.
Güzel bir karar yerinde bir uygulama. İhtiyacı olan, sosyal mesafe kurları gereği sokağa çıkmadan, telefon edip isteyecek yardımı.
Hat ta, sıralayayım o telefonları;
217 98 24- 217 98 25 - 213 04 90 - 213 04 91
Kimsenin tuzu kuru değil malum. Salgın nedeniyle ölümcül tehlikenin nereden geleceği belirsiz..
Devlet bu noktada da dimdik ayakta.. Nasıl alkışlanmaz ki yüce Devlet..!
Bildiğim kadarı ile uzunca zamandır yanıtı aranır soruya dün ned şekilde cevap geldi. Kimden mi..! Elbette ki Devletten..
Dün e-posta adresime gelen bilgi notu, çok sık işittiğim sorulara yanıttı. Delirseniz, önce o bilgi notu diyeyim ve gelen başlığı dile getireyim.
“ÇANAKKALE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFINDAN DUYURU” ifadesi eşliğinde denilenlerden..
Şöyle kaleme alınmıştı, yardıma muhtaçlara ‘oooh beee’ dedirten cümle;
“Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında Çanakkale Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ nda sosyal hareketliliğin azaltılması, sosyal mesafe kuralına uyulması ve Evde Kal Kampanyasının Etkin bir şekilde uygulanması gerektiğinden, Sosyal Yardım Başvuruları telefon aracılığı ile alınacaktır.”
Benzeri uygulamalar hakikaten de hepimizin sağlı için. Saymakla bitmez güzel uygulamalarla, bu sürecin hakkından geleceğiz evellallah..
Bahsettiğim bilgi notu; “Bu kapsamda; Yardım talebinde bulunacak vatandaşlarımızın yardım başvuruları telefonla alınarak, ayni ve nakdi yardımları ikametgâh adreslerinde teslim edilecektir.” vurgusu da yapıyordu ki, “Aloo yardım” demek yetecek inşallah..
Bu arada; VALİLİK AÇIK KAPI YARDIM HATTI: 0286 212 03 06 olarak duyuruldu. Bence bu numaralar not alınmalı.. Evde kalıp, telefonla medet aranmalı..
Milletçe, top yekün bir sınav veriyoruz.. Hepimizin de bir görevi var. En büyük görev ise, ‘EVDE KAL’ çağrısına uymakla yerine getiriliyor.. O halde, hepimizin sağlığı ve geleceği için Evde Kalalım..
MASKE DAĞITIMI HENÜZ YOK.. LAKİN YAKINDAYMIŞ..
Devletin vatandaşına dağıtacağını duyurduğu maskeler için: “Hani ne zaman..?” sorusuna da günlerdir yanıt arayan çok. Şahsen ben gibi..
Bir şey öğrendim, önce başvuru, sonra gelecek şifreli mesajı bekleyeceğiz.
Ve denildiği gibi, Eczanelerimizden teslim alacağız maskeleri. Ancak biraz sabır. Çünkü önce, 30 in Büyükşehir ve tedbirlere ilave bir diğer şehirde gerçekleşecek dağıtım uygulaması.
Netice mi? Netice şu; Başvurularını e-Devlet üzerinden yapanlarımız şifre geldikten sonra alabilecek maskesini. Beklemek gereken, gelecek şifre.. İşte netice bu.. Alt yapı tamam, dağıtılacak maskeler Kimse maskesiz kalmayacak..
Sabırla bekleyeceğiz. Ne var ki beklemek için de başvuru yapmış olmamız gerek.. Bilmem anlata bildim mi..!
İş Piyangoya dönmesin. Bu ara, döndürmek isteyenler yığınla zaar. Eleştiri yapacak ya; Bilet almamış, çıkmıyor diye yırtınıyor.. Bilet almazsan, nasıl çıksın sana piyango..
Gerçi, kısmet ise piyangodan para, sen almazsın, alan biri düşürür. Düşen bileti de tesadüf bu ya sen bulursun.. Bakarsın ki Milyarder olmuşsun..
Benimki latife.. Şaka şaka..İnanmayın hemen. Yok düşen bileti bulacakmışız da para çıkacakmış da.. Masallar masallar..
Gelelim güne. Bu gün ne olmuş tarihte diye baktım.
En ilgimi çeken, Buzdağına çarpıp batan Titanik vakası.. 1912 yılının 14 Nisanıymış, Titanik’ in, hani batmaz denilen,. Hatta Tanrı dahi batıramaz denilen geminin batış tarihi.. Ne acı..!
Biraz daha, hatta çok daha geriye döndüm tarihte. Bir de ne göreyim. Bugünlerden önceki günlerde, süper güç diye bilinen, ancak Korona’yla birlikte, gücünün yetmeyip en güçsüz dönemine giren ABD’ ye dair bir şok haber.
1865 14 Nisan’ında; ABD Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln öldürülmüş. Güney ve Kuzey arasındaki iç savaşta Güneylilerin teslim olmasından beş gün sonra, Güney sempatizanı tiyatro oyuncusu John Wilkes Booth, Lincoln'ı Washington'daki Ford Tiyatrosu'nda oyun izlerken tabancayla vurmuş. Acvaba neresinden. Gögsünden mi, alnından mı? Baktım, araştırdam, lakin bulamadım sorumun yanıtı.
Neyse, ne.. Ölmüş işte adam.. Ne yapacaksam, neresinden vurulduğunu öğrenmekle.. Ne geçcek ise elime. Benimki de merak işte..
14 Nisan 1957’de geçen bir haber spotu gördüm birde.. Güne uygun mudur bilemedim lakin, şu olmuş 1957’ nin 14 Nisan’ında..
Dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik, Fener Ortodoks Patriğiyle görüşmüş. Görüşme sonrası yayımladığı bildiride Patrikhane, "Vatana sadakatle bağlıyız. Kıbrıs siyasi bir meseledir" demiş. Bildiri yetersiz bulunmuş.
1959’ un 14 Nisan’ına da ayrı bir dikkat kesildi. Neler olmuş neler o gün..
102 üniversite öğrencisi, Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu'na çektikleri telgraflarda "İstanbul'da yüksek tahsilde bulunan Kürt gençleri" imzasını kullanmışlar. Kürtçülük konusunda derhal yayım yasağı getirilmiş.. Yok artık.. Hani özgürlük..
Yasaklar, yasaklar. İşte bir dikkat çekici yasak daha. 1981 yılı 14 Nisan’ı.
Tarihteki bir 14 Nisan için, şu bilgiye rastladım, şu ifadeyle;
“Olay Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmak üzere yurt dışına çıkmak isteyen eski Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Bülent Ecevit'e izin verilmedi.”
1983 14 Nisan’ ında Kürtaj kanunu kabul edilmiş. Sorgulamak mı gereke, keşke edilmeseymiş diye..
1986 14 Nisan’ı da bir garip tarihmiş. ABD, Amerikan yurttaşlarına ve askeri birliklerine karşı "terörist" saldırıları desteklediği gerekçesiyle Libya'ya hava saldırısına girişmiş..
Bu içinde bulunduğumuz günlerden de kötü günler diyeceğim tarihteki 14 Nisan için, adeta haksızlık edeceğim.. İyisi mi yorumu keseyim..
Korona aldı bir güzel özgürlüğü. Şimdi ne halt edeceğiz. Hani nerede özgürlük diye haykıranlar. Var mı bir sözünüz korona ya..?
Tarihte bu günlere bir daha bakmayacağım. Dejavu sanki bazen tarih.. Hyadin hoşça kalın. Tabiki evde kalın..