.

İyi ama nasıl..?
Herkesin yanıtını merak ettiği o soruya, bence en güzel yanıtı İletişim başkanı sayın Altun verdi.
Bir yandan virüs’ le mücadele, bir yandan da Dış politika meseleleri. Kısacası zor günlerdeyiz.
Ne var ki, Kararlı ve Güçlü bir Türkiyemiz var…
Başkent gündemine göz atıyordum, şu başlığa dikkat kesildim. Bu aralar hepimizin istediği Normalleşmeye ilişkin de gelen söz. Dilerseniz, aktarayım.
İletişim Başkanı Altun: “Ramazan'da tedbirleri artırarak bayram sonrasında hayatın hepimiz için normale dönmesini ümit ediyoruz” der iken, sanırım hepimizin istediği tek şeye vurgu yapıyordu.
Dahası sözleri de geliyordu İletişim Başkanı Altun’ un.
Abonesi olduğumuz İHA’ nın bülteninde gördüm umut verici haberi. Detaylarıyla aktarmak istedim. Ne de olsa, hepimizin yanıtını aradığı zor soruya ilişkin geliyordu ifadeler. Paylaşayım o halde..
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, hükümetin hem yurt içinde hem de yurt dışında Covid-19 ile mücadele ederken, bir yandan da Suriye, Libya ve Ege Denizi gibi dış politika meselelerinde çalışmalarını sürdürdüğüne işaret ediyor ve ekliyordu;
“Ramazan ayında sıkı tedbirleri artırarak bayram sonrasında hayatın hepimiz için normale dönmesini ümit ediyoruz” diye.
“Hadi inşallah..” diye, temennide bulunmayacak  yoktur sanıyorum, bu sözler üzerine.  
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter'dan gündeme ilişkin yaptığı paylaşımında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da belirttiği gibi Suriye rejiminin mevcut durumdan istifade etmeye çalıştığını vurguluyordu önce.
"Türkiye, 5 Mart'ta Rusya ile vardığı mutabakata sadık kalmaya devam ederken, rejim provokasyonlarını sürdürüyor. Ancak rejimin İdlib'deki ihlallerine izin vermemekte kararlıyız. Bu bölgede hiçbir terör grubunun varlığına müsaade etmeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası toplumun Libya'daki meşru hükümeti desteklemesi gerektiğini yinelediğini de anımsatan Altun, "Darbeci Hafter güçlerine karşı meşru Libya hükümetinin son zamanlarda elde ettiği kazanımlar, Türkiye'nin desteğinin meyvelerini verdiğini gösteriyor. Libya ile anlaşmamıza bağlı kalmaya devam edeceğiz" diyerek.
Bir tek ölümcül virüs ile kararlı ve başarılı mücadelemiz yok ki şu fani dünyada. Daha neler nelerle uğraşıyor cennet ülkem, Türkiyem…
Asya ve Avrupa arasında, bereketli olduğu kadar cümle alemin göz diktiğini bildiğimiz, her santimetrekaresi Şehit kanı ile sulanıp, Türk milletine yurt olmuş toprakların çocukları bizler, cümle alem yine bilsin ki, Ölümü şerbet misali içer, santim toprak vermeyiz kimseciklere vesselam..
İçte bir takım hainler, sınır ötesinde ise niceleri.. Bu aralar da, Ölümcül virüs ile mücadele. Tabi ki bununda üstesinden gelecek yüce Türk Devleti..  
Normalleşmeyi bekleyen ben dahil,  Milyonlarca vatandaşımız. Geçecek inanın, bu günler de geçecek..
Kendimce düşünceleri kaleme alıp, denilenleri aktarmayı unuttuğumu sanmayın.  Düşünmeden ve dile getirmeden edemiyorum, benim de huyum bu.
Dönüyorum hemen, sayın Altun’ un şu sözlerine; "Salgın ortamından çıkar sağlamaya çalışanlar yalnızca alçak rejimler ya da darbeciler değil.
Terör örgütü PKK da ülkemize karşı saldırı düzenlemeye çalışıyor ancak bu saldırıları her gün engellemeye devam ediyoruz ve operasyonlarımızı durmaksızın sürdüreceğiz"  vurgusuna.
 Bitmiyor başımızın belaları. Birini bitiyoruz, hop bir yenisi. Misal, şimdi de dünyaya musallat olan ölümcül virüs. Gerçi, az kaldı, anlaşılan o..
Böyle dememin bir nedeni de sayın Altun’ un;  "Umut işaretler var" sözünü hatırlatması..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Covid-19'u yenmek için sosyal mesafenin öneminin altını bir kez daha çizdiğine işaret edip,  yaptığı paylaşımda detaylıca sözler eden İletişim başkanı Altun;
 "Hastanelerdeki kapasitemiz artıyor ve tedarik zincirimizde de bir sorun yaşamıyoruz. En ön saflardaki kamu çalışanlarımız ihtiyacı olanlara gerekli malzemeleri tedarik etmeye devam ediyor. Türkiye'de günlük test sayısı 40 bin düzeyine ulaştı. Enfekte sayısının azalması, iyileşen sayısının artması, yoğun bakım ünitesindeki hasta ve vefat eden sayısının aynı düzeyde devam etmesi gibi 'eğrinin düzleştiğine' dair umut işaretler var.
Bütün vatandaşlarımıza ücretsiz olarak maske dağıtımı yapıyoruz ve ilaç ya da solunum cihazı eksikliğimiz yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda bir araya gelen firmalarımız Mayıs ayının sonuna kadar 5 bin solunum cihazı üretmiş olacaklar. Tıbbi malzeme, cihaz ve ilaç üretimi için Ar-Ge programları, sertifikasyon ve üretim süreçlerimiz yakından izleniyor. N95 ve N99 maskeleri için gerekli olan filtreler de ülke içerisinde üretilecek." diyordu.
Bir söz daha ediyordu Başkan Altun,  "Zorluğun üstesinden hep beraber geleceğiz" diyerek,
Ardından da;
Şehir hastaneleri ağına toplam 2 bin 682 yatak kapasitesiyle İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesinin de eklendiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hastanenin 150 yoğun bakım ünitesiyle bin 35 yatak kapasiteli ilk etabının açılışını gerçekleştirdiğini hatırlatıp, şöyle devam ediyordu;
 "Hükümetimiz, Covid-19'un yayılmasını engellemek adına 23 Nisan'dan itibaren 31 şehirde 4 gün sürecek bir sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmasına karar verdi.
Ramazan ayında da bu sıkı tedbirleri artırarak bayram sonrasında hayatın hepimiz için normale dönmesini ümit ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 gün karantinada kalmayı kabul etmeleri koşuluyla dünyadaki bütün vatandaşlarımızı ülkemize geri getirmek için büyük ölçekli bir girişim başlatılması yönünde talimat verdi.
25 bin Türk vatandaşı Ramazan ayı içinde Türkiye'ye dönebilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümetimiz, Covid-19 ile mücadele konusunda bütün imkanlarını seferber ediyor. Vatandaşlarımız yetkililerin tedbirlere ilişkin yönlendirmelerine büyük oranda uyuyor. Bu mücadelede en ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarımıza minnettarız.
Bu zorluğun üstesinden hep beraber geleceğiz."
Sadece Yurtta değil, Yurdum insanını dünyanın öteki ucunda olsa dahi sahiplenip, zor günde yalnız bırakmayan bir Ulu Devletiz. Türkiyem, Hey maşallah..!