Zorlaştırdığımız hayat aslında ne kadar basit ve üç günlük dünya dedikleri...
Zorlaştırdığımız hayat aslında ne kadar basit ve üç günlük dünya dedikleri... Gerçek olan şu ki bu dünyaya geldik, sayılı günlerimizi yaşayacağız ve gideceğiz. Bu döngüdeki tek doğru ise giderken kırıp dökmeden, incitmeden; arkamızdan güzel hatıralar, iyi sözler bırakarak gidebilmek. Oysa bizler ne yapıyoruz; çevremizdekileri hatta çoğu zaman en sevdiklerimizi kıra kıra yol alıyoruz. Bilerek ya da bilmeyerek kırdığımız kalplere bir daha dönüp bakmadan geçip gidiyoruz. Hayat bazen insanlara getirdiği zorluklarla onları sınar. Ve belki de o zorlukların içinde daha iyiyi bulabilmemiz için birçok kapı açar, olayları daha derin görebilme imkanı sunar.
Yaşamın içindeki hırslarımızın, koşturmacalarımızın, dertlerimizin, kavgalarımızın ne kadar anlamsız olduğunu görebilmek ise bize kalmış bir meziyettir.
Aslında üzerinde düşünmemiz gereken en önemli konulardan biri de bu olmalı.
Hayat dediğimiz tek kerelik oyun ve bizler figüranız. Bu oyunu oynarken kimseyi incitmeden, bir gönlün üzülmesine yol açmadan, acıtmadan, bir kalbi yaralamadan sahneyi kapatmak tek gayemiz olmalı.Dinimizde de büyük yer verilmiştir kalp kırmanın önemine. Gönül yıkmak Kâbe'yi yıkmakla eş değer tutulmuştur. Ancak biz insanlar bu devirde o kadar bencil, bazen hadsiz, düşüncesiz ve duygusuz olduk ki... Egolarımıza, sahip olma hırsımıza ve kibrimize o kadar yenik düşüyoruz ki günün sonunda "birini kırdım mı?" diye hayıflanmak şöyle dursun böyle bir ihtimali sorgulamıyoruz bile. Ve bu hoyratlık içinde kırdığımız kalplerin ağırlığıyla belki de kendimize mutsuzluk kapıları açıyor ruhlarımızı hasta ediyoruz. Sanmayın ki kalp kırmak sadece kırdığımız kalbi incitir. Aslında bizdeki hastalığı da arttırır.
Kırmak, kötü kelime konuşmak yerine karşımızdakine pozitif enerji ve sevgi vermek belki ilk önce kendi yaralarımızı iyileştirecek. Sağlıklı olabilmek için bile kırmamalı, dökmemeli, incitmemeliyiz. Aslında kendimiz için yapmamalıyız bunu.
Allah neden var hiç düşündünüz mü? Bizi iyileştirmek için var. Ama bir şartla! Allah baktığımız güzel göz, yaptığımız iyi davranışlar ve hissettirdiğimiz iyi duyguların orantısında bizi tedavi eder. Her gün aynaya bakıyoruz. İşte o aynada Allah gizli; iyi bakın.Yaptıklarımıza göre aynadaki yansımamız değişecektir. Her şeyi istiyoruz; var ama olsun yine de istiyoruz. Biraz düşünmemiz gerekli; kendimize arttırırken kimlerden eksilttiğimizi... Kul hakkına girmek de bir nevi kırmak değil mi? Dikkat edin; çalışkanlık, zeka, azim sadece bize verilmedi. Biz hep kendimize eklemek isterken en kötüsü de birilerinin hakkından çalıyoruz ve belki farkında bile olmuyoruz.Doğayla, eşyayla, insanla ahenkte kalarak yaşamaktır kırmamak biraz da. İhtiyacı olan kadarıyla mutlu olmaktır kırmamak. Allah'a "ben de olanı başkasına da ver" diye dua etmek gerekir çoğu zaman. İnsanı iyiye iten güç içinde, derinlerinde saklı. Zaten onu keşfedebilirsek eminim kalp kırmamayı da başarabileceğiz...