Günlük ve genel hayatımızın içinde çok sık karşılaşıp üzerinde hiç kafa yormadan, kimseyi düşünmeden, yalnız tek bize aitmiş gibi görünen İKİ güncel kelimeyle tüm okuyucularımıza MERHABA !

Günlük ve genel hayatımızın içinde çok sık karşılaşıp üzerinde hiç kafa yormadan, kimseyi düşünmeden, yalnız tek bize aitmiş gibi görünen İKİ güncel kelimeyle tüm okuyucularımıza MERHABA !
Yaz ayının sıcaklığı hem ülkemizde hem KKTC’de yerini rüzgarlı soğuk havaya bırakırken;  sıcak günlerde HAK, soğuk günlerde ÇIKAR gözetmeyenlere MERHABA !..
HAK ile ÇIKARI karıştıran, hepsini kendi için görenlere MERHABA yok !..
HAK-kın toplumsallığını, meşruluğunu, ÇIKAR’ın bireyselliğini, meşru olmadığını bilenlere MERHABA-mız VAR, bilmeyenlere MERHABA-mız YOK !..
HAK ayrı ÇIKAR ayrı !?..
HÂK var; ALLAH;
hâk var, TOPRAK;
hak var, ADALET-DOĞRULUK-HUKUK !..
Bu üç hak yazılımını bilenler, hakkı yerine oturtan, ÇIKARI korkutan kişilerdir ki, bunlara sevgi, bunlara saygı HER kişinin kârı olmalı…
ÇIKARI hortlatan, kendi cebiyle KODLAYAN ise, ER olamayan kişinin kârıdır…
Bizler, anlamak istemediğimiz kavramları çok karıştırır, üzerinde dayanaksız (mesnetsiz)  şekilde  konuşur-tartışır dururuz, bu iki kelimeden biri olan HAK-kı  üzerinde tartışmadan kabullenirken; ÇIKAR kelimesindeki AR-ı (utanmayı) bir tarafa bırakıp onun için ölür-öldürür, ya toprağa ya hastahaneye ya hapishaneye gideriz… Ne tuhaf insanlarız biz…?!
Her şeyi, her çıkarı kendine  HAK, başkalarına hak-huk görenlerin insani-İslâmi-ırkî ve haysiyetî yönü olmaz, bunlar yaşadıkları süre içinde de  ONMAZ !?..
Hak gelince aklımıza;  Ziya Gökalp’in AHLÂK şiirinin ilk dörtlüğünü gerektiğinde hatırlamak;
“Ahlâk yolu pek dardır,
 Tetik bas, önü yardır,
 Sakın hakkım var deme,
 Hak yok, vazife vardır…”
 Mısraığında  HAKtan önce çalışmak, sonra hak etmek, anlayışıyla yetiştirilenler, önce çalış-üret- hak et, sonra tüket, anlayışıyla yetişen bizler; dışarda önizleme yaptık, ÇIKAR-da önizleme yapamadık…

Bir şey ÇIKARSA, hak değildir, HAK-SA çıkar değildir. Çıkarda alınteri yok, hakta alınteri veya daha önceden veriliş vardır…
Her şeyi kendine hak görenler, hakkı almanın yolunun çalışmanın güzelliği içinde olduğunu bilmeli; geçmişte mitinglerde çok rastlanan;
“ HAK verilmez, alınır..”  sloganını da iyi değerlendirilmelidirler...
 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, Çocuk Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ve kutsal kitaplarda yer alan dini anlayıştaki sözlerde HAK geçerliliği  hep toplumsal olarak verilmiştir. ÇIKAR sonradan hakkı olmayanın istenmesi halidir...
“İnsan hakları herkesindir. IOANNA KUÇURADİ ÇIKAR herkesin değil, bireyseldir.
TDK Sözlüğüne de gözlük takmadan bakalım mı?..
hak, -kkı (I)
Arapça ?a??
1. isim Adalet,
2. isim Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç,
3. isim Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk,
4. isim Verilmiş emekten doğan manevi yetki,
5. isim Pay,
6. isim Emek karşılığı ücret,
7. sıfat Doğru, gerçek,
çıkar:
isim
Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar. https://sozluk.gov.tr/
Bu kavramları bilim adamlarının bakışı açısından ele alırsak:
“Hak, kişinin hukuken korunan ve sahibine bu korumadan yararlanma yetkisi veren bir menfaattir.
Hak, esasen Arapça hukuk kelimesinin tekil hâlidir. Günümüzde ise hak kavramı, kişilerin hukuken menfaati olarak tanımlanmaktadır.
Hak kavramı, hukuk doktrininde üzerinde uzlaşma sağlanmış bir kavram değildir. Yazarlar, hakları kendilerince tanımlamışlar ve böylece kendilerine ait teoriler oluşturmuşlardır. Bununla birlikte, hak kavramını reddeden yazarlar da vardır.
Haklar çeşit çeşittir, bu nedenle doktrinde de haklar türlere ayrılarak incelenmiştir. Bu ayrım, hakkın niteliğine ve uygulanma alanına göre yapılabildiği gibi; para ile ölçülebilme, kullanımının etkisi, kullanma yetkisi ve hakkın bağımsız olup olmamasına göre de yapılabilir.
Hak sahibi, hakkından onu kullanarak yararlanır. Bu kullanım sırasında hak sahibinin dikkat etmesi gereken noktalar vardır. Buna göre, hak sahibi hakkını dürüstlük kuralına uygun olarak kullanmalıdır.
Dürüstlük kuralı ise, kişinin bir olayda namuslu, dürüst ve makûl bir insanın gereken tavrı sergilemesidir. Aksi hâlde, hakkın kötüye kullanıldığı sonucuna ulaşılır. Hakkın kötüye kullanımını ise hukuk düzeni korumaz.
Haklar, hukuki işlemlerle kazanılır veya kaybedilir.
Hukuki işlem, tarafların hukuki bir sonuç doğurmak kastıyla yapmış oldukları işlemlerdir.”
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hak#:~:text=Hak%2C%20ki%C5%9Finin%20hukuken%20korunan%20ve,uzla%C5%9Fma%20sa%C4%9Flanm%C4%B1%C5%9F%20bir%20kavram%20de
Hak kavramını kabul eden teorilere baktığımızda; İrade teorisi, Menfaat teorisi, Karma teorisi vardır.
Son olarak ise, kişilerin sahip olduğu bu menfaatin hukuk düzenince korunuyor olması gerekir…
Şunu burada belirtmekte yarar vardır; bilim adamlarının çoğu da HAKÇIKAR mı konusunda tam anlaşabilmiş değillerdir.
Bizim ülkemizin kültürü içinde HAK ve ÇIKAR farklı yerlerde bulunduğu için toplumumuzda sürekli çalkantılı şekilde tartışılmaya devam edecektir…
Bizler, yaşadığımız süreçte bu kavramları, hukuk ve dürüstlük içinde değerlendirdiğimiz sürece; hem kişisel hem toplumsal anlayışı ETKİN kılarız…
İnsanı, insan yapan unsurlar ÇIKARLAR değil, HAKLARIdır…
ÇIKARLAR (menfaat), HUKUK düzeni içinde korunuyorsa, değer bulur, HAK haline gelebilir...
 
Yazımızı aşağıdaki “alıntı” sözlerle bitirelim:
Eğer TAKIM ruhu içindeyseniz ?”
 
Ego dediğin kafeste,
  Fikir dediğin arenada,
  Bireysel menfaat dediğin sürgünde,
  Ortak hedef dediğin önünde olacak!
 
  Ders dediğin deftere,
  Akıl dediğin duvarlara,
  Ben dediğin suya,
  Biz dediğin damarlara kazınacak …”  https://twitter.com/dr_ayhanozkan/status/
  Çıkarla HAKkı, hakla ÇIKARı;  keyfiyetle, KEYFİ karıştırmayanlara Girne’den SEVGİLER!..
 
                                                                                                  08.11.2020
                                                                                                    Yrd. Doç. Dr.
                                                                                              Hayrettin Parlakyıldız    
                                                                                    E-posta: hparlakyildiz@mynet.com