Sosyal MEDYA çok hareketli geçiyor,  COVİD BEY, hepimizi MEDYA bağımlısı yaptı da kendisi MEDYAYA  bir bakıp da KENDİSİ için neler yazılmış-çizilmiş bakmadı, saygısız COVİD ?!...

Sosyal MEDYA çok hareketli geçiyor,  COVİD BEY, hepimizi MEDYA bağımlısı yaptı da kendisi MEDYAYA  bir bakıp da KENDİSİ için neler yazılmış-çizilmiş bakmadı, saygısız COVİD ?!...
Uzun süredir, paylaşılanların güzel ve özel olanlarını, sizlerle paylaşamadık. Bu hafta başlayalım dedik, bakalım aşağıda NELER  var ?
Herkese MERHABA !..
ARİSTO ve GENÇLİK
Dünya bozuldu, neydi bizim gençliğimizdeki dünya diye dövünen şaşkın yaşlılara düşündürücü örnekler.
Sümer tabletlerinde "Bu gençlik nereye gidiyor" yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum...
(Muazzez İlmiye ÇIĞ.)

Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar. Yetişkinlere karşı saygısızlar. Ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar.”
( Aristo MÖ 350 )

Günümüzün çocukları lüksü seviyor, kötü davranışları var, otoriteye baş kaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok, çalışmak yerine lak lak etmeyi seviyorlar.
Çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil,
tiranı... Anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar."
( Sokrates MÖ 399 )

Günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.” ( Hesiod MÖ.800
BEYNİMİZİ daha iyi ÇALIŞTIRMANIN yolları :

1-İnsan beyninin ayaktayken ve açık havadayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, ''volta atmayı'' deneyebilirsiniz.
2-Yürüyerek kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz ?
3-Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.

4-Zihinsel jimnastik/antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
5-Rutinden kurtulun. Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6-Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin.
7.Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8-Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klasik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9-Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10-Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini arttırır.
11-İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein'in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor.24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12-Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2'sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25'ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13-Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14-Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.
15-Beynin en tehlikeli yanı ''ters çaba'' kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken ''acaba heyecanlanır mıyım ?'' diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.
16-Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirebilirsiniz.
Facebook'un En Aktif Genel Kültür Sayfası
 
*GÜL YAPRAĞI OLMAK*
Bir zamanlar bilginler ve şairler, *"suskunlar meclisi"* adıyla bir topluluk oluşturmuşlardı. *Üye sayısı 40 kişiydi ve bunu artırmıyorlardı.*
*Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek fakat çok az konuşmaktı.*
*O zamanlar meşhur şair ve bilgin Molla Câmî,* bu meclisin üyeleri arasında olmayı arzuluyordu.

Günün birinde suskunlar meclisinin bir üyesinin öldüğünü duyunca, onun yerine aday olmak için bilginlerin bulunduğu köşke geldi. Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, *ismini bir kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan suskunlar meclisine gönderdi.*
Meclis üyeleri
bu teklifi görünce biraz üzüldüler.
Molla Câmî oraya layık bir bilgindi, ama ölen üyenin yerine başka birini almışlardı. Yeni bir üye için yer yoktu.

*Meclisin başkanı, bir bardağı tamamen suyla doldurduktan sonra Molla Câmî'ye gönderdi.*
Zeki bilgin, durumu kavramıştı.
*Bir damla daha olsa bardak taşacaktı.* Bunun üzerine o da hemen oracıktaki bir gülden küçük bir yaprak koparıp, nazikçe suyun üstüne koyuverdi.
*Bardakta ki su taşmamıştı. Bunu içeri gönderdi.*

Meclistekiler bu kibar cevabın  mânâsını anlamışlardı: Zarif insanların yeri başkaydı.
Üyeler, bu değerli bilgini de aralarına almaya karar verdiler.
Başkan listeye Molla Câmî 'nin adını ekledi.
*Kırk sayısının sonuna bir sıfır koyarak, 400 yazdı.*
Bununla Molla Câmî sayesinde, meclisin değerinin on misli arttığını belirtiyordu.
Listenin son şekli Molla Câmî 'ye gelince, meseleyi anladı.
Ancak sayının büyük gösterilmesinden hoşlanmadı. Sağdaki bir sıfırı silerek, kırk sayısının soluna koydu.
*Yani 040 yazdı. Alçak gönüllü Molla Câmî, böylece kendisini solda sıfır sayıyor, bardağı taşırmadığı gibi, o meclisin yapısını da etkilemeyeceğini söylemek istiyordu.*

Gül yaprağı olmak, kolay değil. Ama, evde, işte, çevrede geçim ehli olmanın, gül gibi geçinmenin yolu gül yaprağı olmaktan geçiyor.
*Yük olmayıp yük almak,* gül yaprağı güzelliğine kavuşmak…
*Kendi içimizde, ailemizle, çevremizle uyumlu olmanın, ebedi güzellikler yolunda yürümenin müjdecisi.*
Gül yaprağı sırrına erenler, *sağdaki sıfır gibi bulundukları topluma güç katarlar hem de bire on, ama soldaki sıfır gibi davranıp kimseye yük olmazlar.*
Nesrin Karaca’nın paylaşımından...
Bu günkü  GENÇLİK anlayışı içinde  BEYİNİMİZİ çalıştırarak, *GÜL YAPRAĞI *, olmak DİLEĞİYLE !..
 
14.03.2021   Dr. Hayrettin Parlakyıldız  Kıbrıs İLİM  Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com