Gelecek hepimizin geleceği. Sağlıklı kalmak ve hepimizin geleceğine en sağlıklı şekilde kavuşmak gerek.
Gelecek hepimizin geleceği. Sağlıklı kalmak ve hepimizin geleceğine en sağlıklı şekilde kavuşmak gerek. Ne demiş atalar; “Dağ, dağa kavuşmaz, insan, insana kavuşur…”
Bu sözden hareketle, sağlıklı şekilde kavuşmak gerek sevdiğimiz insanlar ile..
Diyeceksiniz ki; “Ne diyorsun yine.. Açık söyle..”
Dediğim, hayli açık aslında. Sağlıkla kalmak ve bunun için de, uzmanların sözlerine kulak asmak..
Hal bu ki: tam tersindeyiz, hem de inatla..
Uzman diyor, hijyen, sosyal mesafe ve de maske.. Peki biz ne yapıyoruz..? Sosyal de yok, maske de, temizliği tam bilemiyorum fakat, o noktada da endişe var mı, bence var elbet..
Sağlıklı kalabilmeliyiz ki, geleceği görmek ve ulaşmak için insanlık sağlıklı kalabilsin.. “Bana bir şey olmaz” inadını bi kenara bırakmanın vakti geçeli çok oldu, bunu artık bir anlayalım derim.
Yine, iddialı sözler sarf ettiğimin farkındayım… Bu konuda işittiklerim neden oluyor bu sözlerime.
Bir uzmanın dilinden çıkan her sözü, topluma aktarmaya çalışmaya ısrarla devam edeceğim. Bunun nedenini sanırım anlatmaya da gerek yok.. Hepimizin uyması gerek olmazsa olmaz kurallara, Toplumun sağlığı için..
Ne başka gidecek Türkiye var bizleri için, ne de bize Türkiye olabilecek toprak bu dünyada. Emanete ihanet olmaz en başta. Atalarımızın bizler için canını vererek vatan ettiği bu kutsal toprakları, sağlıklı kalarak koruyabilir ve yüceltebiliriz ey millet.
Bu nedenle ısrarım, her birimizin sağlıklı kalmasına yönelik ettiği sözleri aktarmada.
Hoca yine döktürmüş, hepimizin anlayabileceği ifadeler ile. Attığı başlık tanıdık; “COVID 19 GÜNLÜKLERİ..” diye.
ÇOMÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener, kamuoyunu bilgilendirme adına yaptığı paylaşımlarına bir yenisini daha ekledi. Sosyal medya hesabınızda arkadaşınız deil ise, bu önemli sözlerden haberdar olamamışsınızdır diye düşündüğümden, sayın Şener’ in dediklerini paylaşmak istedim bu gün de..
Açtığı başlık ve anlattıkları. Mesela; “Gıda Destek Ürünleri”
Bu konuda verdiği bilgileri, kendisine yönelen sorular üzerine sunmuş Alpqer hoca. Bunu nereden mi anladım..? Attığı başlıktan elbet..
Şöyle diyordu; “Sorular üzerine..”
Ardından da yazıyordu detaylıca.. “Çok fazla tartışılan bir konu...” vurgusu yapıp, hepimizin anlayacağı türden kelimeler ile.
Doç. Dr. sayın Şener; ”Ne gerek var?” Diyenler var...”Mutlaka alınmalı “ diyenler var... şeklinde giriyordu söze.
Ardından da; “Aslında işin özünde ;” diyerek, sarılıyordu madde madde.
Önce, (1) diyordu, “1. Sağlıklı ve uzun yaşama isteği, 2. Tedavinin artık pahalı olması nedeniyle, sağlığın korunması gerekliliği, 3. Dünyada nüfus artışı ile gıda sorunu ortaya çıkması, sağlıklı majör ve minör elementleri içeren gıda üretiminin sorunlu ve yetersiz olması. 4. Dengeli beslenmek için sağlıklı gıdaya ulaşımın zorluğu ve pahalı olması...vb bir sürü faktör sıralanabilir,” diye de altını çiziyordu sunacağı bilgilerden söz eder iken...
Önemli mesele elbet sağlık.. Sağlık olmalı ki, yaşam olsun.. Yaşayabilmeli insan.. Nasıl mı..?
İşte bu konuda, kulaktan dolma bilgiler değil, kabul gören kanıtlanmışlarla devam ediyordu sayın Alper hoca.
Başlıyordu söze; “Sağlıklı/ Doğal diye yediğiniz ürünlerin ne kadarı doğal ve sağlıklı? Bugün artık hayvansal ürünlerde hormonlar nedeniyle süte bile korku ile bakılırken, tükettiğiniz hem hayvansal hemde tarımsal ürünlere sağlıklı gözü ile bakmak mümkün değildir.
Gıda takviyelerine ‘şarlatanlık’ gözü ile bakanların aynı tarafsız bakış ile ‘organik’ üretime bakması da gereklidir... Tükettiğiniz ekmeğin ne kadarı gerçek ekmek, yediğiniz çilek ne kadar doğal, sofranıza koyduğunuz domates, elma...tavuk...örnekleri arttırmak mümkün..” vurgusu yaparak.
Bitmiyordu denilenler ve altı çizilenler. Mesela mı..? Mesela, şu ifadeler;
“Bir diğer önemli konuda ihtiyaç duyduğunuz minör elementlerin gıdadan emilim sorunu yanında bunları yeterli düzeyde almak için ciddi miktarda tüketim yapma zorunluluğudur.
Bu nedenler ile Türkiye gibi ne gıda nede güneş sıkıntısı olmayan ülkelerde insanlarda D vitamini düzeyi düşük çıkar ve toplumun ciddi bir kesimi düzelmeyen anemi ile boğuşur durur...”
Ne de güzel örneklerle ediyordu söz. Ve her biri insan için di altı çizilenin. Dahası da vardı dediklerinin.
Misal, şu anlatımı; “Tüm dünyada artık; Sağlık sektörü konulara yöneldi... 1. TeleTıp...maliyet azaltımı-korunma-hastayı tedavinin parçası yapmak için. 2. Egzersiz- tedaviden çok sağlığın korunması, hedefiniz olmalı, 3. Hızlı tanı, erken müdahale için, giyilebilir tanı/ takip sistemleri- nabız takip, oksijen takip vb 4. Minör ve majör gıda destekler...
Türkiye olarak hepsinde iddialı olmalıyız...” şeklinde idi net mesaj..
Ha bu arada, en önemli söz geliyor şimdi. Ezber yaptığımız gibi, bir de uyulama da ısrarcı olsak, ayrı bir güzel olacak yaşam.. hepimizin sağlığı için.
Her bir insan evladına bu çağrı. Alper hocadan gelen..
Buyurun o vakit, herkes için geçerli o önemli çağrı; “Maskeni tak, mesafeni koru, ellerini temiz tut.”
Ünlü sanatçılar gibi, toplumun sesinden tanıdığı yeni sanatçıların dilinden de hep duyduğumuz o açğrıya, inatla kulak vermeli ve tatbik etmeliyiz. Etmeliyiz ki, çevremizin sağlığı bozulmasın, her birimizin de sinirleri gerilmesin.. Uygulamaya alınan tedbirleri hepimiz gördük ve tatbik noktasında evlerimizde kaldık günlerce.. Gerçi biz gibi kamu adına çalışan birçok sektörün mensubu, sokakta durdu. O günlerin yaşattığı strese tanıklık ettik. Zordu o evde geçen günler, haftalar ve aylar..
Yeni normallerle başladı yeniden, yeni hayatımız.
Denilenlere kulak verelim ve tatbik edelim ey millet.. Sağlık için, sağlıklı düşünüp hareket edelim..
İnatlaşmayı, zorunlu olduğumuz kurallara uymakta gösterelim.. Maske, sosyal mesafe ve hijyen.. Haydin hoşça kalın..