Son günlerde etrafımda da gördüğüm kadarıyla bütün erkek ve kadınlar yaşadıkları ilişkiyi sadece yalnız olmamak adına yaşıyorlarımış.
Son günlerde etrafımda da gördüğüm kadarıyla bütün erkek ve kadınlar yaşadıkları ilişkiyi sadece yalnız olmamak adına yaşıyorlarımış. Bir arkadaşımla ettiğimiz sohbette bana yanlızlığın okadar da korkulacak bir tanım olmadığından bahsetti:
Sahi herkez sadece yanlızlığını gidermek amacıylamı ilişki yaşıyorlar hiç düşüneniniz oldu mu ?
Bana göre, yalnız olmak, toplumun gözünde acınacak bir durum gibi gözüküyor olabilir. Bu yüzden de insanlar, özellikle de kadınlar, ilişkileri ne kadar kötü giderse gitsin yalnız kalmamak için ilişkilerini sürdürmeye devam ederler. Fakat bazı kadınlar ise mutsuz oldukları bir ilişkiye zaman harcamak yerine yalnız kalmayı tercih ederler. Bu güçlü kadınlar hayattan ne istediklerini bilirler ve asla daha azına kanaat etmezler.
Bazı erkekler ise sadece kendi kibirleri ve egoları ile başedemedikleri için karşı cinsle birlikte oluyorlarmış. Ne kadar da aptalca bence insanlar yalnız doğuyor , yalnız ölüyorsa hala sizin kibiriniz yada egonuzun kime ne faydası var acaba…
Kendine inanmak, başarıları için kendini takdir etmek ile kendini üstün görmek ve bunu kanıtlayacak davranışlar geliştirmek arasında fark var. İlki “kendine güven” tanımı içinde yer alıyor, ikincisi ise “kibir”. Kibirli davranışlar hissedilen zayıflık, değersizlik ve güvensizliği telafi etmek için girilen güç arayışının sonucu. Kişinin ihtiyacı, başkalarının onun gücünü kabul ettiğini görmek. Bunun için her durumu, galip geldiğini göstereceği bir yarışma olarak kabul ediyor. Kazanmak ya da kaybetmek, aşağıda ya da yukarıda olmak söz konusu, arası yok. Eğer terfi etmek gibi bir durum söz konusuysa, rakiplerini geride bırakmak için çok çalışıyor. Basit bir fikir alışverişinde, işyerindeki olağan haftalık toplantıda bile muhataplarını rakip veya karşıt sınıfına koyabiliyor.Kibirlinin sergilediği tipik davranışlar var. Bunların ilki, engel olamadığı bir arzuyla başkalarını baskılamak. En çok kullandığı baskılama yöntemi eleştirmek, topluluk önünde (kendisine geçmişte yapıldığı gibi) küçük düşürücü sözler sarf etmek ve bu yönde tavırlar sergilemek. Eleştirildiğinde, beklediği ilgi ve başarıyı bir başkasının elde etmesi halinde saldırganlaşıyor. Meselâ sesini yükseltiyor, öfkesini elinin altındaki eşyaları itmek, çarpmak gibi şiddete varan hareketlerle ifade ediyor. İkinci belirgin özelliği, dünya kendi etrafında dönüyormuş gibi davranması. Kendi yaşadıkları her zaman çok önemlidir, ancak en yakınındakilerin en önemli problemlerine kulak tıkıyor. Her durumda destek bekliyor, fakat kendini ilgilendirmeyen bir problem söz konusuysa ortamdan uzaklaşıyor.
Kibirli kişinin başkalarında uyandırdığı izlenimin iki yönü var. Kendine biçtiği değer, onu diğerlerinin gözünde de değerli kılabiliyor. Hatta kibri, gösterilen saygıyla ödüllendiriliyor. Siyasette, sanat dünyasında, ticari ilişkilerde gözlemlenen bu. Aşk ilişkilerinde de taraflardan zayıf olan, kibirli partnerine fazla değer biçiyor. Gelgelelim, bu saygının bir sınırı var. Kibrin kendini daima diğerlerinden üstün tutan, haklı çıkaran, hükmeden doğası, kazandığı hayranlığı, topladığı alkışı, puanı, saygıyı zamanla yitiriyor. Uzun yıllar ihtişamla sürdürdükleri iktidarı kaybeden siyasetçiler, göz kamaştırıcı şöhretlerini yitirerek unutulan sanatçılar, lideri oldukları sektörlerden alt liglere düşen şirketler, bir zamanlar çok sevilirken nefretle terk edilen sevgililer bu duruma örnek.Kişinin kendini güçlendirme ve başkalarını güçlü olduğuna inandırma çabası, başarısızlıkla sonuçlanıyor. Kibirin bir diğer adına d ego deniyor çoğu zaman egolu olmakta bir bakıma bencillikten geçiyor bence şu üçgünlük dünyada egonuzu yada kibirinizi bir kenara bırakın ki dünyanın sadece sizin etrafınızda dönmediğini artık anlayın. Bu hayatınız boyunca her ilişkide böyledir . Ev, iş, okul, aşk, arkadaşlık ve daha birçok yerde… Başarılı olmak için öncelikle kendinize inanın sonra geride kalan bütün negatif enerjinizi bir kenara bırakın ki insanlar sizden uzak durmasın.. Ego imiş kibir imiş kime ne faydası varsa artık burdan bütün kibirli ve egolu benmilliyetçi insanlara selam olsun. Üçgünlük dünyada bir daha geri dönüşünüz yok hayatı olduğu gibi yakalayıp yaşamaya devam edin derim. Sevgiyle kalın…