OLUŞAN GÖRÜNTÜYE, GÜLÜMSETEN YORUM; “GARANTİ TÜYOLAR VARDI, İLK AYAKTA KUPON YATTI…!”
Cennet köşe Çanakkale menfaatine ne proje var ise, kesinlikle sahip çıkmak gerektiğine inanan ve savunanım. Çanakkale sevdamız öyle günübirlik değil, ÖLÜMÜNE VESSELAM…!
“Öyle bir geçer zaman ki..!” isimli bir TV dizisi vardı, hayranlıkla izlediğim. Hikayesi, her ne kadar a bahsedeceklerim ile hiç alakasız görülse de, zaman bazı konular için tam da böyle bir esprili yaklaşıma bence kesinlikle başlıca neden..
Hikaye kısa. Hikayenin özü ise; ‘hayret yani’ dedirtecek yorumlara neden nitelikte..
Sorumlularına gelince, belli ki yakında hesaba tabii olacaklar..
Tüyo net ve haliyle söz konusu kazanç garanti. Hat ta, kon ti garanti... Fakat bir şey oluyor, hesaplar değişiyor. İlk ayakta, kazancı kesin kupon tak diye yatıyor.İlk ayakta hem de.. Halbuki, ileri safhada ki 5 ayak için de tüyolar garanti idi..
Her zaman, tahmin edilen tutmaz. Sürprizler de yaşanabilir. Bu da tartışmasız bir gerçek.
Neyse, ben konuya döneyim. Her etabının harcaması hesaplanmış, aylar geçtikten sonra, mali hesaplamaları yeniden gözden geçirilip, ödeneği de arttırılacak bir projeye ilişkindi işittiğim hikaye. Sadece fatura kesecek bir şirket, bunun karşılığında elde edilecek kazanç. Yüklenici, taşeron der iken, iş yürüyecek, etaplar geçilecek. Ay pardon; “Ayaklar koşulacaktı mı demeli idim yoksa?”
Pist kum ve çim şekilde olunca, yağan yağmur, düşen kar, elbet zorlaştıracak çalışmaları. Lakin, sorun bu değil.. Sorun, bir STK’ nın; “Bize de, bize de…” yaklaşımı. Ve de haliyle, bilgilerin karşılıklı paylaşımına bağlı, fotoğrafın bir anda bulanıklaşması..
Bilmece çözdüren bildik tavrım yine hat safhada bu gün. Öncelikle bu tutumumdan dolayı küçük bir özrüm var, lütfen kabul edin. Ne var ki, işittiklerimi harfiyen kaleme alsam, iddialar içinden çıkılamaz duruma gelecek, o nedenle ne şiş yansın, ne de güzelim kebap…
Her ayağı, ay pardon her etabı kon ti garanti para kazandıracak bahsettiğim o proje, içinden çıkılamaz duruma geldi. Görünen o ki, sorun yumağına dönüşen konunun asıl sorumlusu; “Gel sen bu işi yap. Sen bu işi yaparsın..” diyen değil, “”Sen bu işi yaparsın” denilene, daha ilk günden ödeme çıkartanlara hesap sorulacak.. Bu da, hiç yabancı gelmiyor neden ise.. Filler tepişir olan çimenlere olur. Haliyle, kum pist, çimenli pist arasında, bir bilinmeyene dört nala koşunun sanında, elbet birkaç garanti kupon yatıverir..
Üzerine titizlikle gidileceğini düşündüğüm projenin amacı, Çanakkale’nin hayrına olarak düşünüldüğünden, sanrım bu kez; “Söz konusu Çanakkale ise, gerisi teferruattır “ denilemeyecek. Üzücü taraf, işte tam da bu taraf..
İBLİSİN ÇOCUKLARI…!
Ne de güzel oldu yahu böyle demek.. Bahsettiklerim, yine canım ormanlara ateş salanlar. Hani, kendilerini ateşin çocukları diye isimlendirenler. Onlara, başka türlü çocuklar da denilerek yorumlar geliyor da, terbiyem müsaade etmediğinden, işitileni, bas bas dile geleni tekrar etmeyeyim..
Ormanlara ateş düşüren, sözüm ona bazı itlerin, hinlerin intikamını alanları anlatmaya, uzun uzun bahsedip istedikleri reklama katkı sunmaya kalkmayacağım. Onların dilinden konuşup, görüşünden olduklarını bildiklerimiz, katledildiğini iddia ettikleri Ormanların savunucusuymuş gibi göründükleri sırada, aynı dili konuşan diğerleri orman yakıyor ise, onlara iblisin çocukları demek dahi ödül gibi gelir öyle değil mi?
Bu bilmem kimin, terör sevici çocukları için şöyle bir araştırmaya kalktım kendi imkanlarımla. Ulaştığım bir bilen; “Bunlar, ilk çıkardığı yangının, tam çarpraz istikametine denk gelecek şekilde, yine ateş düşürüyor ormana..” deyiverdi..
Sonra bir baktım, çarpraz çarpraz bölgeler, Bayram boyu alev alev.. Örnek; Yenice mi desem, Bozcaada mı…!
Kaleme aldıklarım için; “Çok mu bilim kurgu izliyorsun?” diye soran çıkabilir..
Haklı olabilirler de, benim de bir yanıtım olacak hemencecik; “Bree kız, ya sen İstanbul’un neresinden sin?”
“Hiç mi içiniz yanmıyor ormanlar cayır cayır yanar iken.. “ Bu sorum, sözüm ona yeşil sevenlerin poz verdikleri saatlerde, ormanları yakanlar ile aynı kafadan oldukları bilinenlerin yapmacık şovuna alkış tutanlara…
Aklıma gelmiş iken bir soru daha; “Sahi, emin misiniz yeşil hayranlığınız konusunda.. Yakana göz yumup, savunana da göz kırpmanız biraz garip geliyor da..!”
İblisin çocukları, Sakarya’da ki havai fişek patlamalarını da sahiplenmiş bu arada.
Evet, bekliyoruz birilerinin yorumlarını…