Türkiye’nin haberdar olduğu an itibariyle yüreğini yakan alevler, Gelibolu’dan yükseldi hafta başı..

Mehmetçiğin sınır ötesi operasyonlarında görev alıp, terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek için kullandığımız ve Yüzde Yüz Yerli ve Yüzde Yüz Milli İHA ve SİHA’ lara laf edenler, bence bu  anlatımı zihninize kazıyın. Görün bakın. Birilerinin umursamazlıktan geldiği İHA ve SİHA’ ların önemini…
Türkiye’nin haberdar olduğu an itibariyle yüreğini yakan alevler, Gelibolu’dan yükseldi hafta başı..
Her birimizin içi yandı ciğeri kavruldu. Yanan ormandı evet, fakat aynı zamanda, 253 bin Çanakkale Aslanının doğal yorganıydı…
Gün boyu havadan ve karadan uğraştı görevliler, yangını söndürmek için. Gece oldu, helikopter ve söndürme uçakları uçamadı. Tak diye devreye, İHA’ lar girdi. Yüzde Yüz Yerli ve Yüzde Yüz Milli…
Her birinin verdiği koordinatlara, nokta müdahaleler geldi, alevler daha da büyük alanlarda etkili olmadan, ormanı sarmadan söndürüldü.
Çoğu basın yayın organı başlık attı: ‘TÜRK İHA’ LAR İLK KEZ ORMAN YANGININDA KORDİNAT VERDİ..” şeklinde.
İçinde yeter ki TÜRK olsun. Var mı başka söze gerek..!!!
Gelibolu’ yu Şehitler coğrafyasını saran kara bulutlar, görenin içine ayrı bir acıttı. Tarihi savaş alanlarını saran alevler, gökyüzünü kaplayan zifir kara bulutlar. Sözün bittiği yerdi vesselam..
Ateşin önünde, tıpkı sel suları gibi durmak ne mümkün..???
Yanan Şehidimin yorganı ise şayet, hangi can korkar can vermekten???
Korkmadılar da.. Tereddüt dahi etmediler. Her biri vatan millet aşkıyla dur demek için alev topuna, sabaha dek mücadele verdi Gelibolu’da. Bunun adı, adeta ikinci bir Gelibolu seferberliği idi aslında.
Dahası örnekler o kadar çok ki.. Her bir yeni Gelibolu yangını, her bir TÜRK evladının yüreğini ayrı bir yaktı geçen zaman içinde. Çoğu kez dumanlar yükseldi Şehitler coğrafyasından, alevler hep yaktı kül etti, ormanlar gibi her birimizin ciğerini.
Gelibolu yangınlarının 1989’ dan bu güne her birini takip etmiş bir gazeteci olarak, her seferinde aynı acıyı yaşadı benim de yüreğim..
Tarihe not düşsün o vakit şimdi diyeceğim: “Bakın beyler.. Gelibolu’ da umursamazca atılan bir sigara izmariti dahi, 81 Milyon Türkiye’nin acısı olur, yüreğini dağlar, ciğerini yakar unutmayın.!!!”
Bu arada, bir küçük not daha: “Onlarca helikopter yangına müdahaledeydi Gelibolu semalarında. Yakıtları biten, geri döndü ikmale..
Her bir helikopter dakikalarca saf dışı kaldı yakıt ikmalinde..
Yahu, kimsenin de aklına gelmedi mi??? Bir yakıt tankerini sahada uygun bir yerde konuşlandırıp, helipet diye tabir edilen noktalara helikopterleri indirip,  yakıt ikmalini bu noktalarda yapmayı..!!!
Her bir saniyenin önemi büyük iken böyle durumlarda;
Helikopterleri dakikalarca ikmal için bölgeden uzaklaştırıp uçurmak, sonra yeniden mücadeleye dahil etmek ve geçen hayli zaman…”
 
Kimileri diyecek ki: “Ukalalık yapma.. İşine bak..!!!”
Eyvallah. Eyvallah da; “SAHİ, BÖYLE DÜŞÜNMEKTE HAKSIZMIYIM BEN… 
HER BİR SANİYENİN, GEÇEN HER DAKİKANIN ÖNEMİ BU KADAR BÜYÜK İKEN…”
Döneyim kahraman İHA’lardan söz etmeye.. Gündüz saatlerinde Yangına hava ve karadan müdahale edilse de, ilkg ünün gecesi  saat 21.00 itibariyle hava kararınca helikopter ve yangın söndürme uçakları çalışamaz duruma geldi.
Ya sonrası??? Sonrası, Yüzde Yüz Yerli ve Yüzde Yüz Milli…
Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ve itfaiye ekipleri, dozerlerin açtığı yeni yollardan ilerleyerek,  Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nda oluşturulan yangın koordinasyon merkezine, İHA’lardan alınan bilgi ve termal drone’ ların desteğiyle derlenen, tam koordinatlar ulaştıkça,  Alevlere nokta müdahale..
Sınır ötesi operasyonlarda üstlendikleri görevleri tartışmasız büyük ve hayli de başarı yüklü İHA’lar Gelibolu semalarında, Çanakkale Şehitlerinin doğal yorganı kül olmasın diye, hakikatlı bir görevdeydi.
 Diyebiliriz ki; Tüm dünyanın parmak ile gösterdiği Türk İHA'ları bundan böyle orman yangınlarında da görev yapacak. Ve ilk görev; İlk kez Çanakkale'nin tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki yangında başarı ile gerçekleşti.
İHA'ların, gece ve gündüz verdikleri koordinatlar sayesinde yangına yer ekipleri tarafından nokta müdahaleler geldi. Alevler daha da yayılmadan, söndürülmüş oldu.
Yangınla mücadeleye önemli bir katkı sunan Yüzde Yüz Yerli ve Yüzde Yüz Milli TÜRK  İHA'larının operatörlerini de ayrıca kutlamak gerek.. Zifir karanlık ve göğü saran duman.. Ateş yükseliyor her bir noktadan.. Bunun adı, başarıdır be kardeşim.. Gel de kutlama. Gel de övünme…
Gelibolu, yani Şehitler Coğrafyası.. Tarihi Yarımada ne savaşlar gördü zamanında.  Dünyada örneği yaşanmamış kahramanlık öyküleri ve yazılan eşsiz destanlar.
Top sesleri, patlayan piştovlar ve tüfeklerden çıkan patlamalar.. Barut ve kan kokusu..
Tarifi elbet imkansız bir durum bahsedilen. Ya, hafta başındaki görüntü.. Göü kaplamış kara bulut.. Nefes almayı imkansız kılan acı koku.. Hele hele, yanan ormanın yaktığı o yürekler..
 Tarih bir baka yaşandı yine Gelibolu’ da.. Acının adı yanan orman,  orman ile birlikte yok olan yaban hayvan.. Kuş, börtü böcek..Dahası karınca, kaplumbağa… Yılan, Çıyan vesaire. Hele hele arılar.. 
Küle dönen Mezarlık ayrıca.. Gelibolu'daki yangın sebebiyle alevler arasında kalmaktan son anda kurtulan Kumköy' de, gün ağarmasıyla ortaya çıkan manzara simsiyahtı. Yangın köy mezarlığını s geçmemiş,  büyük bölümünü küle çevirmişti.
Bir yanda bu aziz toprakları bizlere vatan eden ecdat, bir yanda o ecdadın torunları, köy mezarlığında..  İşte yangının bilançosu..
O halde diyelim bir kez daha; Düşünmeden atma söndürmediğin cigarını sağa sola.. Bir vurdum duymazlığın, dönülmez ve telafisi olmayan bir süreç başlatır sakın unutma..
Geçmiş olsun Çanakkale.. Geçmiş olsun TÜRKİYE…