Bir önemli tarih, 1974

Bir önemli tarih, 1974
 
Ben gibi kimimiz daha binacık çoçuk, kimimiz bir ergen, kimi delikanlı, kimi yavuklusu askerde bir genç kız. Anneler babalar demeyeceğim daha.. Ne günler.
Radyo başı nöbetler.. İç çekilerek işitilen haberler..
 
Bir parola ila tarih yazılan günler.. Ayşe Tatil’e çıkabilir…
Öncesi hazırlıklar var ebet.. Ayşe’nin tatil öncesi, valiz toplayıp yola çıkması mesela..
 
Bir süredir kaleminden bahsettiğim mesleki büyüğüm yazıp çizdiğini aylaştı geçen.. Gazeteci Mehmet Uzel. Kıbrıs Barış harekatından söz ediyordu yazdıklarında.
 
20 Temmuz’dan önce idi bana ulaşan yazı.. Biraz bekledim, daha bir geniş zaman içinde, bende bir şeyler karalayayım derdine düştüm anlayacağınız..
 
Sonra, şöyle bir arşiv gezintisine çıktım o tarihe dair. İclal Tunca Örse arşivinden karelere rastladım. Bir de o günlerden bahisle kaleme alınanlara.
 
“ADIM ADIM KIBRIS BARIŞ HAREKATI ..  ALDATMACA KONVOYU..” başlığı adı altında yazıya dökülenleri gördüm.. Merakla okudum yazıya dökülenleri.
 
Tarih geliyordu, 19 Temmuz denilerek. Nasıl mı? Aynen şöyle;
“19 Temmuz1974 Tarihinde, Kıbrıs harekatı öncesinde, sivil gemilerimizle oluşturulan "sahte konvoy" sayesinde Çıkarma harekatımızın can kaybı oldukça düşük kalmıştır, Barış harekatına iştirak eden tüm Denizcilerimizi minnetle anıyoruz. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun.” vurgusu ile..
 
O yıları anlatır fotoğraflar altında geliyordu dizeler. “19 Temmuz 1974 sabah saatlerinde Mersin Limanından bazı gemiler yola çıktı.” Bilgisi eşliğinde. Ve sonrasında ise şu anlatım;
 
“Çoğu sivil ve ticari gemiler olan bu konvoyun çok önemli bir görevi vardı. Mağusa Körfezi önünde bir gösteri yaparak Rumlara çıkarmanın o bölgeye yapılacakmış gibi gösterilerek harekatın çok kritik savaş aldatmacasını icra edeceklerdi.”
 
Şimdi döneyim, bu aralar sık sık ‘Konuk yazar’ diye takdim edip, sayfamda misafir ettiğim gazeteci Uzel’ in ifadelerine..
 
Attığı başlığı dahi, tarihe geçen parolayı daha da  meraklı hale getiriyordu..
Şöyle atmıştı başlığını Uzel; “AYŞE 46 YIL ÖNCE TATİLE ÇIKMIŞTI…”
 
Bir geçmiş dönemden söz edilse de, san ki dün yaşanmış gibi idi harekata neden o günler.. Bu aralar, yine Yunan yine Yunanın tavrı malum gündemde.. Akdeniz meselesi. Fatih gemimiz..
 
Uzatmayayım konuyu ve mesleki büyüğümün kaleminden o gülere döneyim, 1974 Kıbrıs7a..
 
Şöyle geliyordu ilk ifadeler, sayın Uzel’ den; “Evet harekat 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetlerinin Garanti Anlaşmasının  lll. maddesine dayanarak gerçekleştirildi.
 
Tam 46 yıl geçmesine rağmen hala unutulmayan Kıbrıs Barış Harekatı bu anlamlı günde Türkiye’nin gündemindeki konuları arasında yer alıyor ve bütün Türkiye de coşkuyla kutlanıyor..
 
Türk’e kefen biçenin sonu her zaman ki gibi hüsran oldu…
O biçilen kefen, kefenin biçenin kendisine kefen oldu.. Dünyanın gözü önünde Türkler katliama uğruyorlardı.” diye..
 
Sonrasında ise güncel bir toplantıdan bahisle, başlıyordu yazmaya sayın Uzel;
“Bir süre önce Kayseri Üniversitesinin davetlisi olarak Kayseri’ye gelen Kıbrıs Başbakanı Ersin Tatar’la gelen Kıbrıslı Gazeteci dostlarımla yaptığımız görüşme de;
‘Gözler havada ve denizde idi’
 ‘Neden?’ diye sorduğumda…’Katliamlar vardı Rumlar bizi katlediyordu.’.
 
Gözlerinden yaş gelerek anlatmaya başladı: Biz bunu yaşadık..Allah kimseye yaşatmasın …Ne katliamlar gördük.. Türkler geliyor.. Selam Türk’ün bayrağına..
 
Geldiklerini gördüğümüzde ..Toprağı öptük..Şükürler olsun ki geldiler dedik,dualar ettik..
Adam çıkamazken Beşparmak dağlarına Türkler oraya tank çıkarttı..” hatırlatması eşliğinde.
 
Kıbrıs Barış Harekatı üzerine, filmler izlemiştim geçmişte. San ki, o günler yeniden canlandı gözlerimin önünde..
 
Mesleki büyüğüm Uzel; “Kıbrıs Barış harekatının 46.yıl dönümü..Türk Milleti KKTC’nin yaşam hakından vazgeçmeyecektir..
 
Türkün Yavru Vatanı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti..’Türk Barış Harekatı yapılmasaydı ,Kıbrıs Türk Halkının başına gelecek olanlar,savunmasız köylerde yapılan toplu katliamlarla kendini belli eder. Kıbrıs davasının yılmaz savaşçıları,merhum Dr. Fazıl Küçük,Rauf Denktaş,Korkusuz mücahitleri,şehitler ve gazileri saygıyla anıyoruz..” diyordu önce, sonra da atıyordu noktayı…
 
“Kıbrıs da yaşanan zulümlerin izlerini ve Kıbrıs Türklerinin Anavatan dan söz ederken gözlerindeki duyguyu gördükçe onların vatan sevgisini daha iyi anlıyorsunuz..
Rumların Kıbrıs da Türklere uyguladığı Soykırım..KKTC bugün huzurlu yaşayan Türklerin tek sözü:
‘Türk askeri asla adadan çekilmesin.. Türk Askeri adadan çekilirse,  Rumlar yeniden katliam yapar’
 
 46 yıl önce Rumların Kıbrıs da yaptıkları Katliamları unutma! bu yazı Lefkoşe de yiğitler parkının girişinde görebilirsiniz..
 
Üzerinden 46 sene geçmesine rağmen hala unutulmayan Kıbrıs Barış Harekatı bu anlamlı günde vatandaşların gündemindeki konular arasında yer alıyor..
 
Adadaki Türk Vatandaşlarının uğradığı baskı ve zulmü sona erdirmek amacıyla ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasıyla gerçekleştirilen bu harekat,  TSK’ nın zorlu şartlarla mücadele ettiği en önemli başarı olarak tarihe yazılmıştır…”
 
Son bir cümlesi daha vardı yazıya dökülen ifadelerde geçen sayın Uzel’ in. Diyordu ki;
 
“Bu arada Cenevre görüşmelerinde sonuç çıkmayınca dönemin Başbakan Rahmetli Bülent Ecevit, dönemim dışişleri Bakanı Rahmetli Turan Güneş’i “Ayşe Tatile Çıksın” parolası dünya ya duyuran liderlerimizin mekanı Cennet olsun...” şeklinde..
 
Ben deniz de naçizane bir cümle kuracağım. “Hey gidi hey. Karaoğlan.. Ruhun Şad olsun.. Kıbrıs Şehitlerimiz, Nurlar içinde uyuyun” diye..