İyi ki bizler gibi tarafsız bakan medya mensupları var da, bir büyük mücadelede tarih yazıldığı, tarihe geçiyor…
İyi ki bizler gibi tarafsız bakan medya mensupları var da, bir büyük mücadelede tarih yazıldığı, tarihe geçiyor… Okuduğum ve sizlere de aktarmaya çalışacağım haberin kahramanları Alman medyasının mensupları. Tabi ki bir kısım.. Öyle ya, herkes göremiyor bu tür başarıları…
Döneyim habere; “Almanya ve Brüksel, Türkiye’ye seyahat uyarısı konusunda dürüst değil” çıkışına ve bunun denenine.
Alıntı; -Alman medyası’ ndan ve atılan başlıklar;
“AB’nin Türkiye için seyahat uyarısının arkasında sağlık endişeleri değil siyasi nedenler var”
Bir diğeri; “Türkiye, Berlin ve Brüksel’in Çifte standart uyguladığı eleştirisinde haklı”
Ve de güzel tespit; “Bu şekilde hareket etmek hem dürüst değil hem de siyaseten akılsızca”
Bir tane daha; “Siyasi sorunlar tatilcilerin sırtından çözülemez”
Vallahi, ne de güzel başlıklar. İşin özü gibi. Şimdi denilebilir; “Yurt dışı meselelere mi döndün…”
Yanıtım; “eee her halde…” diye gelsin o vakit..
Yahu, dünya dönüyor, döndükçe de bir şeyler yaşanıyor. Kimi yaşanılanlar cennet ülkemiz üzerine hin mi hin… Ve dahası hep alehte.. Şimdi biz de bunu “Görmeyelim mi..???”
Abonesi olduğumuz İHA’ nın, biz abonelerine servis ettiği haberler içende öne çıkan balıktı bu bahsettiğim. Başkentli meslektaşım Derya Yetim kaleme almış, ellerine sağlık..
Habere şu cümle ile giriliyordu; -Almanya ve Brüksel’in Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının arkasında sağlık endişelerinin değil, siyasi nedenler olduğunu vurgulayan Alman medyası, Türkiye’nin korona virüs ile mücadelede başarısının AB’nin çok üzerinde olduğu belirtildi.
Helal olsun be kardeşim. Dünya kabul ediyor başarıyı..Dünya der iken, tarafsız basın, tarafsız gazeteci ve kısacası objektif medya mensupları..
Övgüyü meslektaşlarım diye etmiyorum Alman basınına. Öncelikle Türkiye’ nin başarını kabul ettikleri için övgüm.
Bahsettiğim, aktarmaya çalıştığım haberin bir diğer paragrafında;
-Alman medyasında, Berlin ve Brüksel’in korona virüs salgınıyla başarılı bir şekilde mücadele eden Türkiye için seyahat uyarısına devam etmesinin arkasında sağlık endişeleri değil siyasi nedenler olduğu yorumları yer alırken, Türkiye’nin çifte standart eleştirilerinde haklı olduğu ifade edildi.-
Şeklinde bir anlatım geçiyordu. Özetleyen ve de asıl niyeti açık eden sözlerle..
Bir ara başlık geçiyordu haberde; "Almanya, korona virüs kisvesi altında bir çıkar oyunu oynuyor” diye.
Bunu kim demiş..? Alman Die Welt gazetesindeki bir yazıda geçmiş ifadeler.
Nasıl mı? Aynen şöyle; “Almanya’nın Türkiye’ye karşı korona virüs kisvesi altında bir çıkar oyunu oynamaya çalıştığı ifade edildi. “
Türkiye’nin sağlık açısından bakıldığında seyahat uyarısının mantıklı bir yanı olmadığı eleştirilerine yer verildiğinin altı çizilen o bahsedilen yazıda, Türkiye’deki vaka sayılarının diğer birçok ülkeden daha kötü olmadığına da vurgu yapılıp dikkat çekilmesi ne güzel imiş aslında..
Ayrıca da; Yazıda, Alman TÜV ve Türk sertifikasyon programlarının otel tesislerinin güvenli olmasını sağladığı belirtilerek, Almanya'nın daha kötü durumdaki diğer ülkelerde, örneğin “Avrupa’daki korona virüs merkezi” olan İngiltere’de tatil yapılmasına bile izin verdiğine işaret edildi. – denilmekte imiş..
Doğru bir. Elbet görebiline. Neyse, kedimce yorumları bir kenara bırakayım, yine eleştirilebilirim..
Haberde; Yazıda “tıbbi gerçeklik, korona virüs dış politikasında zaten ikincil bir rol oynuyor” denildi. Şeklinde de bir anlatım geçiyordu. Hayli dikkat çekici değil mi..?
Politika ne bilmem sıkıntılı şey yahu.. Millet canı ile cebelleşirken dahi, halen abuk siyasette..
Haber net, ifadeler de.. Misal; “Türkiye, çifte standart eleştirisinde haklı” görüşünün sunulması.
Bir diğer Alman medya kurumu RND den gelmiş bu tespit ve haklılık vurgusu. Seyahat uyarısı konusunda Türkiye’nin Berlin ve Brüksel’in çifte standart uyguladığı eleştirisinde haklı olduğunu belirtmiş RND.
İyi gerekçelendirilmediği takdirde seyahat uyarısının Ankara'yı rehin almak için kullanıldığı suçlamasıyla karşı karşıya gelinebileceği ifade edilen bu yazıda;
“Bu şekilde hareket etmek hem dürüstçe olmaz hem de siyaseten akılsızca olur. Türkiye ile olan siyasi sorunlar tatilcilerin sırtından çözülemez” yorumu da hayli açık şekilde yapılmış.
Gel de kutlama Alman basınını.. Demek ki kutlamakta gayet haklıymışım..
Okuduğum anda ilgimi çeken bir diğer başlık; “Bu karar, sağlık endişeleri yerine siyasi nedenlerle açıklanabilir”
Vallahi ne de güzel bir gönderme. Yine mi boş siyaset?
ABD merkezli yayın organı Al-Monitor den gelmiş, AB’nin 1 Temmuz'dan itibaren 15 ülkeden ziyaretçilere sınırlarını açtığını, ancak Covid-19 mücadelesinde AB ortalamasının çok üzerinde performans gösteren Türkiye’nin AB'ye ve AB'den seyahat kısıtlaması devam eden ülkeler arasında yer aldığı tespiti.
Gören göz kılavuz mu ister allasen!!! Türkiye’nin Kovid-19 stratejisinin başarısına işaret edilen bu yazı da, tıpkı bizim büyük ta sözümüzdeki gibi glemiş bence.
Görmüş bir göz ve de gördüğünü yazmış. Şöyle denmiş tam olarak;
“Gerçekten de Türkiye'nin korona virüs istatistikleri, örneğin AB üyesi İsveç'e kıyasla çok daha iyi. Türk nüfusu İsveç'in yaklaşık 9 katı ama Türkiye’de 1 milyon başına düşen vaka sayısı 2.370 iken bu rakam İsveç'te 6.777’dir. Türkiye'de ölüm oranı 1 milyonda 60,8 ancak İsveç'te 528,1'dir. Türkiye ile kabaca aynı nüfusa sahip olan ve başarılı Kovid-19 stratejisinden dolayı övülen Almanya ile karşılaştırıldığında bile Türkiye, Almanya kadar başarılı görünüyor. Almanya'da teyit edilen toplam vaka sayısı yaklaşık 200 bin, Türkiye'de ise bu sayı 195 bin civarında” diye..
Yazıda, AB’nin Türkiye için seyahat kısıtlamalarına devam etmesinin nedeninin halk sağlığı endişeleri yerine siyasi nedenlerle açıklanabileceği de vurgulanmış. Bu da bana göre, VARAN-3 olmuş…
Ne diyelim, görecekler zorlansalar da.. Türkiye büyük bir devlet ve büyük meselelerin üzerinden de büyük ustalıkla gelebilen bir Devlet.. Haydin hoşça kalın. Herkese iyi haftalar.. Sağlıklı kalın..