlış mı anladım acaba?
Neyse döneyim ben denilenlere. Sayın Bakan; “Vatandaşlarımız sağlık hizmetinden yararlanabilmek için T.C. kimlik numarası olan nüfus cüzdanı, sürücü belgesi gibi belgelerle hastanelere muayene başvurusu yapabilecek” diyerek, temazsız muayenenin mümkün leştiğini belirtiyordu özetle.
Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi uygulamasının tedbiren durdurulduğuna dikkat çekip;
“Yeni tip korona virüsle ilgili önlemleri Sağlık Bakanlığımızın ve Bilim Kurulunun değerlendirmeleri doğrultusunda vakitlice alıyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği gibi hiçbir virüs tedbirimizden daha güçlü değildir" vurgunsu da yapıyordu sayın bakan.
Bu söz hakikaten on numara; “Hiçbir virüs, tedbirlerimizden daha güçlü değil” haksız mıyım..?
Bence de doğru, yıka elini günde beş on kez.. Kimseyle de fazla samimi olma, öpme yağından falan.. Uzaktan selamlaş. Öksürenin tıksıranın yanında oturma, yaklaşma..
İlle de, tokalaşma kardeşim. Şöyle Temmuz Ağustos’a dek, elini başına koyarak göster saygını, elini kalbine götürerek hissettir selamını. İlle de yapma şu tokalaşmanı. Yapma kurtul virüsten, gripten nezleden, vesaireden..