Akademik çalışmalarımızın barınağı, yorgunluğumuzun dindiği, hocam buyurun diyerek, sıcak bir yüzle karşılandığı, hocam bir daha bekleriz-emrinizdeyiz diye öğretmenlerin uğurlandığı her
Akademik çalışmalarımızın barınağı, yorgunluğumuzun dindiği, hocam buyurun diyerek, sıcak bir yüzle karşılandığı, hocam bir daha bekleriz-emrinizdeyiz diye öğretmenlerin uğurlandığı her meslektaşımızda izi-aşı olan yer BAŞKENT ÖĞRETMENEVİ !..
Türkiye’de ve KKTC’deki öğretmen meslektaşlarımızın, akademisyenlerin, nişanlıların ve evlililerin ilk adımını atıldığı yer…
Öğretmenlerin 1982’den sonra ilk defa değer bulmaya başladığı yıllar… 12 Eylül 1980 öncesi Türkiye’nin durumu malum ?!..
Ülkemiz içinde TÖS, TÖBDER, ÜLKÜBİR, HÜRSEN, MİLLİYETÇİ Öğretmen dernekleri, sendikalar; öğretmenlerde küslük hat safhada !..
Sürgünler, dargınlar, alınganlar; tüm öğretmenlerde geçim sıkıntıları, ev kiraları, borçlananlar…
İl dışına çıkan öğretmenlerin kalacakları yer ve otel paraları yok, oteller pahalı; ya bir akrabasına ya bir tanıdığına ya bir dostuna merhaba diyecek…
Hastahane arayışları, tedavi ücretleri ve ideolojiler !?..
Ne yapsın bu X kuşağı, UŞAKLIK bilmez, alnı AÇIK, başı DİK … Burnunun doğrultusu GURURUNDAN, alnın açıklığı DÜRÜSTLÜKTEN, başının dikliği HARAMI HELÂL hale getiremeyişinden…
Okumaları çok, maaşını alınca borçlarını ödemeden kitapçılara uğrayanların zihinleri bilgilerle dolu BİLGEM, kasapta kuşbaşı doğratamayanlar, eve bir ekmekle gidiyorlardı, oluyorlardı sofrada DENGEM !?.. Derneklerde oyun oynayanları bir simit- bir çayla izleyen ÖĞRETMEN !?...
1982’de Bülent Ulusu hükümeti, bu hükümette Millî Eğitim Bakanı rahmetli Emekli Korgeneral Hasan Sağlam…
Öğretmenlerin derdine çare bulunmalı; tüm öğretmenlerin katılacağı, gideceği-oturacağı, yemek yiyeceği, neşelenip zaman geçireceği, çocuklarıyla toplumsallık içinde sosyalleşeceği, il dışına çıktıklarında barınma-yeme-içe probleminin yaşanmayacağı bir yer olmalıydı, bu da özel sektör anlayışının dışında devlet anlayışının içinde toplumsal olmalı, sıkıntı-takıntı içinde olan bu eğitimcilere bir yer olmalı; model de rahmetli Paşanın bildiği “ Orduevi” gibi bir yer olmalı…
Öğretmen kavramı içinde birlik olmalı, dirlik olmalı ve İLK olmalıydı, oldu…
Önce öğretmenlerin değerinin bilineceği, mesleki farklılığının anlaşılacağı, yılda bir günde olsa, EĞİTİMCİ anlayışın ortak olacağı bir gün de ilân edilmeliydi; gün tespit edilip ortaya çıkınca, hele birleştirici unsur son yüzyılın ÖNDERİ , Millet Mekteplerinin başöğretmeni ATA’NIN 24 Kasım 1928’deki profili esas alınınca, biz öğretmenlerin KAN şekeri düşmüş, yüzler tam olmasa da gülmüş, 24 KASIM 1982’de ilk Öğretmenler Günü kutlanırken, ülkemizde ilk defa yılın öğretmeni de seçilmiş oldu.
Eeee, bu açılıştan sonra yeni bir MUŞTU (müjde) gerekti, o da geldi Öğretmenevleri kurulacaktı, kuruldu.
Bu müjde bize göre en anlamlı, insani yönü ağırlıklı, öğretmen arkadaşlarımızın ve öğretmenlik mesleğimizin ONURU olarak görülmelidir.
Burada Ankara’daki bir anımızdan hareket ederek, Başkent Öğretmenevi’ne gelmek, daha doğru olacaktır. 1986-1987 öğretim yılında Gazi Üniversitesi’nde 3+1 adıyla açılan lisans tamamlama programına başlayınca, öğretmen evlerinde kalma şansını yakaladık.
Ankara – Beşevler’deki Öğretmenevi’nde kalarak hem ekonomik, hem samimi hem aynı meslek grubunun içinde olmanın hoşluğunu da yaşamış olduk. Ankara’ya yeni bir Öğretmenevi binasının oluşturulduğu haber günleri başlamıştı.
1992’den 1999’a kadar Ankara’da yükseklisans ve doktora öğrenciliği başlayınca; yeni açılan ve konaklamak için geldiğimiz 1993’te Ankara’ya ve öğretmen camiasına yakışan bir Başkent Öğretmenevi’mizle buluştuk…
Bir de ne göreyim, kendilerini Eskişehir’de öğrenciliğinden tanıdığımız, yıllar sonra Ankara Turizm-Otelcilik Okulu’nda kalırken, karşılaştığımız, Başkent Öğretmenevi’nin temelinin atılmasından işletmeye açılmasına kadar olan sürecin sorumlu yöneticisi İlhami Şenel …
İlhami Şenel,
03.01.1956 Erzincan Kemaliye (EĞİN) doğumludur. İlk, orta lise tahsilini Ankara Abidinpaşa’da, yükseköğrenimini Eskişehir Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünde tamamlamıştır. Ayrıca, İngiltere Essex Üniversitesi’nde lisans eğitimi almış, Gazi Üniversitesi Ticaret Turizm Eğitim Fakültesi Turizm İşletmeciliği alanında yüksek lisans yapmıştır. Edirne ve Ankara’da ortaöğretim kurumlarında İngilizce öğretmenliklerinde bulunmuş,1985 yılında Ankara Anadolu Otelcilik Okulunda Müdür Başyardımcılığı ve Müdür Vekilliği görevini üstlenmiştir. 1992 yılında Ankara Başkent Öğretmenevinde müdür olarak görev almıştır… Buradaki görevi bitince, Gazi Üniversitesi Ticaret Turizm Eğitim Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır.
2000 yılında PTT Genel Müdürlüğü’nde Sağlık ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığına getirilmiş, daha sonra 2004 yılında Genel Müdürlük Müşaviri olarak görevlendirilmiştir.
Önce Ankara Öğretmenevi olarak düşünülen şimdiki Başkent Öğretmenevi’nin hem adını bulup değiştirilmesinde hem kuruluşundan açılışına kadar bizzat çalışan, ALINTERİ DÖKEN;
ciddi, güvenilir, iş bitirici, iletişimi kuvvetli, vefa duygusu değerler sistemimiz ile kültürel yapımızın olmazsa olmazları arasında hep olan, mütevazı kişiliği-saygılı tarzı içinde sevgi ve yardımlaşma gücü yüksek bir kişilik mensubu , eğitimci-bürokratımızdır…
Başkent’te bürokrat olmak, herkesin gözü önünde olmak, iş yapmak, yaptığınız işi lâyıkıyla başarmak kolay olmasa gerek…!?
Bazen nazara, bazen pazara, bazen kazara gelebilirsiniz. Pazara olmasa da; kazara ve nazara geldiğinizde; bazen şahsî, bazen siyasî ihanetin vefasızlığını da yaşarsınız… Bastığınız yer sağlam, kendinize olan güveniniz tam, aile huzurunuz arkanızda can ise bunlar size VIZ gelir…
Biz insanlar, zaman zaman bir şeyler yaşarız, hayatı anlamak için… İşte, rahmetli Cem Karaca’nın, dediği gibi;
“Ben suyumu kazandım da içtim
Ekmeğimi böldüm de yedim…
Alkışı duydum, ihaneti gördüm,
Sesim de oldu, sessizliğim de !..”
Sesimiz olur, HAKSIZLIĞA, sessizliğimiz olur toplumsal BARIŞA …
"Cefanın-vefanın- ihanetin ve vefasızlığın" içinden gelerek, Ankara'da BAŞKENT ÖĞRETMEN EVİ gibi bir LÜKS OTELİN kuruluşunda ve yönetilmesindeki USTA bir iletişim ile "dünü unutmadan” her kesime hizmet vermeyi ŞİAR edinmeniz, hepsinden önemlisi KİMLİĞİNİZ ve KİŞİLİĞİNİZİN içinde var olan "memlekete hizmet, HÂKK'A hizmet” anlayışındaki inancınız açısından UNUTULMAZ, İlhami Şenel…
İlk olarak 1993 yılında hizmete açılan Başkent Öğretmenevi profesyonel hizmet anlayışıyla 5 yıldızlı otel düzeyinde hizmet vermeye başlamış.
Bu hizmeti 1993-1999 arasında alan zaman zaman da almakta olan biri olarak, öğretmenlere hizmet vermeyi sürdüren ilk yönetici olan siz ile mesaide-hizmet vermekte sınır tanımayan başta Nevzat Bozkaya ve diğer arkadaşlara teşekkür ile sevgilerimizi göndermek güzelliği içinde;
Başkent Ankara Öğretmenevi;
10 adet Suit, 90 adet double (çift), 120 adet twin (ikiz) ve 70 adet triple (üçlü) olmak üzere toplam 290 oda ve 614 yatak kapasitesine sahiptir. Tesiste konaklama hizmetinin yanı sıra çok amaçlı restoranlar, düğün ve konferans salonları, kafeterya ve pastane, bahçe kafe/restoran, bilişim odası, berber, kuaför, sauna, fitness, internet kafe, çocuk parkı, terzi, çamaşırhane ve daha bir çok hizmet birimi yer almaktadır.
İlhami Şenel,
Emek verirken, yaştan dolayı emeksiz hale geldiğinizde doğum gününüzü kutlayan çok olur, olmuşrtur, yeni yaşamınız hayırlı olsun...
Bu köşe yazımda sizinle buluşmak, bana zevk verecektir... Size, ailenize sağlık ve mutluluk dileklerimle, Girne’den selâmlı sevgiler...
07.03.2021 Dr. Hayrettin Parlakyıldız Kıbrıs İLİM Üniversitesi hparlakyildiz@mynet.com
Ayağa göre, 'AYAK KABI' yapmak...
'KOLTUK / MAKAM'ın hakkını veren, 'İLERİ GÖRÜŞ'lü 'ÇOCUK' yetiştirip / eğitmek...
Gelecekte de...
Osman gibi...
Sinan gibi...
Fatih gibi...
ATATÜRK gibi...
'Bilimİnsanları' gibi...
...