Dilimizde kelimeler, bazen tek başlarına kendi olmak istese de bunu başaramaz, anlamda istedikleri yere gelemeyince, yanına bir kelime alarak yola devam ederler…
Dilimizde kelimeler, bazen tek başlarına kendi olmak istese de bunu başaramaz, anlamda istedikleri yere gelemeyince, yanına bir kelime alarak yola devam ederler…
Ederler, ederler de yola devam etmek, istedikleri anlamı oluşturmak için bir de şart ileri sürerler; bu şartlar içinde birleşir (evlenir) yeni bir kimlik kazanırlar…
Bu kelimelerden biri de “yıldönümüdür (sene-i devriye)”. Sene-i devriye her yıldönümü için kullanılmaz… Bu söylem vefa adına, hatırlamak adına, tekrar o günleri yaşamak adına; bazen kutlamak bazen anmak için kullanılan kuvvetli anlam içeren kelimelerdir…
İnsanların hayatına yön vermek, onu önemsemek, geçmişte yaşanan güzellikleri ve özelleri yaşamak bakımından önemli görülür. Kutlamak da anmak da duygusallığımızın ürünüdür…
Kutlamak, yeni gelen değerleri benimsemek; anmak, kaybolan değerleri yaşayarak geleceğe taşıyıp bütünleştirmek amacı taşır…
Yıldönümleri ;
- Devletlerin kuruluş günü yıldönümü,
- Zaferlerin kazanılış günü yıldönümü
- Doğum günü yıldönümü,
- Evlilik günü yıldönümü,
- Ölüm günü yıldönümü !..
Anmaların içinde dünü-bu güne, bu günü yarına taşıyış da vardır; burada hem özleyiş hem bekleyiş hem gözyaşı döküşü bulursunuz…
Şüphesiz, ölüm yıldönümleri (sene-i devriye) toplumumuz ile tüm toplumlarda da yer alır.. Kendi toplumumuz içinde her ailenin ÖZELİ sayılan ve aramızdan zamanlı-zamansız ayrılan kişisel değerlerimiz vardır, bizim de aramızdan ayrılan kişisel değerlerimizin olduğu gibi…
20 ŞUBAT 2019’DAN günümüze tam İKİ yıl oluyor; evimizdeki kişisel değer olan HAYAT arkadaşımız-evdeşimiz, annemiz, yıllarını eğitime vermiş, Türk Öğretmenliğinin sevdalısı MEBRURE HANIMDAN ayrılalı…
Anıları zihinlerimizde taze, teknik verilerde canlı, değerler sisteminde öğretici-kalıcı, ama Yahya Kemal’in söylemiyle;
“ Gidenin her biri memnun ki yerinden, ” anlayışıyla, Tüm kaybettiklerimizin gelmeyecekleri bilinmesine rağmen…!?
SAKLAYIVEDİĞİMİZ; gelir diye beklenen, beklenerek özlenen Mebrure Hocanım… Dileriz ve isteriz ki gidenlerimiz ruh huzuruyla, arzu ettiğimiz yerdedir… Onların acıları içimizde, anıları bizlerle sımsıcak, dualarımız her gün tazeliğiyle onlarladır…
Doğan Cüceloğlu söylemiyle “annelerin gidişiyle” hayatı öğrenen kişiler olarak hayata devam etmek, toplumumuza katkı vermek, yaşamamızın ve toplumun devamının gereğidir…
“Hüküm Allah’ın” inancıyla ayrıldığımız Mebrure evdeşimizden KKTC’deki dostlarımız-arkadaşlarımız, Türkiye’ye gelince tüm aile çevremiz, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen bizimle olan arkadaşlarımızın duyguları, söylemleri, dostlarımızın mesajları, bizlerde hâlâ taptazedir…
Bu duygularla, KKTC’de kaybettiğimiz eşimiz, annemiz, öğretmenimiz olan Mebrure Hanım’ı özlemle- saygıyla anıyor; kendisine ve ailelerimiz içinde aramızdan ayrılanlara Allah’tan rahmet ve ruh huzuru diliyor, manevi huzurlarında ailece saygıyla eğiliyoruz…
Bu vesileyle de tüm tanıdık arkadaş-dost ve akrabaların, aralarından ayrılan eşlerini-aile bireylerini bu kutsal aylar içinde rahmetle-ruh huzuruyla YÂD-EDİYORUZ !..
Girne’den SEVGİLER…
21.02.2021
Dr.Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com
Değerli öğretmenim, Sizlere, ailenize ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dilerim.
Nâ'mümkün...
Hayat...
Her şeye râğmen...
Devam ediyor...
Etmeli...
Ettirilmeli...
'Hayırlı, uzun ömür' duâsı diliyorum...