Evlat demek insanın can damarı demekmiş.

Evlat demek insanın can damarı demekmiş. Bunu anne olmadan anlayamayacağımı yıllarca söylemişti annem haklıymışta ta ki kızıma kavuşana kadar hiç anlamamıştım bende. Onu ilk kucağıma aldığım andan sonra hayatta benim için tek gerçeğin o olduğunu kendimden bile daha önde olduğunu anlamıştım. Bugün kü köşe yazımda da daha evvel katıldığım bir etkinlikte bana birisinin söylediği lafa istinaden   bu yazımı sizlerle paylaşmak istedim.
 
Her zaman her yerdeki etkinliklere katılmadığım doğrudur. Bu etkinlikte benim için önemli kriterlere ve donanımlara sahipti belkide bu yüzden katıldım ve yaşadıklarımı az da olsa anlatmak istiyorum. Şöyle başlamıştı ilk konuşmamız katıldığım bir etkinlikte ; birisi “boşanmadan sonra çocuklar genelde anneye veriliyor, bu da ayrımcılık değil mi?” demişti. Evet ayrımcılık. Keşke gerçek hayatta da ebeveynler çocuğun bakım sorumluluğu için yarışıyor olsa. Gel gelelim gerçek hayatta babaların büyük çoğunluğu velayeti gerçekten çocukla ilgilenmek istedikleri için değil iştirak nafakası ödemek istemedikleri için almaya çalışıyor.
Boşanma nasıl olur? Kısaca bahsedelim. Ya anlaşmalı, ya çekişmeli şekilde boşanabilirsiniz. Anlaşmalı boşanma halinde birlikte bir protokol yazarsınız. Bu protokolde birazdan bahsedeceğim hususların mutlaka yer alması gerekir. Dolayısıyla eksiklik ve mağduriyet yaşanmaması, sürecin uzamaması adına mutlaka bir avukatla ilerlemenizde fayda vardır. Hangi mahkemenin yetkili olduğu noktası dahi bir hukuki bilgi gerektirir.
Taraflardan biri davacı, diğeri davalı olur. Anlaşmalı boşanma protokolünü dava dilekçesinin eki olarak sunarsınız. Protokolde her ikinizin de imzası olduğu sürece kimin davacı, kimin davalı olduğunun bir önemi yoktur. Eksiklik yoksa bir duruşma günü belirlenir, duruşmada da protokolde anlaşmış olduğunuz hususları tekrarlanmanız beklenir ve boşanma gerçekleşir.
Hangi hususlarda anlaşmanız gerekir: Velayet kimde olacak? Velayeti almayan taraf hangi tarihlerde çocuk(lar)la görüşebilecek? Yoksulluk nafakası bağlanacak mı, tutarı ne olacak? İştirak nafakasının tutarı ne olacak? Edinilmiş mallar nasıl paylaştırılacak? (Buraya da gelmeden önce hangi mallar evlilik birliği içinde edinilmiş mal sayılır onun da belirlenmiş olması gerek elbette.) Taraflardan biri tazminat ödeyecek mi, ödeyecekse ne kadar ödeyecek?
Bu aşamada kısaca yoksulluk nafakasından bahsetmek isterim ki bunun için ayrı ve uzun bir yazı yazılması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafa verilir. Kanun erkek eş ya da kadın eş diye belirtmez. Kadınlar neden boşanınca yoksulluğa düşüyor, burada bir düşünelim mesela. Daha kusurlu eş yoksulluk nafakası alamaz. Çalışması mümkünken kendi isteğiyle çalışmayan eş yoksulluk nafakası alamaz. Yoksulluk nafakası alan eş evlenince nafaka kesilir.
Anlaşma ihtimali yoksa boşanma davası çekişmeli hale gelir. Bir mutlak boşanma sebepleri vardır; şiddet gibi, aldatma (ki hukuktaki adı zinadır) gibi. Bir de nispi boşanma sebepleri vardır. Bunu medyada da “evlilik birliğinin temelden sarsılması” olarak duyarız. Mutlak boşanma sebeplerinden biri gerçekleşmişse ve davacı taraf olarak şüpheye mahal vermeyecek şekilde bunu ispat etmişseniz, zaten boşanmaya hükmedilir ve varsa tazminat talepleriniz de karşılanır. Nispi boşanma sebepleri söz konusu ise süreç biraz daha detaylı ilerler malum. Neler delil niteliğinde, neyi nasıl ispat edebilirsiniz, her zaman bir avukat danışmanlığında ilerlemek faydalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında iştirak nafakası meselesine dönmek isterim. Nafaka, ödeyecek olan tarafın geliri ile orantılı şekilde verilir. Bu ülkede kaç kişinin maaşı resmi kayıtlar üzerinde asgari ücret olarak görünürken esasen daha yüksek maaşlar alıyor? Ve hatta bu ülkede kaç kişi sigortasız çalışıyor? “Fiş almasan kaç olur” kalıbının bu kadar sıradanlaştığı bir ortamda herkesin gerçek gelirinin şeffaf olduğundan gerçekten söz edebilir miyiz?
İştirak nafakası, adı üstüne müşterek çocuğun bakım masraflarına katılmayı ifade eder. Ebeveynlerin çocuk üzerindeki sorumlulukları ortaktır. Boşanmayla, velayet hakkına sahip olmamakla sona ermez. Gerçekten kimden kaçırıyorsunuz malvarlığınızı? “Benim çocuğum için aldığım spor ayakkabıyı annesi de giyiyor” sözlerini sarf ederken gerçekten utanmıyor musunuz?
 
Hani “boşanma çocuk için iyi değil” derler ya. Bu örnekler yüzünden iyi değil. Ama esasen böyle insanların boşanmamış hali de çocuklar için iyi değil. İyi insan olsak, iyi ebeveyn olmamız da kolay olur.
 
İyi bir ebeyn olmak için insanların yapması gereken şeyler varmış: Çünkü insan eşinden değil de evladından boşanamazmış zaten köşe yazımızında  amacı bu değil mi?
Gelin birlikte bakalım o zaman iyi bir ebebeyn olmanın kurallarına:
 
İyi bir ebeveyn olmak; destek olan, empati kuran, teşvik eden, sorumluluklarının bilincinde, iyi alışkanlıklara yönlendiren ve sağlıklı ilişkiler kurabilen bir kişilik oturtarak pozitif bir rol modeli olmaktır. İşte size daha iyi bir ebeveyn olmanıza yardımcı olabilecek 10 yol vardır gelin bunları birlikte inceleyelim.
1-Ebeveynlik konuları üzerindeki anlaşmazlıklarınızı çocukların önünde yaşamayın.
Partnerinizle anlaşın ya da anlaşmayın, ebeveynlik konularında çocuklarınızın önünde anlaşmazlık yaşamak, ebeveynlik otoritenize zarar vermenin en kolay yoludur. Kendinizi tutun ve partnerinizle çocuklar etrafta yokken, özel bir şekilde konuşun.
2-İltifat etmeyin, cesaretlendirin.
Bir çocuğu cesaretlendirmekle ona iltifat etmek arasında dünya kadar fark vardır. Çocuğunuz iltifat duyduğunda bir sonraki seferde de aynı tepkiyi alabilmek adına sürekli başarılarını nasıl tekrar edebileceğini düşünmek zorunda kalır. Cesaretlendirmek belirli ve kesin, iltifatlar ise geneldir. Cesaretlendirmek, çocuğunuzun başarısını sağlam temellere dayandırabilmesini sağlar.
3-Ev kuralları koyun ve bunlara uyulmasını sağlayın.
Çocuklar hayatlarında kurallara ve sınırlara ihtiyaç duyarlar. Kendi memnuniyetlerini ve hazlarını erteleyebilmeyi öğrenmek zorundadırlar - özellikle de her şeyin ani yaşandığı günümüz dünyasında. Ancak akıllıca hareket edin; çok fazla kural isyana yol açabilir.
4-Görevlendirin
Birçok ebeveynin düştüğü tuzak, ev işlerinde çocukları doğru bir şekilde görevlendirememektir. Görevlendirme, belirli işler, belirli çocukların sorumluluğu olacak şekilde yapılmalıdır. Çocuğunuz o gün herhangi bir sebepten dolayı işini yapamıyorsa eğer, yerine işini yapabilecek birini bulmalıdır. İşin kendi sorumlulukları olduğunu kabullendikleri an, hiçbir mazeret kabul edilmemelidir.
5 -Çocuklar küçük yaşlardan itibaren rutinler konusunda teşvik edilmelidir.
Çocuğunuza küçük yaşlardan itibaren rutinler ve iyi alışkanlıklar oluşturması için yardımcı olun. Çocuklar küçükken, diş fırçalama gibi belli kuralları rutine dönüştürmek kolaydır. Bu rutinler çocuklara hayatları boyunca yardımcı olmakla kalmaz; aynı zamanda da güvende ve başarılı hissetmelerini sağlarlar.
6-Aile yemekleri için günler belirleyin.
Yüz yüze temasın çok bağlayıcı ve samimi bir işlevi vardır. İş programınız çok yoğun olsa da belirli akşamları aile yemeklerine ayırın. Kalan günlerde de evde kim varsa onunla birlikte yemek yemeye çalışın.
7-Elektronik araçlarla geçirilen zamanı kısıtlayın.
Yemekler ve aile gezintileri gibi teknolojiden uzak durulması gereken anlarda belirli kurallar koymak önemlidir. Teknolojinin olmadığı anlar yaşamak, çocuğunuza yüz yüze olduğu kişinin aracın diğer ucundaki kişiden çok daha önemli olduğunu öğretir.
8-Çocuklarınızın arkadaşlarını tanımaya çalışın.
Hoşunuza gitsin ya da gitmesin, çocuğunuz arkadaşlarından önemli ölçüde etkilenir; işte bu yüzden onları tanımaya çalışmak çok önemlidir. Sessizliği ve huzuru tercih de etseniz çocuğunuza eve arkadaşlarını çağırabileceğini söylediğinizden emin olun. Yalnızca konuşan ve yemek yiyen bir grup çocuğun etrafında olarak bile çocuğunuzun arkadaşlarının kim oldukları hakkında fikir edinebilirsiniz.
9-Şikâyet etmeyin, talep edin.
Bir konuda şikâyet ettiğimizde gerçekten istediğimiz aslında bir şeylerin değişmesidir. Çocuğunuz mutfakta bulaşık bıraktı ve siz bunun bir daha olmasını istemiyorsunuz. “Yine kirli bulaşık bıraktığına gerçekten inanamıyorum!” demek yerine “Bir dahakine tabak kullandığında yıkayıp bırakırsan gerçekten mutlu olurum. Teşekkürler.” demeyi deneyin.
10-Dinleyin.
Dikkatlice dinlemek, günümüzde az bulunan bir şey haline geldi. Artık dinlerken zamanımızın çoğunu vereceğimiz yanıtları formüle etmekle geçiriyoruz. Ve böyle yaparak muhabbetin bir kısmını kaçırmış oluyoruz. Karşınızdakini merakla dinleyin. Sorular sorun. Bu şekilde davranarak çocuğunuz hakkında öğreneceğiniz şeylere siz bile şaşırabilirsiniz.İyi birer Ebeveyn olmak gerekir hayatımız boyunca çünkü çocuklar Ebeveynlerinden gördükleri gibi davranmayı kendilerine görev edineceklerdir. Siz ne yaparsanız onlarda sizden gördükleri gibi davaranacak ve her daim herzaman sizi örnek alacaklardır. Sakın unutmayın iyi birer evlat yetiştirmek toplumun ilk kuralıdır.Hepinize hayırlı evlatlar yetiştirmeniz dileğiyle…
Sevgiyle kalın….