.
Bu başlıkla aklınıza ilk gelen söylem ne olabilir? Güncel şekliyle sıralayalım;
Para sahibi olmak, şan-şöhret sahibi olmak, sağlıklı olmak, eğitimli olmak, söz sahibi olmak, okumak-okutturmak, zanaat sahibi olmak, sanatçı olmak, eş-aş-iş sahibi olmak, adam olmak, kimlikli-kişilikli olmak, müziksiyen (Çanakkale Fevzipaşa ağzıyla) olmak vb…
Yukarıda saydıklarımızın her birini insan olarak arzu ederiz, ama 10 Mart 2020’den sonra bir gerçeği hep beraber gördük, yaşadık ve yaşıyoruz ki; insanların TEK DÜŞÜNCESİ yalnız ve yalnız HAYATTA kalabilmek ve YAŞAMAKTIR…
Bu düşünce tarzı iyi mi, bizden başka bir canlıyı mı andırıyor, diye sorsam? “evet” hayvanları çağrıştırıyor; gibi bir ses duyuyorum… O zaman da “insan olma” özelliği kayboluyor, kaybolan yerde bu özelliği bulamıyor, yakalayamıyorsan, ne işin var bu dünyada…?!
Herkes kendi derdine düşmüş, ağzının yarısı kapalı, yarısı sigara içmelik açık… Bakışlarda korkaklık ve sorgulamalı davranışlar, ATM başlarında işaret parmağı çalışıyor, gözler endişeli şekilde ATM ekranından gelecek nezaketli ve sevindirici yazıya odaklanmış; BAKİYE yeterli, ama ay sonuna daha çok var, işçi ücretleri ek zamlarla emeklilere bayram parası hediyesi erkenden…
Tek düşünce yemek, yatmak, gezmek olursa; bunun adı da hayatta kalmak mı olur, yaşayan ölüden farkınız ne ?.. Hayatta kalmak güzel de “korkmadan-korkutmadan” hep beraber huzurlu yaşamak daha güzel değil mi ?!..
“KORK, KORKUT, KORKMA, KORKMAK, KORKMAMAK; gibi fiil çekimi çok güncel, çok öncel, çok dinsel, çok cinsel, çok ilkel, çok biçimsel, çok filmsel, çok gülünçsel, çok kötümser olan, dört harfli ürkütücü fiilin çekimleri !?..
İnsanları yönetmek bu fiille çok kolay, insanları yönetmeyince de büyük bir olay… Tarihin her devresinde yaşanan, yaşatılan, insan ruhunu kavramadan, insanı tanımadan, insanlık dışı hareketin çok yoğun yaşandığı yer ÖN-ASYA, ORTA-ASYA, ORTA-DOĞU coğrafyası değil mi…!? Tabiidir ki, biz de bunlardan nasibimizi maalesef alıyoruz…!?
Günlük korkularımıza bakıyoruz; yataktan kalkar-kalmaz çocuklara bağırarak, surat asarak, “elini-yüzünü yıkadın mı, çişini yaptın mı, işe geç kalacaksın, ustanı kızdırma, öğretmenini üzme, dersini yaptın mı, yemeği pişirdin mi, kocana hizmet ettin mi, banyonu yaptın mı” gibi hep korku, stres ve şiddete yakın söylemlerin yanında; ilkokuma-yazma öğretiminde verdiğimiz “emir cümlelerine de bakmak gerek…
İş hayatında, eş hayatında, ev hayatında, aile hayatında, “ YA patron gelirse YA sana kızarsa, YA işten atarsa, YA seni boşarsa, YA sana küserse, YA seni bırakır giderse, YA notunu vermezse, YA ya ya ya !.. Bütün bu “ya”lar; bizi YALAKA yaparsa…!? Bunu hiç düşünmeyiz, düşündürmeyiz, düşünürse de kızarız-oracıkta hemen bozarız…
Bir de kendimiz korku yaratmayı (kimse bir şey demeden) çok severiz… Bu âdetimiz de aileden veya iş yerinden gelen varsayımlı korkularımızdır ki, en tehlikelisi de budur… Sonra da KORKU YARATARAK, KORKAN yine bizler oluruz…” www.gazetevitamin.com
Söylenenleri doğru anlarsak, istenilenleri doğru yaparsak, kimseyi yerli-yersiz suçlamazsak, hem hayatta kalmanın yolu kolaylaşır hem insan olmanın adabı-nezaketi değerini bulur hem de yaşanılacak ömür anlam kazanır…
Dün gece saat 24,00’ten sonra sağlık tedbiri için sokağa çıkma yasağı var denilince, insanlar hemen KITLIK varmış gibi FIRINLARA ve AVM’lere koştu, koştu da PARASI olanlar COŞTU, parası olmayanlar ŞAŞTI ve KÜSTÜ…
AVM’ler ZAM kustu, maskesizler AKSIRDI-ÖKSÜRDÜ, çaresizler HAPŞIRIKLARIN içine düştü…
Kimse sorumluluk almadı… İktidar görevi gereği sorumlulukta, muhalefet de görevi gereği sorunlulukta… Halk ise, TEK düşünceyle ZORUNLULUKTA !?...
EVDEKAL-huzural, EVDEKAL- sağlık al !.. EVDEKAL- eğitim al… EVDE öğretim mi, eğitim mi, yoksa hiçbirini alamayanlar YETİM Mİ ?.. KARAR sizin, yaşamak için, ülke hepimizin… O zaman SAĞLIK için alınan kararları karşılamak sizin ve bizim…
Hayatta kalmanın yolu TEK düşünce haline girerse, hayatta kalamazsınız, AYATTA kalırsınız ; burada “H” siz olursunuz hayat olmaz, sonra AYAKTA kalırsınız, ayağa düşer-bayılırsınız…
İnsanımızın bu günkü ortamda TEK değil, TÜM anlayışı içinde BİRLİK; yarınki ortamlarda insan ayırımı yapmadan DİRLİK içinde olması ÜLKEMİZİ rahatlatır, İLKEMİZİ etkin kılar…
SEVGİYLE ve SAĞLIKLA !...
12.04.2020
Dr. Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com