Milliyetçilik duygularımız son günlerde bir hayli kabardı.

Milliyetçilik duygularımız son günlerde bir hayli kabardı. Hazır balık avı sezonu da başlamış iken, Türkiye’nin 20 milyon kayıtlı Kara avcısı, Balık Avcıları ile bir olup, şöyle bir Ege’ye açılmlıydı ya, neyse..
O vakit görürdük, durup durup boş çekenlerin, sadece şımarıklıkta tarih yzanların yüzünü..
Geçende sosyal medyadan yazdım. Sanırım birileri, dün ettiğimiz sözü yanlış anlamış. Yahu biz dün ve önceki günlerde; “Uzaktan eğitim dedik. Yüz yüze ders yok demedik ki..?”
Dün uzaktan eğitim dediğimizi, bu günlerde birileri yüz yüze ders yok anlamış, atarlanmaları bundan olmalı.
..Dünyanın ezber ettiği; ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’.. sözünü de birileri unutmuş olacak herhalde, şöyle bir gidivermek gerek, olmadı  her gece  bence..   
Benlik sözler böyle, döneyim şimdi hayli doğru buluğdum, hak verdiğim  ‘o’ sözlere..
Çıkan ses net ve ve hayli çarpıcı; “SAĞLIK ÇALIŞANI KAHRAMANLARIMIZ MUTSUZ!” diye atıldı bir çığlık..
Sahi, gülerce balkonlardan alkışladığımız o kahramanları, bizler ne çabuk da unuttuk..?
Sağlık neferlerinin hak ve hukuku için mücadele veren sendikadan gelen bir açıklama vardı dün.. Adını verip, reklam etmeyeyim..  Maazallah, ne olur ne olmaz..!!! 
Bahsedeceğim açıklama;  “Bütün Dünyada olduğu gibi Ülkemizin de içinde bulunduğu bu zorlu süreçte, COVİD 19 Pandemisinde kahramanca mücadele eden sağlık çalışanlarımız sadece bu amansız hastalıkla değil aynı zamanda çözüme muhtaç bir çok sorunla da mücadele etmek zorunda kalmıştır.” Deniyordu ki, merak etmedim değil.. Ne ola ki o covit kadar önemli sorun diye sordum içimden..
Sonra, başladım okumaya o açıklamayı içimden içimden..
“ Bu sorunların en başında ek ödeme problemi gelmektedir.” Deniliyordu ki, kimilerine göre, sorun duygusal.. Peki ya öyle mi sahi.. Mesele sadece para mı!!!
Sarım, benim aklıma gelen soru, o açıklamayı yapanların da aklına gelecek olmalı ki, ‘Yanı Erdem bunu sorar!!!’ diye düşünmüş olacaklar ki, bir nevi yanıtta yazıyorlardı..
Diyorlardı ki; “İnsan sağlığını, insan hayatını ve nihayetinde bütün milletin sağlığını tesis etmek için çaba sarf eden sağlık çalışanları farklı isim ve kalemlerde, adaletten uzak, hakkaniyete uymayan, motivasyon kaybına neden olmakla birlikte çalışma barışını bozan, çalışanları birbirine kırdırarak sahada kırgınlığa yol açan, emek içinden emek seçerek, ÇOK ile HİÇ arasında değişen ve dolayısıyla da ne olduğunu tarif edemediğimiz bir ücret politikasından bıkmış, usanmıştır. “
Hayli kapsamlı, hayli açık ve hayli hayli sounlar yani.. Yok yok, arkadaş sormadım ben bir şey…!!!
Ve sonrası denilenlerin. Sonrası diyorum da, dahası aslında..
Açıklamada; “Sağlık Bakanımız her gün vakâ bilgilendirmesini yapıp, sevgili vatandaşlarımız salgından korunmak için maske, mesafe ve hijyene dikkat edin diye halkı uyarırken, bir yandan da kural tanımazlık,  artan vakalar ve  insanların duyarsızlığından dem vurmaktadır.
Sağlık Personeli de Sendikalar, sosyal medya, ve meslek örgütleri aracılığıyla maddi manevi taleplerine çözüm bulması için sayın Bakan'a seslenirken, maalesef sayın  Bakanımız ve ilgili merciler de Sağlık çalışanlarının taleplerine duyarsız kalmaktadır. “
Böyle idi serzenişler.. Tak diye dile gelenler, çözümü istenilenler..  
Umarım beklenen çözüm, şuaraların en büyük sorunu için lazımlı aşı gibi ciddiye alınır da, bulunuverir..  Hayırlısı artık. Aşı gibi, dualarla beklemek gerek..
Denilenlerin bütünlüğünü bozmuşum araya girmek ile.. Bahsettiğim açıklamanın, ben araya girmeden önceki devamında şimdi sıra..
Şöyle deniliyordu; “Bu iki benzer durumdan bahisle bir kez daha seslenmek istiyoruz; Sayın Bakanım eminiz ki Sizde Halkın HAKLI uyarılarınıza kulak asmayıp, duyarsız kalmasından ne kadar rahatsızsanız, Biz Sağlık Çalışanları da HAKLI taleplerimize kulak asmayıp, duyarsız kalınmasından aynı ölçüde rahatsızız. “
Düşünün şimdi a dostlar.. Şifa beklediğimiz sağlık neferleri rahatsız.. Ne olacak şimdi..!!!
 Şaka şaka, benim ki de yorum işte.. Dönüyorum hemen denilenlere.
“Pandemi ilk ilan edildiğinde Sağlık Çalışanlarının bundan birkaç sene öncesine kadar zaten aldığı, ama son senelerde Kurumların artan giderlerinden dolayı alamaz hâle geldiği ek ödemeyi 3 aylığına tavandan ödemeyi vaat ettiniz. Devamında miadını doldurmuş Döner Sermaye Yönetmeliği'nin emek taksiminde ne kadar Adaletsiz olduğunu, çoğu Çalışanın emeğinin karşılığını böyle bir  dönemde bile alamadığını yaşadık ve gördük.  “ deniliyordu bu bölümde de..
Asıl çarpıcı ifadeler geliyordu sonra. Tam da şöyle; “Şimdi de cephede iyice yorgun düşüp, tükenen, mesai arkadaşlarının vefat haberleriyle sarsılan fakat sesisini duymadığınız sağlık kahramanlarımıza yine bir çok arkadaşımızın SIFIR ile KURUŞ arasında faydalanabileceği Döner Sermaye'den teşvik olarak ödeme yapacağınızı belirttiniz. Üstelik bu sefer tavan ifadesini de kullanmadınız. 
O halde sormak istiyoruz; emek içinden emeği hangi kıstaslar ile seçeceksiniz?
Aynı kurumda insanları bir taraftan çalışan ya da çalışmayan diye ayırırken, diğer taraftan çalışıp çalışmadığına bakmadan, YOK ile ÇOK arasındaki ödeme tutarsızlığını hala neden görmüyorsunuz?
Pandemi de daha kışı yaşamadık. Yoğun geçeceği belli olan bu döneme sağlık çalışanlarını zihnen, madden ve manen yeterli motivasyon ile girmesini böyle mi sağlayacaksınız?
 
 Sesimizi duymak zorundasınız.Bu böyle gitmez.Lütfen gözünüzü bağlayan ellere aldırmayın, kulaklarınızı tıkayanları bir kenara bırakın ve sesimizi duyun. İlk teşvik uygulamanız olan Mart-Nisan-Mayıs aylarında ki tavan Döner Sermaye Uygulaması bir çok sıkıntı yaşatmışken, ikinci teşvik uygulamanızda hem de daha emek seçici yaklaşım ile daha büyük sorunlar ile karşılaşacağımız ortadadır. Sahada çalışanın motivasyonunu kıracak ve direncini düşürecek sonuçlar mücadele gücümüzü de zayıflatacaktır.
Sağlık çalışanları, hiç olmazsa salgınla mücadele süresince, uygulamadaki haksızlıkların giderilip, her bir çalışanı kapsayacak şekilde net bir ücret politikası ile seyyanen zam beklemektedir.
Salgın sürecinde de çok net bir şekilde görüldüğü gibi virüs sahada ayrım yapmıyor. Ve tüm sağlık  çalışanları aynı riski taşıyor.”

VE SIRA DA SONUÇ…
Açıklamada geçen, önemli bir bölümdeyim şimdi. Sonuç dehiliyordu çünkü.. Merak ettiniz edğil mi, işte size sonuç denilen o sonuç;
“Sonuç olarak; fedakar sağlık çalışanları arasında ayrım yapan, hak gasp eden, alın terini yok sayan, bu çarpık döner sermaye sistemine bir an önce son verilmelidir.
İnsan hayatını, insan sıhhatini konu olan bir kamu hizmeti, kangren halini almış böylesine büyük bir sorunla sağlıklı işleyemez.
Kamu hizmetlerinde çözüm yerine sorun üreten bir sistem, sadece çalışanları değil, herkesi sorunun bir parçası haline dönüştürürken, artık herkese zarar vermektedir.
Yol yakınken, bu yanlış bakıştan ve haksız uygulamadan bir an önce dönülmeli; sağlık çalışanlarının yüzü güldürülmelidir.
Her türlü yanlışlığa ve olumsuzluğa muhalif duruşumuzdan asla vazgeçmeden, haksızlıkları açıkça dile getirmek kaydıyla emeğin değerini ve ekmeğimizi büyütmenin derdiyle çalışmalamıza devam edeceğiz.”
Benlik sözle, güne son nokta.. Sağlıkla kalın..Maske, Mesafe, Hijyen..