‘SİVİL ANAYASA…’
İyi ki siyasetçi olmamışım.. Ya da siyasi bir partinin sözcüsü.. Benim muhalif kaldığım konulardan ötürü, her gün siyasi kriz çıkardı o kesin..
Dile gelen bir isteme nasıl da yorum yapıyorum.. Sanki benim işim bu, muhalif kalmak…
Diyeceksiniz ki: ‘ne diyorsun yine..! , iyice anlat ta bilelim..’
Hemen, ne demek işim bu zaten.. Aktarmak, siyasi gelişmeler başta, gündeme getirilen konulardan söz etmek..
Dikkatimi çeken ve kendimce yorumladığım konuya ilişkin sözleri, TDP Genel Başkanı Sarıgül etmiş.. Şişli eski belediye başkanı Mustafa Sarıgül.. Prtisinden ziyade, Türkiye onu eski Şişli Belediye Başkanı olarak tanıyor..
Sayın Sarıgül’ den, 'yeni anayasa' açıklaması gelmiş dün.. Hemen her gün tekrarladığım başkent haber turu yaptığım sırada dikkatimi çekti bu konu..
"TDP'nin en büyük arzu ettiği olay sivil bir anayasa yapılmasıdır" denmiş..
Başka arzu edilen bir konu yok, öyle mi, ben mi yanlış anladım şimdi..
Sarıgül’ ün; "Milletvekillerinin kendi partilerinden istifa edip başka bir siyasi partiye katılmalarını etik bulmuyoruz" şeklinde bir ifadesi de vardı dün Başkentten gelen..
Edilen sözler çoktu, ne var ki benim en çok bu söz hoşuma gitti; "Sanat olmadan, müzik olmadan dünyayla barışı sağlayamayız"
Abonesi olduğumuz İHA’ nın bültenine göz atıyordum ve Ankaralı meslektaşlarım Mevlüt İşli ile Bayram Türüdü’ nün bu haberine hayli dikkat kesildim.
Başkentli meslektaşlarım, Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Sarıgül’ ün açıklamalarını kaleme alıyorlardı.
Genel başkan Sarıgül, "Biz hiç bir darbeyi kabul etmiyoruz. TDP'nin en büyük arzu ettiği olay sivil bir anayasa yapılmasıdır" diyerek, başta benim tersine yorum getirdiğim konuya, anlaşıldığı üzere esaslı şekilde laf ediyordu.
Diyeceksiniz ki, ‘Anlamadan, neden yorumluyorsun..’
Anladım anlamasına da, laf etmesem olur mu hiç..!
Neyse, konuya döneyim.. Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, partisinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşuyordu dün.
Gündeme ve gelişmelere dairdi sorular, edilen yanıt niteliğindeki sözler de…
Salgın sürecinde en çok desteğe olan kesimlerden birinin sanatçılar ve müzisyenler olduğunu belirtiyordu misal, sayın Sarıgül.
“Sanatçılarımızı, müzisyenlerimizi, tiyatro sanatçılarımızı unutmamız lazım.” Vurgusu beraberinde, “Bizim kültür elçilerimiz. Sanat olmadan, müzik olmadan dünyayla barışı sağlayamayız.
Sanatçılarımız, tiyatrocularımız zaman zaman bizi güldürür.
Zaman zaman bizi eğlendirir.
Zaman zaman bizi düşündürür.” hatırlatması da yapıyordu.
Ve, iktidardan dileklerini açıklıyordu TDP Genel başkanı.. Tam olarak şöyle diyordu;
“TDP olarak mutlaka iktidardan önemli bir dileğimiz sanatçılarımıza destek verilmesini şart olarak görüyoruz ve ivedi olarak bu noktada tedbir alınmasını arz ediyoruz"
Dahası da vardı denilenlerin.. Gençler konu edilerek dile gelen ifadeler mesela..
Gençlere nakdi yardım desteği sağlanması gerektiğinin altını çiziyordu Sarıgül. Ve şöyle devam ediyordu:
"Gençlerimize bin lira gibi bin 500 lira gibi 150 dolar gibi 100 dolar gibi 180 dolar gibi kamuoyunu onları da büyük bir güç gösterisi gibi açıklamayı da gerçekten doğru bulmuyoruz.
Almanya'da somut olarak vatandaşlara ciddi bir şekilde veriyor.
Almanya modeli mutlaka Türkiye'de uygulanmalıdır.
Gıda fiyatlarının yükselmesi bugüne kadar tarıma önem verilmemesinden kaynaklanmaktadır. TDP iktidarında tarım sanayisi kuracağız.
Tarımı geliştireceğiz. Tarımı geliştirdiğimiz zaman enflasyon da düşer, ülkemiz de kalkınır. Sadece tarım ve hayvancılıktan ciddi rakamlar kazanılır" şeklinde başlıklar açarak, biz de yapabiliriz delmeye getiriyordu sözü..
BU SÖZLERİN ALTINA KİM İMZA ATMAZ Kİ..?
TDP Genel başkanı sayın Sarıgül’ ün, şu vurgusuna kesinlikle bayıldım.. Dilinize sağlık sayın Başkan..
"Polisimizle emniyet mensuplarımızla gençlerimizin karşı karşıya gelmesini asla doğru bulmuyoruz" ifadesi bence desteklenmeli..
Gerçi, birilerinin bildik, o hin niyeti var gibi., yine Türkiye’ yi karıştırma uğraşında o birileri..
Benzere filmi daha önce kaç kez izledik sokakta.. Misal, Geziciler..
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sarıgül’ ün sözleri diyeyim şimdi;
Sarıgül’ ün; "Polisimizle emniyet mensuplarımızla gençlerimizin karşı karşıya gelmesini asla doğru bulmuyoruz. Gençlerimiz bizim evlatlarımız polislerimiz de bizim evlatlarımız.
Boğaziçi Üniversitesi bilimde anılmalı, sanatta anılmalı, kültürde anılmalı.” Vurgusu, benim pek bir hoşuma gitti.