Son ayların, belki de bundan sonraki hayatın önemli meselesine ilişkin, en etkili ve de yetkeli ağzıdan geliyor ifadeler Hafta sonunda sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, rakamları açıkladı.
DOĞRULUĞU TARTIŞILACAK BİLGİ İÇİN, GENELDE SORUYORUZ..
MESELA; ‘KİM DEDİ..?’ DİYE..
YANIT; FACEBOK’DA GÖRDÜM…!
HER DENİLENE MADEM Kİ İNANILIYOR,
BU SÖZLERE ACABA NEDEN KULAK ASILMIYOR..?
Son ayların, belki de bundan sonraki hayatın önemli meselesine ilişkin, en etkili ve de yetkeli ağzıdan geliyor ifadeler
Hafta sonunda sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, rakamları açıkladı.
Dedi ki; "FİLYASYON ÇALIŞMALARINDA, ‘Geçmiş olsun’ ziyareti sebebiyle bir ilimizde 190 kişiye virüs bulaştığı tespit edildi.
Bir diğer ilimizde, asker uğurlamasında, 58 kişi virüsle enfekte oldu.
Yeni iyileşen hasta sayımız, 2.647. Tedbir azaldıkça tehdit artıyor."
Mesele bu kadar net.. Üstelik hafta sonunun son günü gelen rakamların sevindirici bir diğer boyutu, iyileşen sayısının daha da artış göstermiş olmasıydı ki, MAŞALLAH dedik..
Etkili ve de yetkili isimlerin sözlerinin sosyal medyanın ‘en’ bilindik adresinde yayımlanmasına karşın, biz kullanıcılar ne yazık ki böylesi önemli bilgileri yaymak yerine, doğruluğu net olmayan, kulaktan kula yayılmış pek çok denileni paylaşıp, sosyal medyada adeta bilgi kirliliğini çoğaltıp, virüsten de tehlikeli şeyler yapıyoruz. Değil mi..!
Hafta sonu rakamlarını gösterir grafiği, daha da iyiye taşımak elimizde ise, hadi Türkiyem, elimizden gelenin de fazlasını yapıverelim…
FACE ÜZERİNE…
Ençok adını kullandığımızı şöyle bir araştırdım da denilen çok basit. Amaçlanan da..
Hedefi belli bir şey, sosyal medyanın en bilindik adresi facebok’ un..
Şöyle deniliyordu; “Facebook, insanların başka insanlarla iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan bir sosyal ağ.
4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 devresi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu.”
Peki ya; ‘Bunu kim diyor..? ‘Vikipedi’ diyor..’
Tekrar ediyorum. Bunu, ‘Vikipedi’ diyor..
Amacı hayli net sosyal ağı biz nasıl kullanıyoruz?
Bence; Adeta Arap saçına çevirircesine..
Bilmeceler yumağı oluşturuyoruz sanki.. Her denileni, her işitileni, gram, hatta zerre araştırmadan ‘paylaş’ butonuna cesur şekilde tıklıyoruz..’Tık..’
Zerre, doğruluk payını araştırmaya zahmet etmediğimiz pek çok paylaşıma ‘Tık’ dedik mi, alsana yeni bir bilinmeyen.. Kafa karıştıran, yayıldıkça daha da karışıklık yaratacağı belli, besbelli deli meseleler..
Siyaset, Devlet meseleleri, İnsanlık üzerine sözler ve dahası. Doğruluk payı bulunup bulunmadığına aldırmadan , ‘Tık’ la gitsin…
Bi noktada, sonucunda sorumluluk payına katkımız… Yani, kamuoyuna yanlış bilgi pompalamaya katkı..
Eskiden şöyle derdi büyükler:”bir laf etmeden önce, bir de düşün.. hatta bin kez düşün..”
Şimdi, otu, çiçeği, böceği paylaşır gibi, doğruluğu kesinleşmemiş denilenleri ‘tık’ diye yayıyoruz bir hareketle..
Güzel yönleri elbette çok sosyal ağların.. Genel anlamda, doğru şekilde kullanıldığında diyecek yok.. Bilgi kirliliğine katkı noktasında ise, hiçbir şey eline su dökemez sosyal ağların.. ‘Tık’ dedin mi, önüne geç geçebilirsen..
En etkili ve yetkili ağızdan gelen ifadeleri bir benimsesek, istenilen o sorumluluğun bilincine bir varsak, salgın güler önce biter, belki de aşırı normalleşirdik..
Yeni normalleri bile, kendi normallerimize uydurmak yerine, bin değil milyon düşünürdük bunları yaşar iken..
Sosyal medyada, bir de habercilik sürüyor dolu dizgin. Canlı yayında, canlı canlı vakalar.. Sinkaflı sözler geldiğinde, dil ucuyla geçiştirmeler..
Biranda, panik havası yaratacak denilenler bir yanda, bir yanda da dedikodusu dahi endişelendirecek, “Bir duyum üzerine..” şeklindeki ifade ile anlatımlar..
Hayatı bazı noktalarda kolaylaştırmak, mesela iletişimi daha da güçlendirmek adına kurulan bir şeyin, HAYATI ZORLAŞTIRACAK DÜZEYE GELMESİ de ne..?
Bu aralar; “face’de okudum.. öyle imiş..!” denilen o kadar çok konu, öyle çok olumsuz etkiliyor ki hayatı, buna hakikaten bir dur demeli..
Hani, otu, böceği, çiçeği, paylaşmadan bir de düşünmek gerek mi ne..?
Her birimizin, sorumluluğu büyük. Dile geleni veya işitileni paylaşmadan evvel, ben ne yapıyorum? da demeli birey. Yanlış mıyım..?
Çevreden haber alıp, haberleşmeyi kolaylaştırmak yerine, zorlaştırıyor isek yaptıklarımız ile, bence bin kez den de fazla bin kez, düşünmeli miyiz ne..?
Ülkemiz insanının sağlıklı günleri için, hadi bir düşünüverelim.. Elimizdeki tarifsiz gücü, kullanıverelim..Tedbirlere uyalım..