Sanırım, en son yapılacak tam da bu yöntem.. Her şeyi deneme yöntemi..
Sanırım, en son yapılacak tam da bu yöntem.. Her şeyi deneme yöntemi..
Uzmanlar uyarıyor, yırtıyorlar adeta kendilerini. Olacağı görüyorlar da, peki ya kimin umurunda?
En basitinden ifadelerle kaleme alınanlar o kadar çok ki, bin mi desem, yüz bin mi? Lakin nafile.. Bizler de, aynı hamam aynı tas..
Ölümcül virüs için kaleme alınan bir yazının beraberinde, bir ‘ALINTI’ örnek ile, bir şeylerden sö edeceğim yine..
Belki altı çizilen üç maddeden sonra, sıralanan onlarca madde okunup aralarında bir bağ kurulabilir.. Benim ki de bir yöntem işte..!
Covit-19 yani ezber ettiğimiz bilinen diğer imsileri ile Korona ya da Corana için, uzman isim ÇOMÜ’ lü Prof. Dr. Alper Şener yine döktürdü.. Önce, net ifadelerle Prof. Dr. Şener’ in dedikleri diyeceğim.
Haftalardır, aylardır süren Covit-19 günlükleri başlığı ile yapıtğı paylaşımlarının bir yenisi idi Alper hocadan gelen paylaşım..
Yeni başlığı görüp, belki eskiler ile bir bağ yoktur diye düşünenler olabilir diyerek,”Konu aynı konu..” vurgusu yapayın istedim ben bugün.
Prof. Dr. sayın Şener; “ Turcovid19’dan yeni veriler... Sağlık Bakanlığı verilerini koordineli derliyorlar...” şeklinde başlıyordu anlatmaya.
Sonra, üç aynı balık ile, “1. Aktif yoğun bakım hasta sayısı artıyor, ağır hasta sayısı artıyor...
2. Yaş aralığı olarak 25-49 yaş arasında kümelenme var... ciddi boyutta...
3. İstanbul açık ara üç önemli istatistikte birinci... Toplam vaka sayısı-Toplam ölüm-100 bin kişi başına düşen vaka sayısı gibi... “ şeklideki çarpıcı bilgiyi aktarıp, ekliyordu;
“Batı Marmara” vurusu eşliğinde parantez açıp “(Çanakkale bu bölgede) Toplam Ölüm hariç diğerlerinde sondan ikinci... ölümde daha yukarıda...” diyordu özetle..
Sonra, “SAHADAN GÖZLEMLER” ifadesi eşliğinde altını çizdikleri geliyordu.
“??Yatış oranı artıyor, yaygın pnömoni oranı arttı??
??Pnömonisi olan hastalarda PCR pozitiftik oranı düşük seyrediyor ??
??Tedavi sonrası; tekrar başvuru görmeye başladık...kardiyak tutulum en sık gördüğüm??
Maskeni tak, mesafeni koru, ellerini temiz tut...kapalı+kalabalık alandan uzak dur...” uyarısı ile..
Tehlikeyi ve önlemlerin değerini daha nasıl anlatmak gerek, vallahi ben de bunu bilmiyorum şahsen..
Çorbada tuzumuz olsun mantığı ile uyarıları sık sık gündeme getirip, farkındalığı arttırma niyetiyle, elden geleni yaptığımı sanıyorum..
Bunca uyarı karşısında, sosyal medyada fark ettiğim ve ‘ALINTI’ diyerek aktaracağım bu bahsedeceğim konunun belki bir faydası olur düşüncesine kapıldım.. Çünkü, bahsedilen yaşlara erişmek için, önce virüse karşı alınması gereken tedbirleri harfiyen yerine getirmek gerek.. Yoksa, mümkün mü 60-70 ve dahası yaşları görebilmek..!!!
“Hayal kurarın yeter..” diyenlerimiz var ise, buyurun o vakit, ben alıntıdan hareketle aktarayım, sizler de böyle gidilirse göremeyeceğiz yaşlara ilişkin yazılnları okuyup, peşin peşin hayalinizi kurun..
Şöyle başlıyordu ilgimi çeken yazı;
-60'ını aşıp 70'e yaklaşmakta olan arkadaşlarımdan birine kendinde ne gibi bir değişiklik hissettiğini sordum.
-Bana hepinizle paylaşmak istediğim aşağıdaki çok ilginç satırları yolladı:
(1) Ailemi, kariyerimi ve pozisyonumu sevdiğim yılların ardından, şimdi eski arkadaşlarımı sevmeye başladım.
(2) Bir atlas olmadığımın farkına vardım. Dünyayı omuzlarımda taşımam gerekmiyor.
(3) Meyve sebze satanlarla pazarlık yapmayı bıraktım. Sonuçta, bir kaç kuruş fazla ödememle cebimde bir delik açılmayacağını biliyorum ama o bir kaç kuruş, zavallı adamın kızının okul masraflarını ödemesine yardımcı olabilir.
(4) Taksi şoförüne ödeme yaptığımda, para üstünü almıyorum. Ekstra para kazanmak yüzüne bir tebessüm kondurabilir. Ne de olsa benden çok daha fazla yoruluyor.
(5) Yaşlılara "Bu hikayeyi anlatmıştınız." demeyi bir kenara bıraktım. Ne de olsa, bu hikâyeler hatıralarını canlandırmalarına ve geçmişi tekrar yaşamalarına yardım ediyor.
(6) İnsanları hatalı olduklarında bile düzeltmemeyi öğrendim. Ne de olsa, herkesi mükemmel yapma sorumluluğu bana ait değil. Huzur mükemmeliyetten çok daha önemli.
(7) Cömertçe ve bolca iltifat ediyorum. Ne de olsa, bu yalnızca karşımdakine değil, benim de ruh halime iyi geliyor.
(8) Giysilerimdeki kırışıklığı ya da bir lekeyi dert etmemeyi öğrendim. Sonuç itibariyle, kişilik görünüşten daha çok öne çıkar.
(9) Benden farklı kişilerle tartışmaktan kaçınıyorum. Ne de olsa, onlar iyi ilişkiler yürütmenin önemini bilmiyor olabilirler ama ben biliyorum.
(10) Beni kirli oyunlarıyla saf dışı bırakmak isteyen biri olduğunda, sakinliğini koruyorum. Sonuçta, ben ne kirliyim ne de kimseyle bir yarış halindeyim.
(11) Duygularımdan utanmamayı öğreniyorum. Ne de olsa, beni insan kılan duygularım.
(12) Bir ilişkiyi koparıp atmaktansa egomu bir kenara bırakmanın daha iyi olduğunu öğrendim. Sonuçta ego tek başıma olmama neden olacakken ilişkiler asla yalnız kalmamamı sağlar.
(13) Her günü son günümmüş gibi yaşamayı öğrendim. Ne de olsa, öyle de olabilir.
(14) Beni mutlu eden şeyleri yapmayı öğrendim, ne de olsa ben kendi mutluluğumdan mesulüm, başkasınınkinden değil...”
Sıralanan tüm bu maddeler, “Bilmem anlatabildim mi..!” vurgusuna bence güzel bir örnek olmalı.. Tekrarlayacak olursak; “BİLMEM ANLATABİL Dİ Mİ?”
Bizlerden istenilen hayli basit.. Maskeni tak, mesafeli ol, bir de hijyen, (ellerini temiz tut.)