Bir benim aklımdan geçmemiş o konu…
Bir benim aklımdan geçmemiş o konu…
Geçmek bilmez, sanki saatlerce sürmüş hissi veren 17 Ağustos depreminden söz ettim dün. Birçoğumuzun aklına gelenlerden de söz ettim, Çanakkalemizi yakından ilgilendiren tarafıyla..
“Alınacak tedbirler ile başta can, sonra mal kaybını önlemek mümkün denilse de, ecel geldikten sonra hepsi traş. Ecel gelmiş, baş ağrısı bahane misali..!” vurgusunu da yaptım.
Bir de bir konudan bahisle, o projeye ilişkin zihnimden geçenleri biraz olsun aktarmaya çalıştım kendimce..
Sonra, bir baktım ki; ‘tek ben değilmişim o konudan, bir türlü dönüşümü mümkün olamayan, Kentsel Dönüşümden söz eden..’
İktidar Parti’nin bir önceki il Başkanı Av. Gültekin Yıldız’ ın da o konuda bahsettiklerini gördüm, yaptğı sosyal medya paylaşımında..
Ne var ki önce bendenizin dün bahsettikleri diyerek, hatırlatayım zaman geçtikten sonra bir anda zihinlerden silinen o kara günü..
Dün de demiştim; ‘amacım acı yüklü anıları tazelemek değil’ diye..
Sonra da eklemiştim; ‘Olduğu vakit dilimizden düşmeyen, korkusunun önüne geçemediğimiz, onunla yaşamak zorunda olduğumuz isim olsa da Deprem, önlem almak mümkün.. Peki ya biz?’ diye de sormuştum ayrıca..
Eskiden dillenen şekliyle, anadan babadan, dededen nineden işittiğimiz ‘Zelzele’ diye söze girmiş, ve hatta büyüklerin tabiri ile, hissedildiğinde ‘Hareket oldu..’ denilmesinin altın çizmiştim Depremden söz eder iken.
Ne zaman bir yenisi olsa, günlerce gündemimizde kalan tek konu başlığı olduğunu da anımsatmıştım Depremin..
Ve de, geçen bir vakit sonra, tak diye unuttuğumuz olduğunu da vurgulamıştım Depremin..
Mecburi iç içe yaşamak zorunda olduğumuz bir gerçek olması yanında Deprem, biliyorum ki çoğunlukta hepimizin tek çaresizliği aynı zamanda şu Deprem..
Her gerçekleşmesi ardından, dilimizden düşmez günler ve haftalarca.. Sonra; unutur gideriz Depremi..
Depremin değil, binaların öldürdüğü gerçeğini öyle çok dile getiririz ki, onu da bir vakit sonra unutur gideriz.
Beceremiyorsak düşünmeyi, hiç akla getirmemek gerek o halde bazı şeyleri.. Değil mi..?
Olduğu yere varır diye geçip gittiğimiz pek çok konu gibi, Deprem’de bir ağır vurdumduymazlığımızın diğer yöne vesselam.
Dün biraz olsun bahsetmiştim, şu aralar gündemimizden çıkıveren bir projeden, Kentsel dönüşümden.
Çanakkale’de halen hayata geçirilememiş olmasından söz ettiğim o projeye dair edilen sözler, neden ise pek ilgimi çekti.
Çanakkale’nin akla geldikçe gündemine giren ve sonra da bir anda kayıplara karışan meselesi Kentsel dönüşüm için, o dönüşümü bekleyen adreslerdekilerden bahisle birkaç kelam söz eden eski Bakan hukukçu sayın Yıldız’ ın dedikleri hayli netti..
Uzun lafın kısası; Dönüşememiş projeden bahisle, şöyle diyordu İktidar partinin eski il Başaknı Av. Yıldız; ”UNUTMADIK #17Ağustos1999” diye söze balar iken…
Net ve hayli anlaşılır ifadeyle devam ediyordu;
“20 yıl önce Marmara depreminde hayatını kaybeden binlerce vatandaşımızı rahmetle anıyorum. Allah bir daha milletimize böyle acılar yaşatmasın.”
Sonrada bir vurgu, büyük harflerle; “UNUTMAYALIM..” diyerek..
Ardından da, isim vererek bahsettikleri. Hayli kibar bir dillegelen ricası. Şöyle ki;
“Çanakkale Belediyesi tarafından 7 yıl önce 2013 yılında İsmetpaşa Mahallesinde Sosyal Konutlar olarak bilinen yaklaşık 3.000 hemşehrimizin yaşadığı bu alanda başlayan kentsel dönüşüm çalışması hala sonuçlandırılamadı.
Bu süre zarfında Çanakkale'de büyük bir depremin yaşanmamış olması Çanakkale adına bir şans olsa da, yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.
Bu nedenle Marmara Depremi benzeri acıların tekrar yaşanmaması için yetkililerin acilen sorumluluklarını yerine getirmelerini, başlattıkları bu süreci tamamlamalarını, sosyal konutlar başta olmak üzere, benzer yapı stoğu kötü binalarda yaşayan tüm hemşehrilerimizin can güvenliğini acilen teminat altına almalarını rica ediyorum.”
Dün, bendeniz de zihnimden geçenleri kalem almaya çalışmıştım. Lafı uzatmıştım belki, lakin ne zaman geleceği bilinmez depremin, her an kapıda olabileceğini düşününce, gel de uzatma haydi lafı…!!!
Yine uzatacağım lafı.. Tıp kı dün yzıya döktüğüm gibi; Kentsel dönüşüm meselesi, tıpkı deprem gibi, çat kapı gündeme geliyor, sonra tak diye gündem dışı..
Her seferinde bir garip kırmızı kart görüyor adeta, başlaması hep beklenen hayli mantıklı proje.
Kaybettik, hükümsüzdür ilanı çıkıverse, kimse beklemez ya neyse…
Bir unutulmaz vakit olarak, yakın tarihimize geçen ve en unutulmaz gün olarak hafızalarımıza kazınan 17 Ağustos diyerek, acı hatıraları yaşatmak niyetinde değilim de, dile getirmeden de olmuyor be kardeşim..
Hatırda tutmak gerekiyor bazen; ‘ ha geldi ha gelecek diye beklenilenleri..’
Tutmalı ki gündemde bazı meseleleri, belki çözüm gelir rahat bir nefes alır Kentsel Dönüşümü beklemekten yorulmuş İsmetpaşa ahalisi..!!!