.

Hem de şifre beklemeden, tak diye alabileceğimiz Maskeler, atık eczanelerimizde.
(Not: 180 eczanenin her birine, 300 müracaata yetecek kadar maske dağıtımı)
Günlerdir süren eleştiri konusuna, pek güzel bir yanıt verdi  Eczacılar Odası.. “Maskeler geldi..!” diyerek.
Bence haftanın güzel bir haberi oldu, sosyal medyadan gelen bu duyuru.  
Dün Cumaydı ve kalabalıktı şehir.. İnsanlarımız, sosyal medyadan hızla yayılan haberle, bence hayli mutlu oldu.
Şifre beklemeksizin, dileyen dilediği eczaneye gidip talep edebilecek Devletimizin yolladığı maskesini. 
10 gün için, 5 adet maskeyi kişi başına dağıtacak tüm eczaneler.. Detaylıca denilenleri aktaracağım şimdi. Lakin öncesinde, eleştirilen bu konuya dair dile gelen başka bir eleştiri..
Eleştirilen konu, gelen duyuru ile bir yeni eleştiriye dönüşmedi değil. İşittiğim bazı sözler vardı ki düşündürüyordu da aynı zamanda. 
Siyasete yıllarını vermiş usta politikacılar mı desem, yok sa  siyasetin Kurt’ ları mı ! bilemedim fakat denilen sözler, siyasetçiye yönelikti bu nedenle de o sözlere ayrı bir dikkat kesildim.
Şöyle ki;  “Bu noktada, en çok eleştirilen İktidardı malum..” diyordu usta siyasetçiler, siyasetin Kurtları.
Sonra da; “Peki ya, iktidar kanadından neden bu duyuru yapılmadı.. Maskelerin geldiğinden haber mi yoktu yoksa..?” şeklinde bir de çarpıcı soru..
“Eleştirilen iktidar iken, müjdeyi niçin vermez iktidar kurmayları..!!!” şeklinde sözlere, dikkat kesilmesi gereken ben değilim elbette. Bana ne ki..? Benim işim müjdeyi vermek.. Kamuoyu bilgilensin.. Bizim Meselemiz bu..
Şimdi müjde diyeyim ve Çanakkale Eczacılar Odası’nın facebook hesabından gelen duyurudan söz edeyim.
“Değerli Çanakkaleliler..” diye başlanıyordu söze. Sonra da; 
“Devletimiz tarafından gönderilen maskeler eczanelerimize ulaşmaya başlamış ve dağıtımına başlanmıştır. 
20-65 yaş arasındaki vatandaşlarımız şifreleri olmaksızın eczanelerimize başvurabilirler..” bilgisi aktarılıyordu.
Ve de hepimize gelen bir temenni: “Sağlıklı günler dileriz..”
Yüce Devletimiz, maske işini çözdü vesselam. Kim, neden ve niçin bu güne değin attı tuttu. Maske yok çığırtkanlığını üzerine basa basa günlerdir sürdürdü. Bakıldığında, evde kalması gerekenlerin sesi da ha da çok çıkıyordu. Sosyal medyadan öyle gördüm.  Maskeler, sokağa çıkma kısıdı olmayanlara geldi bu arada.  Evlerinde kalmaları gerektiği konusunda karar çıkan küçük ve büyüklerimize değil. Zorunlu olmadıkça çıkmamamız istenen sokağa, maske var diye de çıkmak orunda değiliz değil mi..?
Kendimce  yorumlarım, üzerine alınan herkesi sinir ediyor, biliyorum.Fakat, aklın yolu da bir öyle değil mi..?
3 ecza deposuna, 180 eczaneye dağıtılmak üzere gelen maskeler artık elimize geçebilecek. Dün itibariyle, eczane başına düşecek sayı, şehrin nüfusu hesaplanarak ulaştı Çanakkalemize. 
Bakalım, eleştirilecek yeni konu ne olacak..? O’nu da şimdiden merak etmiyor değilim.. Öyle ya, hep eleştirecek bir konu bulmada ustayız kardeşim..
Gazetecilik zor iş. Çünkü kimsenin duymadığını genellikte bizler önce duyuyor, eleştirilire önce biz kulak vermek durumunda kalıyoruz. 
“Sen gazetecisin.. Yaz kardeşim bunu..! Korkmuyorsan yaz..” diye başlıyor önce ilk işittiklerimiz. 
Sonra da, ya duyum, ya da birebir yaşanılan üzerine, dinle de dinle..!
Bu durumdan, elbette şikayetçi değilim. Yanlış anlaşılmasın..
Vatandaşın bizi haberdar etmesine değil asla sitemim. Vatandaş yaşadığını tanık olduğunu aktarmasa, biz nereden haberdar olacağız eleştirilen konulardan..
Pek çok konuda olduğu gibi “aklın yolu bir..” dediğimiz öyle çok konu var ki zihnimde, doldu taştı artık beynim.
“Biz demiştik..” dediğimiz konuları saysam diyorum lakin, mümkün değil.  Çünkü öyle çoklar ki, Unuttum gitti zaten onca çok konu..
Bir avuç şehirde yaşıyoruz. Ve tanıdığımız da çok şükür ki çok, Haliyle, erken duyuyoruz..!
Her duyduğumuzu konu etmiyoruz elbet. Çünkü onlarda çok.. Hangi birini edelim ki konu..?
Bir güzel konu seçer olduk. Çoklar çünkü..Eleştiren de çok, eleştirilen de.. Hayat evlere sığdığından beri,  düşünen Çanakkale yazıyor da yazıyor. Çarpıcı ifadeler de çok, gülümseten sözler de.. 
Misal bir doktor ağabeyimin serzenişi; 
“Bebekleri bile kırkı çıktığında sokağa çıkarıyorlar! Bizim bırakın kırkımızı, cılkımız çıktı.!” demesi.
Ne de güldüm okuyunca.. Düşünenin yazdığı da çizdiği de, hem güldürüyor, hem de düşündürüyor vesselam.. Çanakkaleli olmak işte tam da bu..!