Türk Sağlık-Sen Çanakkale Şube Başkanı Turan Çavdar, tam da gününe özel sözler etmiş.

“BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ, SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ”
Türk Sağlık-Sen Çanakkale Şube Başkanı Turan Çavdar, tam da gününe özel sözler etmiş. e-posta adresime düşen iletinin detaylarını okuyunca, edilen sözlerin verilen tepkinin nedenini ayrı bir anladım. Öyle ya, durdu yere kim neden sesini yükseltsin ki..!
Önce, Çanakkale basınına sesleniyordu Çavdar “Değerli Basın Mensupları” diye.
Sonra da, günlerdir alkışladığımız kahramanlardan bahisle ediyordu sözlerini. Diyordu ki; “Kahraman sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramını, sağlık haftasını ve ebeler haftasını karşıladıkları gibi hemşireler haftasını da salgınla mücadele ile karşılıyorlar.”
Önemli gün ve haftaları, korona illeti nedeniyle yad edemedik bu yıl Milletçe. Mesela; 10 Nisan, Mesela 23 Nisan…
Neşe dolamadı içimiz. Bir garip Gururla yaşadık Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ nın Yıl dönümünü. Üstelik, 100. Yılını..
Bir ilke imza attık Milletçe, balkonlarımıza çıktık, hep bir ağızdan, bağıra bağıra okuduk Şanlı İstiklal Marşımızı.
Üzerine umutlarımız olan 2020, lanet olası illet üretti tüm dünyaya. Adı korona..  
İçtenlikle alkışladığımız, yürekten taktir edip, sağlıklı kalsınlar ki, biz de sağlıklı olalım diye dualar ettiğimiz tüm Sağlık çalışanlarına özel günleri kutlayamadıklarından söz eder iken, manidar konular üzerine de lafları geliyordu Başkan Çavdar’ ın.
 Şöyle diyordu önce; “Aradan geçen sürede sağlık çalışanları için alkışlar ve şarkıları çokça gördük.  Fakat mesele sorunların çözülmesine ve taleplerin karşılanmasına gelince övgüler dizenlerin bu konuda gereğini yapmadıklarına da şahit olduk.” vurgusu yaparak.
Dahası ifadeleri de geliyordu Başkan Çavdar’ ın. “Bu süreçte yapılan tek düzenleme olan 3 ay tavandan ek ödemelerin usul ve esaslara boğulup, idarecilerin takdirine bırakılarak yavandan bir ödeme halini aldı.
Sağlık çalışanlarını hayal kırıklığına uğrattı, çalışanlara haksızlık yapıldı. Üniversite hastanelerinde ise bürokratik bahaneler ile henüz daha ödenmedi.” şeklindeki iddialı sözleriyle.
Başlıklar gibi, içerdiği konuları da açıyordu sözleri. Mesela, şu dedikleri;
“Dünyaya övgü ile bahsedilen filasyonun, fedakârları aile hekimliği çalışanları başta olmak üzere görev alanlara ek bir ödeme olmadı. Yapılan kısa süreleri bir iyileştirme bile uygulama safhasında çarçur edildi.”
Sağlık çalışanlarının lehine, iddialı ve bir o kadar da sertti dedikleri. Yoksa, vurguları mı demeli..!
Başkan Turan Çavdar, “Sağlık çalışanları cephede kahramanca bir mücadele verip canlarını ortaya koyarken, kronikleşen sorunlarına çözüm üretilmesi ve taleplerinin karşılanması için adım atılmasını bekliyoruz.” diyerek, ifadelerinin nedenini özetliyordu sanki.
Bu kadar değildi Sağlık Neferleri için yazıya dökülenler. Dahası da geliyordu. Nasıl mı? Aynen şöyle;
“Bu kapsamda öncelikli olarak tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personelin taban maaşlarına iyileştirme yapılmalıdır.
Döner sermayelerde kronikleşen sorunlar çözülmeli, sistem yenilerek çalışan merkezli ve adaletli bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi hayata geçmelidir.
Süresiz sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir.
Atamalarda ehliyet ve liyakat esas alınmalı sadece Türkiye Cumhuriyeti devletine sadakat aranmalıdır.
Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara karşı hayata geçen düzenlemeler tavizsiz uygulanmalı, herhangi bir esnekliğe izin verilmemelidir.
Salgın mücadeledeki fedakarlıkları, virüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısı göz önüne alındığında makul bir yıpranma payının hayata geçmesi zorunluluktur. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi çalışanlar lehine acilen revize edilmelidir.”
Açtığı başlıklar gibi, konular üzerine kullandığı çarpıcı ifadelerin devamı da geliyordu. San ki, bir sorulmuş,  bin ah işittirir gibiydi cümleler.
İç döker gibi netti denilenler. Ayrıca talep edilenler. Yani özetle şu sözler;
“Salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları başta olmak üzere görev esnasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları yasal olarak şehit kabul edilmelidir.
Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı, yöneticiler sağlık çalışanları için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.”
Bence de mantıklı. Dünya gıpta ile tarih yazan Sağlık Neferlerimizi izler iken pür dikkat,  Vatandaşı uğruna canlarını veren Doktorumuz, Hemşiremiz, Sağlık memurumuzun, kısacası Türk Milletinin sağlığı uğuruna ölümü göze almış her bir Kahraman  kesinlikle ŞEHİT sayılmalı..
Türk Sağlık-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Çavdar’ ın, mesele Sağlık camiası olunca gözünü budaktan sakınmadığına defaten tanık olanlardanım. Öyle ya, gazeteciyim ve edilen sözler gibi yapılan açıklamalardan haberdar olanım.
Başkan Çavdar, net ve açık ifadeleri ile ender Sivil Toplum Kuruluşu mensuplarından bence. Evirmeden ve de çevirmeden ifadeler kullanan bir isim yani.
Misal, şu sözleri ve de çarpıcı temennisi;
“Dünyada artık covid-19 salgını sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı söylenmektedir. Umut ediyoruz ki sağlık çalışanlarının sorunlarına ve taleplerine bakış açısı da değişir. Meseleler kulak arkası, sümen altı edilmez çalışanın aleyhine değil lehine olan düzenlemeler hayata geçer.
Bu temennilerle koronavirüsle mücadelede Türkiye’nin dört bir yanında şifa dağıtan,  Çalışma hayatındaki tüm zorluklara ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen özverili bir şekilde hizmet eden gizli kahramanlar hemşirelerimizin, 12-18 Mayıs Hemşireler Haftasını kutluyorum. Yaşamlarında başarı ve mutlulukların onlarla olmasını diliyorum.”
Uzun yıllardır meslekteyim. Yine uzun yıllardır benzer ve adeta aynı konular üzerine sözleri işitenlerdenim. Yeni Dünya söylemlerinin yapıldığı şu günlerde, umarım eski dünyanın sorunları ile geçiş yapmayız bu Yeni Dünyaya.
Bu dileğime hepimiz bir amin der miyiz..? Malum, duaların kabul gördüğü günlerdeyiz..!