Hey gidi hey… O eski yıllar… Siyaset ebette aklıma bir anda geliveren…
Hey gidi hey… O eski yıllar… Siyaset ebette aklıma bir anda geliveren…
Öyle çok takip ettiğim bir liderdi ki rahmetli, Gerek Muhalefette iken partisi, gerek ise İktidarda iken…
Hele ki Başbakanlık yıllarında, Altınoluk’ta ki yazlığına geldiği aylar haftalar.. Nöbet tutardık bir güzel Çanakkale Havalimanında…
Dün, oğul Erbakan’ da bahisle atılan başlığı gördüğümde haber ajansının sisteminde, içim ayrı bir irkildi… Geçmişe döndüm bir güzel, 90’ lara… 90’ lara gelir iken başladığım meslekte, acayip beğenirdim rahmetli hocanın sözlerini.. Ne manidar laflar ederdi satır aralarında. Gülerdi yüzümüz…
Bahsettiğim habere konu oğul Erbakan’dan bahisle atılıyordu başlık ‘Erbakan’ diye..
Erbakan:”İki devlet, tek millet sloganını bizler de Yeniden Refah Partisi olarak yürekten, içten bir şekilde ifade ediyoruz” diyordu özetle..
Halen evimin balkonunda Azerbaycan bayrağı ve Şanlı Türk Bayrağımız. Özgürce dalgalanıyorlar yan yana.. Savaşın başladığı günlerde, İki Devlet Tek Milet Vurgusu yapmıştım bendeniz kedimce.. Dualarım Azerbaycan askerine idi muzaffer olsunlar diye.. Ve Azerbaycan halkına.. Çok şükür kabul gördü…
Hafta başı yani dün, Başkent’ten sesini yükselten isim, oğul Erbakan; “KKTC’yi kardeş Azerbaycan devletinin resmi olarak tanıması ve Lefkoşa’da bir an evvel Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz” diyerek veriyordu bir güzel mesajını..
Ankaralı meslektaşlarım, Mustafa Cenik - Yunus Özkan’ ın haberinden söz edeceğim özetle.. Abonesi olduğumuz İHA’ nın acar muhabirleri yazıyordu detayları..
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde açıklamalarda bulunuyordu ve meslektaşlarım denilenleri yazıyordu.
Erbakan,”İki devlet, tek millet sloganını bizler de Yeniden Refah Partisi olarak yürekten, içten bir şekilde ifade ediyoruz” diyerek, sonrasında yapacağı çağrı öncesinde giriyordu konuya..
Partinin başkan yardımcıları ve MKYK üyeleri de eşlik eriyordu oğul Erbakan’a..
Toplantının gündeminde Azerbaycan ve Türkiye ilişkileri, Kıbrıs Adası ve Başkanlık Sistemi vardı özetle.
“İki devlet, tek millet sloganını bizler de Yeniden Refah Partisi olarak yürekten, içten bir şekilde ifade ediyoruz” diyerek söze başlayan Erbakan; Azerbaycan Zaferi’ni hatırlatarak memnuniyetinin altını çiziyordu önce.
Sonrada; ”Azerbaycan toprağı Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılması konusudur.
Bu noktada memnuniyetimizi ifade ettik. Azerbaycan devletini, ordusunu tebrik ettik.
Hiç şüphesiz 2020 yılının en güzel gelişmelerinden bir tanesi. 29 seneden beri Ermeni işgalinde olan Karabağ topraklarının yeniden Azerbaycan ordusu tarafından kurtarılmasıdır.” diye ekliyordu Erbakan..
2020’ nin en güzel gelişmesi bence de bu zafer.. Azerbaycan’ ın zaferi..
Oğul Erbakan; “Tabi burada 29 yıl önce Ermenistan’ın yapmış olduğu mezalim ve katliamdan farklı olarak Azerbaycan ordusu sadece askeri hedeflere yönelik olarak bu operasyonu yaptı.
Sivillere zarar vermeden bu operasyonları gerçekleştirdi. Ve çok önemli bir başarı kazandı. Azerbaycan’ın bu zaferine giden yolda Türkiye’nin vermiş olduğu siyasi destek, Türk halkının vermiş olduğu manevi destek son derece önemli rol oynadı.” İfadeleri eşliğinde, hakikaten çarpıcı sözler ediyordu.
Şöyle başlıyordu mesela bir cümlesi; “Ve bu süreçte ‘İki devlet, tek millet’ sloganı 83 milyon vatandaşımız tarafından hep bir ağızdan, yürekten dile getirildi.
Bizler de Yeniden Refah Partisi olarak Azerbaycan halkı ile olan kardeşlik bağlarımızı çok iyi biliyoruz. İki devlet, tek millet sloganını bizler de Yeniden Refah Partisi olarak yürekten, içten bir şekilde ifade ediyoruz. Bir kez daha Azerbaycan ordusunu Azerbaycan devletini kutluyoruz, tebrik ediyoruz. Bu zafer hayırlı olsun diyoruz”
Gelelim çağrısına.. Bence de pek güzel bir çağrı.. Erbakan;
“KKTC’yi kardeş Azerbaycan devletinin resmi olarak tanıması ve Lefkoşa’da bir an evvel Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz” diyordu net bir şekilde.
Azerbaycan zaferinde “İki devlet, tek millet” sloganı konusunda bir hususa değinmek istediğini belirtir iken ediyordu sözlerini ve dikkat çekici çağrısını.
Dr. Erbakan,”Hepimizin bildiği gibi 1974’te merhum liderimiz Erbakan hocamızın siyasi dehasıyla, kararlılığıyla, cesaretiyle, inancıyla Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleştirildi. Oradaki Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimiz Rum mezaliminden kurtarıldı. Bunun arkasından Kasım 1983’te KKTC devleti kuruldu. Bağımsız bir devlet kurduk. Ancak Azerbaycan ile ilgili Karabağ’daki Ermeni katliamıyla ilgili sessiz kalan çifte standartçı Batılı güçler aynı tavrını Kıbrıs için de gösterdi. Maalesef 46 seneden bu yana KKTC’yi hiçbir devletin tanımasına mani olarak adeta dünyadan, uluslararası toplumdan izole ederek kıskaca aldılar. Maalesef bu geçen süreçte başta Müslüman ülkeler olmak üzere dünya devletleri bir takım uluslararası yaptırımlar ve zorluklarla karşılaşmamak için KKTC’yi tanımaktan uzak durdular. İşte bu noktada sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi olarak tanıdığı KKTC’yi kardeş Azerbaycan devletinin resmi olarak tanıması ve Lefkoşa’da bir an evvel Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bu adım atılırsa bu sefer ‘İki devlet, tek millet’ sloganı yerini ‘Üç devlet, tek millet’ sloganına bırakacaktır. Bu hem Azerbaycan için bir şeref olacaktır hem de Türk dış politikası açısından son derece büyük bir başarı olacaktır. KKTC ve Türkiye’nin geleceği ve güvenliği açısından da son derece önemli ve faydalı bir adım olacaktır” vurgusuna imza atıyordu.
Diğer muhalefet partilerinin aksine Başkanlık Sistemi’ni savunduğunu da söylüyordu Erbakan;
”Hepimizin bildiği gibi muhalefet diyor ki bütün kötülükler anası Başkanlık sistemidir. İktidar kanadı da diyor ki bütün dertlerin dermanı Başkanlık sistemidir. Muhalefet diyor ki yeniden Parlamenter sisteme dönersek bütün sıkıntılarımızdan kurtulacağız. Aynı aktarlarda satılan ‘her derde deva’ ilaçlar gibi. İktidar da demişti ki ‘şu Başkanlık sistemine bir geçelim Türk lirası uçacak, ekonomi uçacak, terör bitecek, her türlü sıkıntımızdan kurtulacağız.’ Her ikisinin de bilimsel olmadığı, mantıklı olmadığı apaçık bir şekilde ortadadır.
Başkanlık sistemine geçerek nasıl ki bütün dertlerimizden kurtulmadıysak yeniden sadece parlamenter sisteme geçmekle de bütün dertlerimizden kurtulmak mümkün değildir.” diyerek, önemsenmesi gerekene işaret ediyordu yani..
Böyle işte dostlar.. Beni 90’ lara götüren isimden aktaracaklarım.. Kalın sağlıcakla.. Maske, Mesafe ve Hijyen, şimdilerde en önemli olan elbette..