Ne söz yeter anlatmaya, ne de sözler yeterli kalır hissedilen Coşkuyu aktarmaya...

Ne söz yeter anlatmaya, ne de sözler yeterli kalır hissedilen Coşkuyu aktarmaya... Her birimizin, kuşkusuz ki CUMHURİYET’ e özel bir kelamı vardır, kısa da olsa, en hakikatlisinden..Çünkü içtendir denilen yani hissedilen..
 
Kolay değildi ulaşmak, kolay da değildi kurmak.. Hele ki o günlerin şartları..
 Uzatmayayım, bir içtenlikle kurulduğundan emin olduğum cümlelere geleyim.
 
Sürekli olarak bahsettiğim bir isim.. Konuk yazar diye de anlatmaya çalıştığım kişi.. Kayseri’den, kıdemli meslektaşım Mehmet Uzel..
 
Hayli net bir ifade ile, diyordu ki; “Sonsuza dek de ayakta kalacaktır…”
Evel Allah.. hepimizin de mücadelesi bu, Cumhuriyetimiz ayakta kalsın, hep Varolsun için..
 
Mesleki büyüğüm sayın Uzel;  “Cumhuriyet ve Demokrasi yoklukla, yoksullukla, ölümle sınanan bir halkın, küllerinden doğuşunun en büyük simgelerindendir.” Diye vurguluyordu En Büyük Bayramımızın nedenini..
 
Sonra da;  “Önemi, kıymeti büyüktür…
 
 Zor günlerden geçerken özellikle bu iki kelimenin önemine bir kez daha vurgu yapmak, unuttuklarımız hatırlamak, bildiklerimizi pekiştirmek, yanlış bildiklerimizi doğruyla değiştirmek şart.” diyordu..
 
Emliyordu sonra, kla gelebilecek bir soruyu tekrarlayıp; “Neden mi?” diye..
 
Sonra nedeni özetliyordu adeta, kelimeler geliyordu, anlamı bence de pek kıymetli kelimeler dizisi.
 
“Çünkü cumhuriyet, halkın egemenliğini kendi elinde bulundurduğu ve bunu, asından seçtiği milletvekili aracıyla kullandığı bir devlet şeklidir özgürlük ve eşitlik, rejimin temelini oluşturur.
 
Demokrasi ise bu topraklarda yaşayan vatandaşların, devlet politikasını şekillendirme de eşit haklara sahip olması anlamına gelmektedir.
 
Aklımıza gelebilecek her türlü farklılığı, zıtlığı; çeşitlilik, zenginlik, renklilik, en büyük kültürel miras olarak benimseyen anlayıştır.
 
Çok uluslu, çok dilli, çok kültürlü devletler için en uygun yönetim şeklidir.” Vurgusu ile..
 
 Ve dahası ifadeleri vardı Mehmet Uzel’ in.. Önsözün yazıldığı coğrafya Çanakkale’ ye hayranlığına tanık olup, hayran kaldığım isim şöyle diyordu özetle;
 
“Aynı coğrafyayı vatan belleyenlerin, hikâyeleri iç içe geçenlerin, etle tırnak olanların birbirine saygı duyarak geliştirdikleri en hayati süreçtir.
 
Can damarıdır. Atan kalp, çalışan beyindir.
 
Cumhuriyet rejimi ve demokrasisi, hukukun sağlıklı işleyebilmesi; örgütü topluma dönüşebilmemizin de olmazsa olmazıdır.
Çocukların, ağız dolusu kahkahalar atabilmesidir. Büyüklerin şekillendirdiği bir dünyada, daha yüzeysel yaralar alarak yaşayabilmelerinin tek yoludur.
 
Cumhuriyet rejimi, en büyük halk iradesi, halk birlikteliği, halk dayanışmasıdır.
 
Cumhuriyetimizin 97. kuruluş yıldönümü, daha güçlü bir demokrasiye yol olsun.
 
Bize bu değerli vatanı armağan edenlerin ruhu şad olsun.”
 
Mehmet ağabeyin, “Saygıyla, özlemle, minnetle anıyoruz.” diye de bahsettikleri, elbette ki  n başta Yüce Önder Atatürk ve o’nun silah arkadaşlarıydı şüphesiz.. İllaki Çanakkale aslanları ayrıca..
 
Ki, onlar, gözlerini kırpmadan Şahadete koşanlardır malum..
Çanakkale candı, Çanakkale vatandı.. Vatan kurtulmalıydı ki, CUMHURİYET kurulmalı..
 
Mehmet ağabey; “Hep vardı, var olacak.. Cumhuriyete, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına sahip çıkmak bu güzel vatanda yaşayan herkesin görevidir.” diyordu ayrıca ve ekliyordu;
 
“ Çünkü hukukun üstünlüğünü esas alan, çok sesli çok kültürlü bir yönetim anlayışı Cumhuriyet, toplum tek oksijen kaynağıdır. Vatan uğruna canını feda edenlere kadar en temel sorumluluğumuzdur.
 
Kendimiz, çocuklarımız, sevdiğimiz, hayat boyu belki hiç tanışmayacak, karşılaşmayacak olsak dahi varlığına şükrettiğimiz, “iyi ki varlar” dediğimiz o güzel insanlarla huzurlu bir ömrün olmazsa olmaz koşulu da cumhuriyettir. Değeri çok, anlamı ve hissettikleri derindir.
 
Sana olan saygımı da sevgimi de anlatmaya yetecek kelime yok canım Ata’m.. Atatürk devrimlerinin bekçisi milyonlar var bu ülkede. Hep vardı, var olacak.
 
Hep kutluydun, hep kutlu kalacaksın Cumhuriyet...!”
 
Şuradan kordondan baktığımızda bir avuç yarımadaya, Toprağını sıktığında fışkıran Şüheda mesela.. Yağmur sonrası toprağı  buram buram Şüheda kokan o coğrafya…
 
Dünya’nın önünde saygı ile eğildiği büyük komutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün, ayak izlerini de tutuyor bağrında..
CUMHURİYET, iyi ki varsın da biz de var olduk…!!!