Hadi biraz sesli düşünelim..
Hadi biraz sesli düşünelim.. Sesli der iken, kendi kendimize konuşup, düşündüğümüzü dillendirmekten bahsetmiyorum.. Lafın gelişi öyle dedim. Yoksa, kendi kendine konuşup gezenlere ne denildiğini gayet iyi biliyorum.. Lakin, bazı şeyleri iyice ezberlemek, kılımızdan hiç çıkarmamak için, bazen de böyle yapılması gerek sanırım.. Sesli düşünmek….!
Söze, öz şekliyle dile getirecek olur isek şayet, sanırım şöyle denilebilir; İNSAN TRAFİĞİNİ AZALT, SALGINDAN KURTUL…
“Hoppala..” demeyin.. Trafik önemli.. İnsan trafiğinin azaltılması konusuna şahsen ben de sıcak bakıyorum.. Neyse, ben döneyim bahsedeceklerime.. ÇOMÜ’ lü Prof. Dr. Alper Şener’i biliyorum ki hepimiz tnır olduk. Gerek TV’lere katıldığı programlardan, gerek ise sosyal medyadan bizleri bilgilendirmek için sıkılmadan verdiği uğraştan.
Alper hoca; “COVİD 19 GÜNLÜKLERİ..” başlığını atıyor aylardır.. Her seferinde de bizleri için, bizlerin sağlığı için konuları dile getiriyor, kaleme alıyor..
Geçen yaptığı paylaşımında; “Salgın kontrolünde...’Yoğurdum ekşimesin, ayranım dökülmesin.’ İfadesi ile hepimizin anlayacağı dilden konuştu sayın Şener.
’Yoğurdum ekşimesin, ayranım dökülmesin.’ vurgusu eşliğine, ‘stratejisi...’ diye de ekledi..
Sıkça sorulanlar üzerine idi Prof. Dr. Şener’ in dedikleri.. Misal; ‘Vaka sayıları artıyor... Neler yapılabilir?’ sorusuna yanıt verdi kendileri.
Sonra sıraladı, rakamlar vererek.. Bir dedi ve ekledi yani..
Prof. Dr. Alper hoca; “1.İl bazlı hafta sonu sokağa çıkma yasağı/ yaş gruplarına göre belli zamanlarda sokağa çıkma, 2.Vardiya usulü çalışma, 3.Toplu taşımada yeni düzenleme ve denetimler, 4.Kapalı “eğlence” mekanlarının hizmete ara vermesi, 5.Okulların açılmasının yeniden gözden geçirilmesi.”
Akla mantığa uygun sözlerdi bu denilenler.. Hele ki, duyumu alınan son okul vakaları ardından, ben dahil herkesin aklı ayrı bir karşıtı.. Yani diyorum,akla mantığa uygun sözler tamam, aklımızı karıştıran gelişmeler asıl mesele..
Sayın Şener; büyük harfler ile; “ÖZETLE İNSAN TRAFİĞİNİ AZALTACAK ÖNLEMLER... BURADA KARAR VERİLMESİ GEREKEN HANGİ YÜZDEYİ EVDE TUTACAĞINIZ!” başlığı da açtı önceki gün.
Sonra ekledi tıbbi anlamda, tıp dilinde geçtiği şekliyle, açık ve net ifadeler ile düşündüklerini. Şöyle yazdı son paylaşımında;
“Diğer taraftan; asemptomatik PCR pozitiflere ilaç tedavisi doğru yaklaşım değil ( rehberde yer almasına rağmen ) ...şöyle ki... biz de PCR işleminde ön İşlem yapılmıyor; Ct >33 tutuluyor- oluşan pozitiftik reel=vial virüs yükü olmayabilir( yüksek ihtimalle); HbsAg kantitasyon ile HBV DNA viral yük tahminin tam örtüşmemesi gibi düşünmek lazım...bu nedenle bu kişileri hasta/ vaka olarak kabul etmek doğru değil ( bence)...Ancak olasılık üstünden hareket ediyorsak? Bu kişiler evde 5-7 gün izlem sonrası kontrol PCR negatif ise topluma karışmasına izin verilmelidir...”
Diyeceksiniz ki, “Biz bu tıbbi terimlerden pek bir şey anlamadık..”
Basit aslında diyeceğim benim de.. google neye var.. ya da başka arama motorları.. Pek bir bilgimiz olmayan konularda, araştırıp, yeri geldiğinde hekimlere de bu araştırdıklarımızı satmaya çalışanlar bizler değil miyiz?
Öyle çok örnek verebilirim ki bu dediklerim üzerine. Ne var ki şimdi bununla uğraşacak değilim..
Ben, işin uzmanı, profesörünün dediklerini aktarayım.. Çünkü hepimizin asğlığı için bunlar son derece gerekli.
Alper hoca dahil, tüm Tıp adamları aynı şeyi tekrarlıyor ısrarla.. ve de en basit önlem aslında bu dile gelenler.. “maskeni tak, mesafeni koru, ellerini temiz tut. Kapalı, kalabalık alandan uzak dur.”
Gelelim yeni bir konuya. Malum, beklenen yağışlar geldi.. Hafta sonundan buyana yağışın da etkisi ile sonbaharı yaşar olduk.. Hava soğudu. Gözlemliyorum da, hapşıran tıksıran sayısı da haylice..
Peki ne yapmalıyız? Grip‘ ten, yani bildiğimiz soğuk algınlığından korunmalıyız. Bir haftada geçer nasıl olsa diye, gribi hafife almamalıyız.. Alır isek şayet, işte o vakit yaşarız bir büyük curcuna.. İhbar edenler olabilir mesela..“Adam sürekli hapşırıyor, öksürüyor..” ihbarları çoğalır, bu nedenle Emniyet güçleri de ne yapacağını şaşırır..
Herkes biliyor ki bir Pandemi dönemindeyiz.. Salgının tehlikesi ortada..Üstelik tüm dünya bu salgının pençesinde. Grip dahi olmamalıyız yani.. İlaç yazdırmaya gittiğimiz sağlık kuruluşlarında, ateş yüksekliğinden dolayı yaşanması muhtemel haklı paniğin adı olabiliriz.
Onca uzmanın, onca önerisini işitiyor ve bir çoğunu uyguluyor gibi gözüksek de, her denileni yapmak da bizi hasta edebilirmiş mesela.. Onca vitamin yüklemesi, onca denileni yerine getirip, türlü türlü şeyleri tüketmek, türlü türlü iş açabilirmiş başımıza..
Ne diyor Atalar; ‘Her şeyin çoğu zarar…!’
Her kafadan çıkan sesle hareket edenlerimiz öyle çok ki maalesef, hemen her gün bir dostla bu konuda tartışır oldum bendeniz. Uzman değilim elbet.. Haddime de değil.. Otu bilmem neyi araştırdığımız gibi, sağlığımız için yapılması gerekenleri ciddiyetle araştırsak hepimiz, sanırım hayli güçlü bünyeye sahip oluruz her birimiz. Güçlü bir savunma sistemimiz olur ki, corona morona o vakit hikaye..