ÇATISI ALTINDA UZUN YILLAR GAZETECİLİK YAPTIĞIM ‘HÜRRİYET’ İN SAYFASINDAN YÜKSELEN SES…
ÇATISI ALTINDA UZUN YILLAR GAZETECİLİK YAPTIĞIM ‘HÜRRİYET’ İN SAYFASINDAN YÜKSELEN SES…
Bu gün yazacaklarımın, Manşetimizle alakalı oluşunun özel bir nedeni yok.. Aslında, ben bu gün, Kaptan olmayan, ancak kaptan şapkası ile poz veren bir isimden söz edecektim..
Biraz da atarlanacaktım belki de.. ‘Hayırdır..!’ diye sözler edecektim kaptan görünümüne bürünen isme..
Bir paylaşımda rastladım, dümeni görülmeyen, kaptan köşkünü de pek andırmayan, tekne yol alsın diye kullanılan ileri ve tornistan komutunu verdiren, denizcilerin spiral diye de isimlendirdiği kollar gözüken, kürsüyü andırır obje önünde verilen o pozdan, biraz da yüzlerimizi gülümsetecek şekilde bahsedecektim.. Ne var ki, mesele yine deniz ve denizcilik üzerine olacak.. Kusuruma bakmayın diyorum.. Gülümsetemeyeceğim için sizleri..
Bir ara aklıma düşer ise o dikkat kesildiğim görsel ve kaptan şapkası ile poz verip; “Usta kaptanlar fırtınada belli olur !!! Dümene geçtik bir kere ;))” mesajı veren, eski siyasetçi, şimdilerin Gıda OSB Müdürü Alper Altınok’ tan elbet söz edeceğim.. Vallahi söz, yüzünüzde tebessüme neden sözleri sarf edeceğim..
Ha bu arada, ‘kaptanı rezil de, vezir de eden gemicidir…’ demiştir usta denizciler…
Şimdi geliyorum, bu günkü manşetimizde de sözü geçen ve bir köşe yazısında, üzerine düşünceler zikredilen konuya.
Hürriyet yazarı, Cengiz Semercioğlu; “KATARIN SIVI GAZI SAROS’U YOK EDECEK…” şeklinde hayli iddialı bir başlık altında bahsediyordu konudan…
“Çocukluğumuzda bize Saros Körfezi’ nin dünyada kendi kendini temizleyen 3 denizden biri olduğu öğretilmişti. “ vurgusu yapıyordu Cengiz ağabey…
Benden 3 yıl önce, 1988’ de Gazeteciliğe başlayan, usta diyebileceğim Cengiz ağabey’ in Hürriyet ailesine katılışı 1992
Ben de, Doğan Grubu çatısı altında, önce hha, sonra DHA’ cı oldum.. Hürriyet haber Ajansı yani hha’ yı halen özlediğimi doğrudur bu arada.. Nere de o eski günler.. Hey gidi hey
Cengiz ağabey, yazısına başlar iken, benim de çok işittiğim o sözü dile getirdiğinden, gençlik yıllarıma döndüm bir anda.. Ne de doğru bir konuya, ne de güzel bir deyişle değinmesine gelince: bir kez daha Saros körfezine komşu Gelibolu yarımadasının bir yaşayanı olmaktan dolayı, kendimi bir kez daha, çoğu insanımızın yanında şanslı hissettim..
Neyse, döneyim Cengiz ağabeyin ifadelerine. Şöyle geliyordu yazısının bir sonraki cümlesi;
“-Doğru yalan bilemem ama çocuklarımıza temiz bırakamayacağım kesin.
Çünkü çevrecilerin 2.5 yıldır yürüttükleri tüm mücadeleye, ÇED ve bilirkişi raporlarına rağmen Botaş, Saros’ da doğalgaz tankerlerinin yanaşıp transfer gerçekleştireceği bir liman inşa ediyor…”
Vallahi işitilen doğru ise, beni de bir endişe kaplamadı değil.. Neden mi, Saros körfezi, aynı zamanda Türkiye kıyılarında, ‘Akvaryum…’ denilerek ve de övünülerek sözü edilen bir cennet köşemiz.. Saros’ un Orfozu mesela.. Mükemmel bir türdür.. Hele hele, Karadeniz, Marmara ve oradan da Kuzey Ege’ ye göç edip, yumurtalarını Saros’ a salan Lüfer… Hikaye çok, yaşam alanı olarak Saros’ u seçen ender türler de çok…
Saros, hakikaten Çanakkale’ ye ve Trakya’ ya en yakın doğal Akvaryum..
İki de birde araya girip, Cengiz ağabeyin sözünü ettiği Saros üzerine ifadelerini böldüğüm için, kendimi hiç af etmeyeceğim.. Ne var ki, benim de huyum bu.. Laf etmeden, düşündüğümü iki lafın arasında dile getirmeden edemiyorum.. Daha doğrusu, kendimi tutamıyorum.. İllaki, söze gireceğim.. Ya da, “çıkan pas’ı görmeden edemiyorum..” mu, demeliydim..
Dedim artık, ne yapayım.. Huyum bu..
Şimdi yeniden Cengiz ağabeyin ifadelerine döneyim.. Oldukça net ve anlaşılır o ifadelerinde;
“Proje kapsamında tamamen yapılaşmaya kapalı olan Saros Sazlıdere sahilinde; Tankerlerin bağlanacağı bir iskele.. Römorkör, palamar ve pilot botların yanaşacağı mendirek…
İskelenin kıyıya bağlı noktasında bir kontrol binası… Karada ise ölçüm istasyonu ve 17 kilometrelik boru hattı yapılacak. Nerede? Dünyanın en temiz körfezinde…” diyordu Cengiz ağabey..
Ve dahası şu yazdıkları vardı Cengiz ağabeyin; “Ne için yapılıyor bu tesis? 350 metre uzunluğunda, 46 metre genişliğinde 100 bin tonluk dev tankerler yanışsın diye.
FSRU Gemisi denilen bu özel tankerler, Katar’da yükleyeceği doğalgazı eksi 163 derecede sıvı haline (LNG) GETİRİP Saros’a likit olarak taşıyacak… Saros’da limana yanaşıp yeniden gaz haline dönüştürerek Avrupa’ya gönderilmek üzere 17 kilometrelik borulara pompalayacak… Proje bu…
Yani Katar’ın Likit gazı, bizim dünya güzeli Saros’ umuzu yok edecek.” vurgusu eşliğinde g elen..
Bu net ve hayli açık ifadeler üzerine de, yorum elbet yapılır da, benim ne haddime..
Cengiz ağabey, olanı biteni, olasılıklardan söz etmeden özetlemiş.. Gelen gemilerin, Türkiye’nin akvaryumu sayılan bölgeye, azıcık, minnacık da olsa , zarar vermeden çekip gitmeleri, söz konusu bile değil.. Bence de olamaz.. Sintinesi, vesairesi..
Misal, fırtınadan sığınıp, bölgeye kaçan bir ticaret gemisi, Balansını birazcık bıraksa, al sana kirlilik..
Saros üzerine, Trakyalılar şu an devrede.. Bir başka deyişle; Trakyalılar, Saros elden gitmemesi için bir çevre savaşında..
‘Üc’ mü deriz, ‘bej’ mi bilemem de, bir vak de kaa, Çanakkale’de Trakyalıya katılır diye düşünüyorum..