HATTA, HEP HATIRLAMAMIZ GEREKENLER ONLAR…! ‘ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ..’

Törenler, Bayramlar, Onların yazdığı tarihten sayfalar açıldığında, o gün geldiğinde genel de anımsadıklarımız..
 
Bu konuda, çok şey söyleyesim var lakin, susma gerektiği anlardayım şu an bendeniz..
 
Dün zihnimden geçti bir an.. Saat 09:05’ de, hayat durduğunda sirenler çalıyor iken…
 
MİNARELERDEN, KEŞKE O AN SALALAR VERİLSE..
HOCALAR SESLEN SE BİR DE; “MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN..”
 
Benimki de böylesi bir garip düşünce işte.. Sirenler çalıyor iken acı acı, Salalar verilse yeniden keşke, ATATÜRK’ üm için..
 
Böylesi deli düşünceler zaman zaman düşüyor zihnime.. Ben de mi delilik acaba…!!!
 
Böyle düşünüyor iken, e-posta adresime bir ileti düşüyor,  uyarı alıyorum.. ‘Yeni bir mailin var’ diye..
 
Deli deli düşünüyor iken, belki de iyi geldi bu mail.. kafamı dağıttı işte şu an.. Bakıyorum ki, konuk yazarımız diye isminden sık söz ettiğim Mehmet ağabey göndermiş, Kayseri’ den..
 
Başlık şu; “… Şehit ve gazilere minnet borçluyuz…”
 
Aynen de öyle.. san ki, içimden geçeni okumuş mesleki büyüğüm Mehmet Uzel . Şehit ve Gazilerimiz’ den söz ediyor.. Hadi gel de, dikkat kesilme yazıya dökülenlere..
 
“Türk Milleti olarak bu coğrafyada birlik ve beraberlik içerisinde özgür ve bağımsız yaşıyorsak; bunu şehitlere ve gazilere borçluyuz .”sözünü, kim şapka çıkartmaz ki sahi.. Mesleki büyüğüm Mehmet ağabey, ne de güzel vurgulamış asıl olanı..
 
Sonra da eklemiş elbette.. Oldukça , Yüreklice.. “Bu borç minnet borcudur.” diye..
 
Sonrası mı? Var elbet sonrası da dedikleri.. Buyurun, sizler de bir göz atıverin denilenlere;
 
“ Bu borç şükran borcudur. Bu borç vefa borcudur. Bu borç emanet edilen ortak değerleri koruma borcudur. Gazilerin fedakarlıkları sayesinde birçok şeyin sahibiyiz. Bu ülkede emeği çok olanımız da  emeği az olanımız da var.
Hepimiz bu ülkenin, bu toprakların özgür insanlarıyız. En önemlisi de ülke olarak bağımsız ve özgürüz.
 
Bayrağımız dalgalanıyor..
Her türlü hain tehditler karşısında canla başla mücadele eden gazilere ülke ve millet olarak çok şey borçluyuz. Bu ülkede yaşayıp, bu ülkede çalışan, bu ülkede çalışmayan yaşlı genç, güçlü güçsüz herkesin gazilere borcu var. Çünkü gazilerin fedakarlıkları sayesinde vatan topraklarında huzur ve güven içerisinde yaşıyoruz. Eğer şehit ve gazilerimiz fedakarlık gösterip kendilerini bu tehditler karşısında siper yapmamış olsalardı, şimdi ne olurduk düşünmek bile istemiyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum, ülke ve millet olarak ne özgür nede bağımsız olabilirdik. Hainlere karşı duran kahraman gazilerimiz  sayesinde bayrağımız bu coğrafyada şanla şerefle dalgalanıyor.”
 
İSMİ GEÇENLER, AYRI BİR İLGİMİ ÇEKTİ.. NEDE OLSA, BİZİM DE HAYATIMIZIN ÖNEMLİ BİR KESİTİNDE,  YER ALDILAR.. Küçük bir tüyo.. Adları dile geldiğinde, sizler de tanıyacaksınız bahsedilenleri.. Buyurun o vakit, birlikte göz atalım..
 
Mehmet ağabey; “Anne  ve Baba şevkati gösteriyorlar..” diyerek giriyordu söze..
 
Sonra da başlıyordu özetlemeye.. Şöyle ki; “Bütün İllerimizdeki Valilerin kendileri ve Eşleri şehit yakınlarına çok ilgi gösterdiklerini gittiğimiz yerlerde görüyoruz…
 
Bir bakıyorsunuz şehit çocukları,Vali beyin ve eşlerinin kucakların da onlarla ağlayıp gülüyorlar..Belki kendi çocuklarına dahi bu kadar ilgi göstermiyorlardır..Şehit çocuklarının okulları ile tek tek ilgilenen Valiler gördüm..
Dahası:  Valiler şehit yakınlarına ve çocuklarına cep telefonlarını verdiklerini herhangi bir sorunla karşılaştıklarında gece gündüz demeden aramalarını istediklerini söylüyorlar..
 
İki yıl önce Kayseri’de görev yapan şu anda emekli olup Çanakkale’de yaşayan Sayın Valimiz Süleyman Kamçı’nın Kayseride görev yaptığı sırada şehit çocuklarına olan yakınlığına bizzat şahit olmuş biriyim..
 
O şehit çocukları kendi anne ve babalarından bu kadar ilgi görmemişlerdir.
Sayın Ayşe Kamçı’nın şehit yakınlarına sarılıp, onlarla ağlaması beni çok duygulandırdı.
Şehit çocuklarını kucağından indirmemesi, onlara anne şevkat göstermesi görülmeye değerdi.
Hele Sayın Valimiz Süleyman Kamçı’ nın gazilerle tek tek ilgilenerek sorunlarının olup olmamasını sorması, asansörden inen gazilerin engelli arabalarını sürerek balo salonuna getirmesi de  gazilerinin mutluluğu yüzlerinde okunuyordu.
 
Bu konuda Sayın Kamçı çok güzel bir konuşma yaptı; ‘Gazilerimiz ülkemizin medarı iftiharıdır. Onların yeri kalbimiz en müstesna yeridir. Ülkemizin bütün değerlerinde şehit ve gazilerimizin emeği ve katkısı var. Onlar olmasaydı bu ülkede ne bir evin nede bir fabrikanın bacası böyle güzel tütmezdi. Bu günlere onların sayesinde ulaşılmış bu ülkenin yolları, köprüleri, barajları, okulları, hastaneleri, fabrikaları onların sayesinde daha güvenli işte bu nedenle şehitlere ve gazilere borçluyuz’ dedi.
 
Birlik ve beraberlik
 
Evet aynen sayın Vali Kamçı’nın dediği gibi, hiç bir bedel ödemeden bu coğrafyada özgür ve bağımsız olmak mümkün değildir.
 
Şanlı tarihimizin her safhasında bu bedel şehit ve gazilerimiz tarafından karşılıksız ödenmiş ve ödenmeye devam edilmektedir. Vatan, bayrak ve millet uğruna her tülü bedeli her şart altında ödeyen kahraman gazilerimiz Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozmaya kalkanlara her zaman dersini vermeye devam etmektedir.  Her gazi ve de kahraman şehit başımızın tacıdır.”
 
Vurgulanan hayli net..  Mehmet ağabeyin anlattıkları, anımsadığı anılar bir yana, şimdi benim de bir diyesim var.. Hazır mısınız; “Şehit ve Gazilerimiz olmasa, biz olur muyduk hiç…!!!”