Hepimizin ilişkilerinde de bunlar mutlaka yaşanmıştır ister istemez.

Hepimizin ilişkilerinde de bunlar mutlaka yaşanmıştır ister istemez. Kadın erkek dengesizliğinin en büyük göstergesi de budur işte. Bir önceki yazımda bahsettiğim kibir ve egoda bunun bir parçası oluyor erkeklerde ve kadınların üzerinde bir hakimiyet kurma derdine düşmeleri bence bu yüzden. Peki erkekler nasıl yapıyorlar bu hakimiyet kurma işini biraz araştırarak yazmak istedim bende.
Örneğin: Muhtemelen romantik bir ilişki yaşarken birçok insan kötü olayların şiddetini normalden daha az görür. Aşık olunca bazı konularda körlük yaşamak ise herkes tarafından bilinen bir durumdur. Ama eğer yaşananlar kişiye ruhsal anlamda zarar vermeye başlamışsa sınırları çizmek ve her şeye bir dur demek oldukça önemli. Birçok kişi duygusal istismara uğradığının farkında bile değilken duygusal istismarı ya da duygusal şiddeti tanımlamak ise oldukça zor. Ancak herkes hayatına dönüp bakmalı ve yaşadıklarını gözden geçirmeli…
“Duygusal istismar/şiddet nedir?” den önce
 “Ne değildir?” i öğrenmemiz gerekiyor bence

Eşinizden ya da sevgilinizden ayrılmak, onunla tartışmak, onu incittiğinizde verdiği tepki, çok açık ve dürüst konuşmak, tartışma sırasında bağırmak duygusal istismar değildir. Herkes bazı anlarda bağırabilir, bu insani bir tepkidir. Duygusal şiddet/istismar ise çok daha sistematik bir durumdur.
Duygusal istismar / şiddet, kişinin karşısındakini kontrol etmek için fiziksel şiddet yerine duygusal şiddet uygulaması durumudur. İlişkide, bir tarafın diğer tarafı çeşitli baskılarla kontrol etmeye çalışması da denebilir
 
Duygusal istismar uygulayan kişi partneri için neyin iyi neyin kötü olduğunu en iyi kendisinin bildiğini düşünür. Çoğu zaman sert eleştirilerde bulunur
Genellikle sözlü şiddet söz konusudur ve bu istismarı uygulayan kişi sözleriyle karşısındakini bastırmaya çalışır.
 
 
Psikolojik istismara/şiddete uğrayıp uğramadığınızı merak ediyorsanız aşağıdaki belirtilere göz atabilirsiniz. İşte ilişkilerde duygusal istismarın belirtileri…
 
1. “Hayır” deme korkusu

Duygusal olarak baskı gördüğünüz bir ilişkiniz varsa muhtemelen “Hayır” demekten çekiniyorsunuz. Ortada yapmak istemediğiniz bir şey olsa bile duygusal olarak uğrayacağınız baskıyı düşünüp korkuyorsanız ve sonucunda bazı şeyleri reddetmek sizin için çok zorsa burada duygusal şiddet söz konusu olabilir.
2. Suçluluk hissi

Kendi hayatınızla ya da herhangi ortak bir konuda kendi başınıza bir karar vermeniz gerektiğinde ya da karar verdiğinizde endişeleniyor veya korkuyorsanız bu da partnerinizin size psikolojik şiddet uyguladığının bir işareti olabilir. Birbirini seven ve birbirine güvenen iki insanın karar verirken eşinden korkması ve kendiyle ilgili bir kararı bile ona danışması gerektiğini hissetmesi normal bir durum değildir. Duygusal şiddet uygulayan taraf zamanla bunu karşı tarafa baskı yoluyla kabul ettirmiştir. Herhangi bir karar verirken partnere danışmak oldukça normal bir durumken verilen karar sonucu korkulması anormal bir durumdur.
3. Sosyal çevreden ve toplumdan izole olma

Duygusal istismar/şiddet uygulayan kişi partnerinin başkalarının söylediklerinden etkilenmemesi ve ona söylediklerini sorgulamaması için zamanla partnerini çevresinden ve toplumdan soyutlamaya çalışır. Arkadaşlarıyla, ailesiyle görüşmesine çeşitli sebeplerle engel olmaya çalışır ya da onları kötüleme yoluyla ikna etmeye çalışır. Çoğu zaman istismara uğrayan taraf bunun kendisinin iyiliği için olduğunu düşünse de zamanla kendisine ait sosyal çevreden tamamen soyutlanır.
4. Duyguların yok sayılması

Duygusal istismara/şiddete uğrayan biri hissettiklerini, duygularını paylaştığında duygusal şiddet uygulayan partner bu duyguları reddeder ve görmezden gelir. Hemen kendi söylediklerini devreye sokar ve partnerine ne yapması gerektiğini söyler. Elbette söylediği şekilde davranmasını bekler ve ister. Asla partnerinin duygularını umursamaz ve dikkate almaz.
5. Hep haksız olan taraf olma

Duygusal şiddet uygulayan kişiler partnerlerini o kadar bastırırlar ki haksız olan taraf hep psikolojik şiddete uğrayan taraf olur. En azından bunu zorla kabul ettirirler ve çoğu zaman kurdukları baskıyla bunu kabul ettirirler. Partneri karşı çıktığında ise baskının şiddeti artar.
6. Sürekli eleştirime

Duygusal şiddet uygulayan kişiler partnerlerini sürekli eleştirirler. Bunu iyilikleri için yaptıklarını söyleseler de müzik tercihlerinden ses tonlarına, kariyerlerinden giyimlerine kadar pek çok farklı konuda baskıcı eleştirilerde bulunurlar ve bu eleştirilerin hiçbir yapıcı değil, hepsi yıkıcıdır.
7. Utandırma

Herkesin hayatında gurur duymadığı, kendisini utandıran olaylar vardır. Bunu partneriyle paylaşan kişiler eğer herhangi bir tartışma ya da zıtlaşma anında partnerinin bunu koz olarak kullandığını görüyorsa, partneri ona duygusal şiddet uyguluyor olabilir. Duygusal şiddet uygulayan kişiler partnerlerini bu şekilde manipüle ve kontrol etmeye çalışırlar.
8. Finansal kontrol

Duygusal şiddet uygulayan kişiler partnerlerini sürekli ellerinde tutmak ve güçsüz hissettirmek için en önemli kurtarıcıları olan finansal güçlerini yavaşça ellerinden alırlar. Onları çaresiz ve kendilerine muhtaç bırakarak yanlarında tutmak isterler. Bunu bir anda, belirgin bir şekilde değil adım adım yaparlar. Çoğu zaman duygusal şiddete maruz kalan taraf farkında bile olmaz. Hatta partnerlerinin kendilerini karmaşık bir sorumluluktan kurtardıklarını bile düşünebilirler ancak bir süre sonra kendi paralarına bile sınırlı erişim hakları olduklarını fark edebilirler.
9. Özel hayata müdahale

Duygusal şiddete uğrayan kişilerin zamanla kendilerine ait, herhangi özel bir şeyleri kalmaz. Hayatlarıyla ilgili en küçük ayrıntıdan bile partnerlerinin haberi vardır. Sosyal medya şifrelerinden telefondaki tüm mesajlaşmalara hatta arkadaşlarıyla olan ilişkilere kadar her şeyi bilirler ve bilmek isterler. Bu ise güvensizliklerinin en büyük kanıtıdır.
10. Düzenli kontrol

Duygusal şiddete uğrayan kişiler genellikle partnerlerine saat kaçta nerede olduklarını, ne yaptıklarını, kimlerle olduklarını sürekli rapor etme ihtiyacı duyarlar. Ne yaptıklarını bildirmediklerinde ise olacaklardan korkarlar ve sorun çıkacağını düşünürler. Eğer zaman çizelgesinin dışına çıkarlarsa muhtemelen duygusal şiddet uyguladıkları partnerlerini sayısız telefon aramasına maruz bırakabilir yada olabilecekleri yerlere gidip kontrol edebilirler.
11. Onaylanmama korkusu

Duygusal şiddete uğrayan kişiler sürekli partnerlerinin onayını almak için uğraşırlar. Yaptıkları her şeyin önce onların onayından geçmesini beklerler, ancak duygusal şiddet uygulayan taraf genellikle bu çabayı görmezden gelir ya da eylemleri onaylamaz. Hep daha fazlasını talep eder. Bu durum ise duygusal şiddete uğrayan tarafı daha çok çaba göstermeye ve hayatlarını partnerlerine göre önceliklendirmeye zorlar.
12. Suçlama

Duygusal şiddete uğrayan kişiler partnerleri tarafından istenilen şeyleri yapamamakla ya da yeterince kontrolleri altına girmemekle suçlanırlar. Onları suçlu hissettirirler ve suçlu olduklarına sözleriyle ikna ederler. Suçlu hisseden taraf ise duygusal şiddete uğradığının farkında olmadan korku ve endişe duyarlar.
13. Tehdit

Duygusal şiddet uygulayan taraf, işler istediği gibi gitmediğinde partnerini tehdit eder ve onu sindirmeye çalışır. Bu tehditler ev, aile, kariyer, finansal ya da arkadaşlara yönelik olabilir. Hatta şiddet uygulamakla bile tehdit edebilir. Bu da psikolojik şiddetin ve baskının en büyük belirtilerinden biridir.
14. Hakaret ve küçük düşürme

Duygusal olarak istismar edilen kişiler partnerleri tarafından sık sık toplum içinde küçük düşürülürler. Hakarete uğrarlar ancak bunu genellikle şakayla karışık yapan partnerlerine herhangi bir şekilde karşı çıkmaktan çekinirler. Çünkü bu tartışmanın sonunda o hakaretleri hak ettiklerine ya da şaka olduğu için abarttıklarına inandırılırlar. Bunun geri dönüşü olmadığı için “Olan oldu” düşüncesiyle tolere ederler.
15. Şanslı hissetme mecburiyeti yaratma

Duygusal şiddet uygulayan kişiler çoğu zaman partnerlerine kendilerine sahip oldukları için şanslı hissetmeleri gerektiğini söylerler. Yani bir nevi partnerlerinde kaybetme korkusu yaratırlar ve onları bıraktıklarında hayatlarının mahvolacağına inandırırlar. Bu duruma maruz kalan kişiler ise tüm kusurlarına rağmen partnerlerinin onları kabul ettiğine, böyle birini bulmanın zor olduğuna inanırlar.
  Ortada vurma, kırma, darp olmaması, şiddet olmadığı anlamına gelmiyor. Araştırmalara göre çiftler birbirine eşit düzeyde duygusal şiddet uyguluyor. Duygusal şiddetin varlığından bahsetmek için ses yükselmesi, tartışma olması da gerekmiyor. Sözlü saldırı, tehdit, taciz, sürekli eleştiri, utandırma gayet zarif bir dil ve tavırla da uygulanabiliyor.

Duygusal şiddetin temelinde iyileştirilmemiş çocukluk yaraları ve güvensizlik duygusu yatıyor. Uyum sağlamayı ve pozitif ilişki kurmayı bilmeyen “saldırgan” çoğunlukla karşıdakini bastırmak ve kontrol etmek için bu yola başvuruyor.

Duygusal şiddete maruz kalan “kurban”, çoğunlukla durumu şiddet olarak algılamıyor ve duruma uyum sağlayarak yaşadığı stresi azaltacağı mekanizmalar geliştiriyor.

Duygusal şiddete maruz kalıp kalmadığını kişinin anlaması önem arz ediyor. Çünkü şiddetin bu türü, uzun vadede ciddi duygusal travmalara sebep oluyor.

Peki kişi, beraber olduğu kişinin ona psikolojik şiddet uygulayıp uygulamadığını nasıl anlayabilir? Bunun birtakım işaretleri var:

1- Başkalarının önünde sizi incitici, utandırıcı, aşağılayıcı sözler sarf ediyor. “Saçmalıyorsun!”
2- Görüşlerinizi, düşüncelerinizi, ihtiyaçlarınızı görmezden geliyor.
3- Sizi değersiz, yeteneksiz, beceriksiz gördüğünü ifade eden şakalar yapıyor. “Bırak ya, sen ne anlarsın?”
4- Çocuğu kontrol eder gibi kontrol ediyor. “... varınca beni ara.” “Neden bana söylemeden yaptın?”
5- Davranışlarınızı, sözlerinizi düzeltiyor.
6- Karar almak, hatta kapıdan dışarı çıkmak için onun onayını almanız gerektiğini düşünüyorsunuz.
7- Ne kadar paranız olduğunu ve harcamalarınızı bilmek istiyor. “Hesabında kaç para kaldı? Hepsini harcama!”
8- Geleceğe dair hedeflerinizi küçümsüyor. “Uçma!”
9- Haklı olanın hep kendisi, haksız olanın ise siz olduğunu düşündürüyor.
10- Ondan çekinmenize sebep olan bir vücut dili kullanıyor.
11- Sık sık hatalarınızı hatırlatıyor. “Geçen sefer de ... yapmıştın.”
12- Aslında gerçek olmayan şeyler için sizi suçluyor.
13- Kendine asla gülmüyor, birinin ona güldüğü bir şaka yapmasına katlanamıyor.
14- Hatalarının sorumlusu olarak başkalarını görüyor. “Hep ... yüzünden.”
15- Asla özür dilemiyor.
16- Hep kendi problemleri, karşılaştığı zorluklar ve rahatsızlıklarından bahsediyor.
17- Size küçültücü isimlerle hitap ediyor.
18- Asla şefkat göstermiyor, duygusal açıdan size uzak.
19- Hep dikkat çeken kendisi olsun istiyor.
20- Sizi tehdit ediyor: “Bir daha böyle yaparsan...”
21- Seksi sizi kontrol etmek için kullanıyor.
22- Özel kalmasını isteyeceğiniz bilgilerinizi başkalarıyla paylaşıyor.

Peki duygusal şiddete uğradığını anlayan kişi ne yapmalı?
Bunu fark etmek ve kabul etmek, kişiye yeterince korkutan ve acı veren bir aşama.
Peşinden hangi aşamalar geliyor?