.

Böyle dedim de, bu sözün başka türlüsünü de biliriz. Oraya girmeyeyim, laf salatası etmeyeyim.
 
Konu mühim. Denilenler de.. Hepimizin, yani en azından evde kalmada kararlılarımızın önemsediği meseleye ilişkin denilenlere kulak verdim, haliyle de aktarayım istedim.
 
İki uzman isim, iki tespit, iki vurgu..
 
Böyle diyerek söze girmek isterdim lakin, bir tespit ve vurgu çok dikkatimi çekti. Ne var ki, o bölümü sonda dile getireceğim.
 
Çünkü; o bölümden bahseder iken, baştaki vurguyu önemsememiş olabilirim. Şimdi gelelim ilk vurguya.  Kesinlikle önemsememiz gereken ifadelere.
 
Her deprem ardından, sözlerine kulak astığımız Deprem dedemiz ÇOMÜ’den emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek’ i hatırladınız değil mi? Gerçi, deprem olmadan aklımıza getirmeyiz hiç deprem dedemizi.
 
Sanırım, paylaşımlarına dikkat kesildiğimiz bir uzman isim için, yakında ‘Korona dede’ diyeceğiz, korkum bu noktada hayli etkin.
 
Şaka bir yana, tüm insanlığı etkileyen korona illetine ilişkin denilenleri takip etmeyenimiz neredeyse yok. Çanakkale’ de sayın Alper hocanın bu anlamda takipçisi bir hayli çok.
 
 ÇOMÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı  Doç. Dr. Alper Şener paylaştı:
 
“COVİD 19 GÜNLÜKLERİ “ başlığı ile ve ekledi;
 
“VİRÜS DEĞİŞİYOR” diye.. Bu bir önemsenmesi grekeen tespit bana göre. Bu nedenle aktarmak isterim, denilenleri.
 
Sayın hoca; “ Yani mutasyona uğruyor, İki farklı alt tip yaygınlaşıyor,
 Bu çok tehlikelidir...” diyordu önce..
 
Sonra da, uzman olduğu konuda şöyle diyordu Alper hoca..
 
“ Yıllık mutasyon kapasitesi 25, örnek vermek gerekir ise gripte bu 50’dir...
 
Yıllık mutasyon kapasitesi bir virüse karşı geliştirilen aşının başarısını ve TEKRARLANMA zorunluluğunu belirler...” bilgisini sunarak.
 
Ardından da örnekliyordu, “örneğin..”  diyerek. Yani tam da şöyle;
 
“Örneğin grip aşısı her yıl oluruz,  Mutasyon aynı zamanda adaptasyondur; örneğin EBOLA ve ZIKA...
 RNA virüsleri (COVİD 19)doğası gereği mutasyona meyillidir...yeni bir şey değil...
 
BURADAKİ MUTASYONUN İYİ VE KÖTÜ TARAFLARI VAR...
KÖTÜ...bulaştırıcılık arttı...aynı kişide YENİDEN enfeksiyon yapabilir...
 
İYİ...aşı geliştirildiğinde grip aşısı gibi her yıl olma zorunluluğu olmayabilir...”
 
Ve de tek yol diyordu hoca; “TEK YOL YAYILIM HIZINI KIRMAK ANCAK BU ŞEKİLDE ÖLÜMLERİ ÖNLERİZ.”
 
Bu kadar netti dedikleri. Bence de en güzeliydi, ifade içinde gelenin. “ÖLÜMLERİ ÖNLERİZ..”
 
BİR UZMAN, BİR DÜŞÜNDÜREN TESPİTİ..
 
Başta bahsettiğim sözlere nihayet geldim. Aslında konunun Koron ile ilgisi çok. O nedenle denilenlere ayrı bir dikkat kesildim.
 
Soruya ve sorgulanmaya açık sözlerdi bence, uzman isimden yine bir Profesör’den gelen çarpıcı şu ifade..
 
“ŞU;” diye geliyordu ilk cümle. Ve ardından hoca ekliyordu;
 
“Çanakkale şuraya notu düşeyim. Valilik ile Belediye arasında gereksiz sosyal mesafe olmasa bu şehirde, Korona süreci şuan kinden daha az hasarla atlatılır.”
 
Yok artık. Nasıl bir söz o öyle..!
 
Bir Prof’ da gelen ifade ayne böyle idi. Ne var ki, bir yorum üzerine ediliyordu bu ifade..
Dahası da var kaleme alınanların.
 
Ancak, sayın Prof’ un  bir paylaşımı ardından gelen yorumlara yönelikti bahsettiğim bu ifadeler.
 
Bu noktada, (virgül) koyayım, önce yorumlara ve yanıtlara yol açan paylaşım diyeyim. Sonra da, (virgül) koyduğum andan hareketle, dikkatimi çeken; ’Yok artık..’ tepkisi verdiğim sözün devamı derim..
 
PAYLAŞIM ŞÖYLE GELDİ, PRO. DR. ‘ DAN..
 
“Çanakkale’nin büyük şehir olmamasına çok sevindim. Ben bu şehri seviyorum: Medenilik ve belirli entelektüel kapasite var….”
 
Bu paylaşım üzerine, takipçilerden yorumlar geliyor ve “ŞU:” vurgusu ile kurulan o cümle;
 
“Çanakkale şuraya notu düşeyim. Valilik ile Belediye arasında gereksiz sosyal mesafe olmasa bu şehirde, Korona süreci şuan kinden daha az hasarla atlatılır.” İfadesi..
 
Benim tepkimden bahsettim.  “Yok artık. Nasıl bir söz o öyle..!” dediğimden..
Bu tepki verdiğim tespit ardından, şöyle kaleme alınan devam cümle geliyordu Prof. Dr.’ dan..
 
“Burada yine de davranışlarda medenilik, kurallara riayet eden bir kültür, nüfusunun en eğitimli ve birikimli olması büyük avantajlar.”
 
Demeden edemeyeceğim şuan. Yorumlamadan duramayacağım; “Kültür, eğitim  ve entelektüel yaşamın içinde, sahi biz hangi sınıfta isimlendiriliriz diye düşünmedim değil..
 
Bunu düşünür iken de bir anda haykırasım geldi ne tuhaf; “Kahrolsun Korona.,. Yaşasın EVDE KAL…”
 Bu gün hafta başı.. Umarım, yeni haberler gelir şu illete dair, sevindiren umut veren gelişmelere ilişkin tıbbı buluşları anlatır haberler..
 
İlaç mı olur, aşı mı bilemedim lakin, ne bulurlarsa bulsunlar, kesinlikle hapsa içeceğim, olmadı aşısına talibim..!