Bu benim değerlendirmem, denilenlerden böyle anladım. Sizleri bilemem.
Bu benim değerlendirmem, denilenlerden böyle anladım. Sizleri bilemem.
BBP Genel Başkanı Destici: “Memleket masası TBMM'dir” diyordu Başkent’ten..
Bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde ‘Memleket Masası kurulsun’ teklifi, İYİ Parti Gene Başkanı Meral Akşener’ den gelmişti.
Teklif üzerine, öyle değerlendirmeler işittim ki Çanakkale siyaset kamuoyunda, “Yerinde..” diyenler de vardı, “Kurulsun ama nasıl?” şeklinde soranlar da..
Bir de, Başkent siyasetinde teklifin yankısı vardı..
Yankı diyorum, vurgulu yorum mu deseydim acaba diye de, kendi kendime soruyorum.
Başkent gündemini sıkı takip edenlerdenim bilindiği üzere. Gerçi uzunca sürerdi, korona’ dan mıdır nedir, hayli boş bıraktım Ankara’ ya göz atmayı.
Öyle ya yoksa Çanakkale kamuoyu, TV haberlerinden öğrenmezdi, 19 Mayıs’ ta CHP heyetinin, dakikalarca Genel başkan Kılıçdaroğlu’nu Aslanlı yolun başında (18 dakika) beklettiğini.
Bu hayli çarpıcı bir gelişmeydi aslında, Geç kaldım dile getirmekte. 19 Mayıs’ günü, saat 1919’ da, Genel Başkan Kılıçdaroğlu, kurmay kadrosu ile Anıtkabir’de anlamlı bir anma töreni ircaa edecekti. Lakin, gecikme yaşandı, kurmay kadro vaktinde olamayınca belirtilen adreste, Liderin öfkesi, o anları aktarır görüntülerde gözlemlendi.
Bayat haber biliyorum bu anlattığım. Fakat anlatmadan da edemedim.
Döneyim, en başta bahsettiğime. Başkentli meslektaşlarım Neşra Durmaz - Gazi Taş’ ın haberiydi kaleme alınan.
İYİ Parti Genel başkanı Akşener’ in teklifi ardından, ittifakta ismi geçen bir partiden tepki toplayandı kurulması istenen Memleket Masası.
Tepkiden değilde, çarpıcı yorumdan söz edelim şimdi. Haberdeki ilk cümle; “Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, ‘Milletin meselelerini özgürce tartıştığı, her şeyi konuşabildiği bir masası 100 yıldır var zaten. Memleket masası TBMM'dir’ dedi.” diye geçen cümle..
Düşününce, bence de doğru bir yaklaşım ve de vurgu..
Dahası, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İYİ Parti’nin “Memleket Masası” önerisine ilişkin “Çözüme değil, gündem olmaya yönelik bir teklif olarak görüyor ve değerlendiriyorum.” diyordu., Türkiye siyaset gündemine dair düzenlediği basın toplantısında.
Ve de başka vurgulu sözleri geliyordu, bir de soru eşliğnide.
.Şöyle ki; “Bu yönüyle, yani sadece gündemi işgal edebilmesi niteliğiyle başarılı olduğu söylenebilir.
Bu tip teklifler; siyasette proje geliştiremeyenlerin, herhangi bir çözüm üretemeyenlerin gündem oluşturmak için açtığı tartışmalardır.
Bugün konuşulmayan, konuşulamayan hangi konu, hangi masada dile getirilecek? “
BBP Genel Başkanı Destici’nin, “Gazete sayfalarını geçmişe doğru karıştırdığınızda, tarih boyunca, her dönemde bu tip 'sabun köpüğü' binlerce tartışmaya rastlarsınız.” Şeklinde bir önerisi geçiyordu vurgulu sözlerinde.
Merak buyurum baktım da, haklılar sanki kendileri.. Pek çok çıkış fak ettim, kaleme alınmış onlarca haberde.
Araya girdim, denilenleri aktarmayı kestim. Ne yapayım, benim de huyum böyle..
Şimdi döneyim, yeniden sayın Destici’ nin dediklerine. Şöyle idi sözleri;
“Tek ortak özellikleri memlekete ve hiç kimseye, hiçbir faydasının dokunmamış olmasıdır. Bugün için de 'Memlekete' herhangi bir faydasının da olduğunu düşünmüyorum. Grubu olan partileri sıralamış; ‘mevcut ve muhtemel ittifak ortaklarını’, ‘kendi cephelerinde yer alan partileri’ bir masada toplayacaklarmış.
Memleket masasında HDP de olacak mı? Ne konuşacağız? Hangi illeri PKK'ye vereceğimizi mi? “
Çok çarpıcı bir soruydu yönelen. Öyle değil mi..? BBP Gnel başkanı sayın Destici, daha da soruyordu aslında. Nasıl mı? Tam da şöyle;
“Özerkliği mi? Resmi dili mi? PKK ve HDP’nin meşruiyetini mi? PKK’ya ABD'nin gönderdiği binlerce tır silahın akıbetini mi?
O silahlarla kimler öldürüldü? Şu anda kime doğrultulmuş durumda? Derdiniz nedir”
Teklifi işitmeyen yok malum. Tepkili sözleri de.. Sayın Destici ayrıca, şöyle bir vurgu da yapıyordu, Diyalogun, en çok Büyük Birlik Partisi’nin istediği bir şey olduğunun altını çizer iken, ‘Diyaloğu mümkün kılanın "masa" değil, üslup’ diyordu.
MASA 100 YILDIR ZATEN VAR..
BBP Genel Başkanı; “Milletin meselelerini özgürce tartıştığı, her şeyi konuşabildiği bir masası 100 yıldır var zaten.
Memleket masası TBMM'dir. Siyasetçilere düşen de en çok siyasetin, dolayısıyla millet iradesinin mücessem hali olan Meclis'in, çalışmalarının, mehabetinin, itibarının zedelenmesine mani olmaktır” diyordu özetle.
Bir de, tartışılan bir diğer konu için ediyordu özlerini Destici. Seçim Kanununa ilişkin tartışmaları değerlendirir iken, şöyle geliyordu ifadeleri;
“Seçim Kanunu üzerindeki tartışmalar, siyasi partilerin; kanunlardaki hükümleri avantaja çevirme ve yine kanunlarda boşluklar bularak ya da oluşturarak müeyyidelerin dışında kalma çabalarından kaynaklanıyor.
Anayasa değişikliğiyle kabul ettiğimiz ve yürürlükte olan seçim sistemin, siyasi partiler üzerindeki sınırlamaları olabildiğince azalttığını ve bu sistemde temsilde adaletin Cumhuriyet tarihimiz boyunca en üst düzeyde sağlandığına şahit oluyoruz. Eğer Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Yasası’nda bir değişiklik yapılacaksa, ihtiyaç genelde ve yerelde barajların kaldırılması ile seçimlere girme hakkı kazanan her siyasi partinin hazine seçim ve yardımından faydalanmasının sağlanmasıdır. Milletvekili transferleri ve bunun yöntem olarak kullanılması, hem ülkemizde hem de bütün dünyada siyaseti, parlamentoları itibarsızlaştıran bir yöntem olagelmiştir. Geçmişte bugüne, CHP’nin kurumsal kimliği üzerine en çok zarar veren yanlışlarını hatırlamaya çalışsak, herhalde 'Güneş Motel Hadisesi' ve 2018 yılında CHP Genel Başkanı’nın talimatıyla, İP’ye ağlayarak geçen milletvekillerinin görüntüleri ilk sıralarda yer alacaktır.Siyasi partilerimiz, siyaseti, millet iradesini ve parlamentoyu değersizleştirecek davranışlardan kaçınmalıdır. Aslında bu hassasiyetin en faza olması gereken yer de siyasi partilerimizdir. Bu hususta yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum”
Çok mu siyasete daldım ben bu gün, korona’ yı unutup..! Fakat, bazen unutmak gerek bazı meseleleri, haksız mıyım?
Muhteşem söz ile atayım noktayı. Sağlıkla kal Çanakkalem..!