Nasıl oldu anlamak güç. Oysa ki bina yeni...!
Nasıl oldu anlamak güç. Oysa ki bina yeni...!
Kapıdan dışarıya göz attığınızda verilen mesaj öyle anlamlı ki, insan ayrıca gururlanıyor. "KITALARI BİRLEŞTİREN..."
Kıtaları birleştiren 1915 Çanakkale köprüsü.. Özellikleri ile Dünyada bir ilk... Dev yatırım.. Tek kelime ile; Çanakkale'nin onlarca yıllık rüyası idi... Rüya gerçek oldu, köprü yapımı hızla ilerliyor..
Ful Deniz ve Köprü manzaralı hastane ise, ne yalan söyleyeyim gördüğümde beni de oldukça şaşırttı.. Fotoğraf anlatmaya gerek yok dedirten türden, öyle değil mi?
O halde, ben de uzun uzun anlatmayayım. Görüyorsunuz.. İşte son durum diyerek, tel tel döküldüğüne vurgu yaptığım hastane diyeyim...
BİR 8 MART'TI YİNE...
Yine bir 8 Mart geldi, yine iç burkan haberler işittik.. Eşini tekme tokat döven adamlar vardı yine yurdumda.. Başka başka hikayeler de vardı ya neyse..
Yaşanılanları anlatır iken dahi, insanın içi bir ayrı köpürüyor.. Sinir basıyor..
Bi de, 8 Mart tarihli istifalar yaşanmıştı geçen 8 Mart' lar dan birinde.. Kadın dı istifa eden.. Yine bir 8 Mart ve yine bir kadın..
Bu kez, bir önceki yönetimde bulunduğu görevini, yeni yönetime taşıyamayan, ya da çok yoğunluktan olacak, taşımak için adım atmayan kadın..
Siyaset zor iş elbet.. Ne kadar istese de, gün geliyor yoruluyor beden.. Yorucu oradan oraya koşturmak, o ilden bu ile seyehatlar ve bir etkinlikten bir diğerine koşuşturma hali..
Dün sohbet ediyorduk, aklıma düştü şu konu.. 8 Mart'lar da AK Partili kadınların yaşadığı, yaşattığı ve yaşadıkları.. Ya istifa ile göreve veda, ya da yeni yönetimde yer bulamama, ya da yer arayışında olmama..!
Siyaset bu.. Yine de, açık etmeyeyim, açmayayım, detaylıca sözler etmeyeyim.. ‘Ne çektin be 8 Mart 'lar da kadın’ şeklinde bir ifade ile noktalayayım bahsettiğimi..
"SADECE BİZİ KIZARTANLARA KAPAMA GEL SE, OLMAZ MI..!"
Soru tam olarak bu.. Üstelik, bu soruyu günlerdir dile getirenler var etrafımda.. Aslına bakar isek, mantıklı da geldi şahsen bana...
Pandemiye bağlı, aylardır dükkanı kapalı esnaf; "Sıfırı da tükettik.." şeklinde ifade ile özetlese de durumunu, "Şükür, sağlımız yerinde.. Bekliyoruz... Umutluyuz.. " demeyi de ihmal etmiyordu.
Kontrollü açıldık.. Hayat gibi yaşam da, yeni, yepyeni normaller ile yine hareketlendi..
Akıllarda ise, bahsi geçen: "Kırmızılar yine kapanır.." durumu..
"Kırmızı halin nedeni lokal ise şayet, biz niye kapanıyoruz bu durumda?" sözleri kulaktan kulağa yayılıyor, biliyorum ki herkes işitti bu çarpıcı soruyu.
Sahi, kırmızının nedeni bir kaç ilçe ise, o ilçeler kapansa, diğer bölgelerde yaşam yeni normaller ile devam etse, olmuyor mu..?
Bu, hissedilen soruna ve sıkıntıya bir çare olacak fikir değil mi sahi..?
Bu arada işittim ki, Balıkesir valisi, artışların önüne geçemediklerine yönelik bir söz etmiş.
“Artışı durduramıyoruz…!” şeklinde bir ifade ile özetlemiş yaşanılanı..
Neyse, ben büyüklerimiz bilir diyerek, uzatmayayım daha da..
Gün yeni bir gün.. Mart' ın da 10'u oldu.. Ne kaldı şurada yeni yıla girmeye.. Oysa ki, daha yeni geldi 2021.. Ne de çabuk geçti yahu şu günler de, geldik üçüncü aya..
Üçüncü ay benim için özel bir ay.. Ne de olsa Çanakkale insanıyım. Destan yazılan toprakların, Gelibolu yarımadasının çocuğuyum..
Üç Hilal gibi, benim için son derece önemli Üçüncü ay, içinde olduğumuz Zaferin ayı Mart..
Seviyorum kardeşim övünmeyi, 18 Mart geliyor.. Yine yaşayacağız tarifi imkansız destan ve zaferin coşkusunu..
Haykıracağız yine, güzel bir üçleme ile;
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ... ÇANAKKALE GEÇİLMEZ... ÇANAKKALE GEÇİLMEZ...