Sosyal mesafenin büyük önem taşıdığı günümüzde, “ne yaklaşımı..!” denildiğini duyar gibiyim.
Sosyal mesafenin büyük önem taşıdığı günümüzde, “ne yaklaşımı..!” denildiğini duyar gibiyim. Lakin, bu yaklaşım, öyle bireyin birbirine yakınlaşması meselesi değil.. Bu bir akademik mesele..
Bu gün ÇOMÜ’ lü Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi Berkay Beyter’e ödem konusu yaklaşımdan söz edeceğim..
Önceki günlerde, yeni aynı bölümün öğrencisi Hasan Yıldırım, ‘Sosyal Bilimlerde Yöntem’ ödevine konu, Dünya ekonomisine genel bakışı konu alan değerlendirmesini paylaşmıştı Çanakkale ile.
Pandemili günlerdeyiz.. Okuyacak, bu sayede bilgilenebileceğimiz bir şeyler olsun dedik Gazetece.. Ve, ÇOMÜ’ lü gençlerin kaleme aldıkların göz attık haylice.
‘Yeni bir kalem, yeni bir konuk yazar…’ da diyebilirim aslında bu gençlere.
“NEOLİBERALİZMİN VE KEYNESCİ YAKLAŞIMIN KARŞILAŞTIRILMASI” çalışmasını bizle paylaşan, ÇOMÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Berkay Beyter yazdı bahsedeceğim Yaklaşımı..
Dilerseniz, buyurun birlikte gzö atalım kaleme alınanlara.. Genç ÇOMÜ’ lü; “1.GİRİŞ” diyerek, yazıyordu ‘Keynesyen Yaklaşım’ diye..
Peki şa neydi bu yaklaşım..!!
Genç ÇOMÜ’ lü özetlemiş meseleyi. Tam da şöyle;
“Keynesci yaklaşımın ortaya çıkışı büyük buhranın hemen sonrasını kapsamaktadır.1930 yılından 1970’lere kadar hüküm sürmüştür.
Keynesyen ekonomi,20.yy İngiliz ekonomist John Maynard Keynes’in görüşlerini temel alan bir makroekonomik teoridir.Keynesyen teori de özel sektörün payının büyük olduğu ama devlet ve kamu sektörünün payının büyük olduğu karma bir sektörü savunmaktadır.Keynes’e göre,ekonominin tah istihdamda dengeye gelmesi,özel bir haldir.Serbest işleyen bir ekonomide,ekonominin tam istihdamda dengeye gelmesi her zaman ulaşılabilecek bir sonuç değildir.
Fiyat mekanizması,tam istihdamı otomatik olarak gerçekleştiremediğine göre devlet ekonomiye müdahale etmelidir.Yani devletin bir iktisat politikası olmalıdır.Ekonominin eksik istihdamda da dengeye gelebileceği görüşü,Keynes’in en temel katkılarından biridir.
Keynes’e göre bir ekonominin istihdam düzeyi,tamamen o ekonomideki gelir ve harcama düzeyine bağlıdır.Gelirler yüksek olursa,harcamalar da yüksek olacak,harcamalar yüksek olunca da,ekonomide ki toplam talep de yüksek olacaktır.
Keynes’in iktisat literatürüne kattığı en önemli kavramlardan biri”belirsizlik”kavramıdır.
Neoklasik iktisat örtük veya açık olarak,iktisadi etkinliğin tam bir kesinlik içinde gerçekleşeceğini savunurken,Keynes geleceğin belirsizliğini ön plana çıkarmıştır.Keynes’e göre,”her gün yeni bir gündür”ve”gelecek kafanın içindedir”.
Keynes özellikle liberal teoriyi tam istihdam varsayımı altında geliştirmiş olan klasiklerin tersine,ekonomide eksik istihdam durumunun her zaman var olabileceğini savunmuştur.Keynes,öne sürdüğü fikirler ile iktisatta gerçek bir”devrim”yaratmıştır.Bu devrim,karşı devrimlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.Keynesyen iktisat,temelde Keynes’in argümanlarına dayanmakla birlikte zaman içerisinde Keynesyen İktisatçılar’ın Keynes’in özgün görüşlerinden uzaklaşarak”Neo-klasik Sentez”çatısı altında toplandıkları görülmüştür…
Şimdi diyeceğim ki bu yazılanlar karşısında; Ben gibi, ekonomi ile alakası, ay başından ay başına olanlar için, pek bir anlam taşımasa da bu yaklaşım, görüyorum da anlatılanlar hayli global…
Bu arada, bir diğer yaklaşım için de geliyordu kaleme alınanlar.. Neoliberalizm diye isimlenen yaklaşım..
Bu konuda, şu anlatımı yapmış ÇOMÜ’ lü genç;
- Neoliberalizm,öncelikle laisseiz-faire ekonomik liberazlimle ilişkili 19.yy fikirlerinin 20.yy da yeniden doğuşuna atıfta bulunmaktadır.
1929 Büyük Bunalımının ardından Keynesyen İktisat Okulunun”Müdahaleci Devlet”anlayışı bütün dünyada önem kazanmıştır.Keynezyen iktisat politikaları 1970’lerin sonların değin uygulanmıştır.Bu politikaların bir sonucu olarak devletin ekonomideki rolü ve işlevleri pek çok ülkede genişlemiştir.Devletin büyümesini ortaya çıkardığı yeni sorunlar(kronik bütçe açıkları,yüksek vergi yükü,enflasyon vb.)iktisatçıları bir takım yeni çözüm arayışları içerisine itmiştir.1960’lı yıllar ve özellikle 1970’li yılların başlarından itibaren klasik liberalizmin temel ilkelerini savunan çağdaş liberal düşünce okulları akademik ve politik çevrelerde seslerini duyurmaya başlamıştır.-
Sayfamıza konuk, ÇOMÜ’ lü gençten, Bir yaklaşım daha.. Yine, kulaklara yabancı bir isim ile isimlenen. Ve bir soru ardından, yanıtı da verilen.
ÇOMÜ’ lü Berkay şöyle kaleme almış meseleyi..
-Neoliberalizm nedir? sorusu ardından..
-Neoliberalizm,1940 yılından sonra ortaya çıkmış bir ekonomik sistemdir.Liberalizmde devletin serbest piyasa ekonomisi ile yönetilmesi gerektiğini savunulur.Üretim,sanayi ve ticarete dayalı serbest piyasa ekonomisidir.
Neoliberalistler, kapitalistler gibi serbest piyasa ekonomisini savunur. Bu sistemde fiyat denetimi yapan devlet kurumları değil özel kurumlardır. Bir diğer özelliği is özel şirketlere en fazla serbestlik tanıyan ekonomi modeli olmasıdır. Merkezi planlamaya da karşı çıkan Neoliberalizm temsilcileri, iktisadi alanda özgürlüğü savunmuştur.
Konuk yazarımızın kaleme aldığı yaklaşımlara özel ifadeler ile, ‘Neoliberalizm Özellikleri’ diye detaylandırdığı bir yeni anlatımı daha vardı yazdıklarında..
Tam da şöyle özetliyordu genç ÇOMÜ’ lü, aslında hayli uzunca olan detayları:
-Bu modele göre ulusların zenginliği iş bölümüne ve yüksek üretime bağlıdır. Üretimde nitelik, nicelikten sonra gelir. Öncelikli hedef, mümkün olduğunca fazla mal üretip onu piyasaya, yani dolaşıma sokmaktır.
Bu sistemin teorileri ve ilkeleri sosyalizm ile taban tabana zıttır. Sosyalizmde ekonomik üretimi ve fiyatları denetleyen devlettir. Eşitlik esas alınır. Neoliberalizmde ise serbest piyasa ve fırsat eşitliği ön plandadır.
Neoliberalizm Temsilcileri:
- Ludwig Von Mises:
- Carl Menger:
- Françis Fukayama:
- Friedrich August von Hayek:
2.ANAHTAR KAVRAMLAR VE YAPILAN ARAŞTIRMA
Bu bölümde araştırmanın kavramları ve yöntemi sunulmuştur.
2.1 ARAŞTIRMADA KULLANILAN KAVRAMLAR
Toplam talep,bir ekonomide belirli bir zaman dilimde nihai mal ve hizmetlere yönelik bireysel taleplerin toplamıdır.Her fiyat seviyesinde yapılması planlanan harcamaların toplamından oluşmaktadır.
Ekonomi : Ekonomi; üretim, ticaret, dağıtım ve tüketim, ithalat ve ihracattan oluşan insan etkinliğidir. İnsanın ihtiyaçlarını karşılamada yapılan her türlü faaliyeti içerir.
Serbest Piyasa:Bir ürünün fiyatının alıcı ve satıcının karşılıklı olarak anlaşmayla belirlendiği,arz ve talebine hükümet tarafından müdahale yapılmayan bir piyasa türüdür.
Büyük Buhran: Büyük Buhran, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı veya pek bilinmeyen ismiyle Büyük Depresyon, 1929'da başlayan ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkiler yaratmıştır.
3.GENEL DEĞERLENDİRME
Neoliberalizm, Keynes’in klasik iktisatçılar diye sınıflandırdığı iktisatçıların ‘bırakınız yapsınlar’ yaklaşımına dayalı ekonomik felsefeye geri dönüşü desteklemek üzere ortaya atılmış görüşleri temsil eden bir terim. 1929 Büyük Depresyonunun ardından bütün dünyada ekonomik toparlanma amacıyla uygulanan Keynesyen ekonomi yaklaşımı, klasik iktisatçıların öne sürdüğü gibi ekonominin kendi haline bırakıldığında dengeye kavuşamayacağını, devlet müdahalesinin zorunlu olduğunu öne sürüyordu. Neoliberalizm taraftarları, 1970’lerden itibaren seslerini yükselterek, Keynesyen yaklaşıma karşı çıkmaya, piyasaların kendi haline bırakılmasını savunmaya ve bu serbestlik çerçevesinin oluşturulması halinde ekonomik sistemin hiçbir aksamaya meydan bırakmadan çalışacağını öne sürmeye başladılar. Bu görüşler, 1980’lerde arz yönlü ekonomi yaklaşımına temel oluşturdu. Arz yönlü ekonomi yaklaşımının savunucuları; üretimin arttırılmasının, dolayısıyla toplumsal refahın yaygınlaştırılmasının vergilerde indirim yapılması, üretimi kısıtlayan çevre koruma standartlarının hafifletilmesi, kuralların gevşetilmesi, kamu kesimine ait üretim birimlerinin özelleştirilmesi gibi adımlarla gerçekleştirilebileceğini öne sürdüler. Onlara göre talep denetimi yoluyla sağlanacak enflasyonla mücadele politikasının yerini arzı arttırmak suretiyle yaratılacak fiyat ucuzluğu politikası almalıydı. Arz yönlü ekonomi yaklaşımı ABD’de Reagan, İngiltere’de Thatcher ve Türkiye’de Özal zamanında yaşama geçirildi ve günümüze kadar uygulanmaya devam etti.
Öteden beri neoliberalizmin önerdiği yaklaşımlara ek olarak, paraların yabancı paralar karşısında dalgalanmaya bırakılmasını, sermaye hareketlerinin serbest kalmasını savunan IMF, bu felsefenin özellikle gelişme yolundaki ekonomilerde de uygulanmasının önderliğini üstlendi. Neoliberalizmin doruk noktası 1990’larda yaygınlaşan küreselleşme çerçevesinde paraların dalgalanmaya bırakılması ve sermaye hareketlerinin dünya çapında serbest kalması oldu. 20’inci yüzyılın son çeyreğinden itibaren bunlar yaşama geçirildi ve neoliberalizmin bütün önerileri kapitalizme egemen kılındı.
4.KAYNAKÇA
(https://www.mahfiegilmez.com/2020/04/neoliberalizmin-bilmem-kacnc-cokusu.html
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/185225
https://tr.wikipedia.org/wiki/Keynesyen_ekonomi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Neoliberalizm#:~:text=Neoliberalizm%2C%20%C3%B6ncelikle%20laissez%2Dfaire%20ekonomik,b%C3%BCt%C3%BCn%20d%C3%BCnyada%20%C3%B6nem%20kazanmaya%20ba%C5%9Flam%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.)