EN ÖNEMLİSİ VE KESİNLİKLE YAŞANACAK OLAN İLK GERÇEK İSE, ‘DOĞUP BÜYÜMEK VE HAKKA ULAŞMAK…’
EN ÖNEMLİSİ VE KESİNLİKLE YAŞANACAK OLAN İLK GERÇEK İSE,
‘DOĞUP BÜYÜMEK VE HAKKA ULAŞMAK…’
Töve tövbe.. De, bu da en önemli gerçek… Her canlının ölümü tadacak olması.
“Nereden düştü şimdi bu gerçekler aklına?” diye sorduğunuzu i elbet işittim şuan.. Konuk yazarımız Mehmet ağabey bir şeyleri, bilindik bir yeni gerçeği kaleme almış, benimle paylaştı dün.
Okuyunca attığı başlığı, benimde diyesim geldi hepsi bu..
Kayserili mesleki büyüğüm Mehmet Uzel; “YOKSA KORONAYI HER CANLI TADACAKTIR" başlığı ile, şöle yazıyordu.
Dilerseniz, bir solukta değil, dinlene dinlene göz atın..
Mehmet ağabey söze; “Tüm dünya koronavirüse karşı savaş vermekte.. Biz bu savaş içerisinde hayatta kalmak zorundayız..” diye giriyor ve başlıyordu yazmaya, işte buyurun yazılanlar..
Öncesinde benden bir not; (Az önce Dedim ya, dinlene dinlene göz atın bence…)
Bu arada, Mehmet ağabey ‘Evinde kal’ vurgusunu Kayseri için yapıyordu lakin, bizde bu çağrıyı dikkate almalıyız..
Lafı uzattım, yine laf arası aralara daldım.. Mehmet ağabeyin yazdıklarını nihayet aktarıyorum.. Buyurunuz…
Evinizde kalın Kayseri.. Daha çok el temasıyla bulaştığı belirlenen koronovirüse karşı alınan önlemler giderek artıyor.. Pazarda, manavda, fırında yada markette sebze meyveleri seç seç al dönemi bitti..
İyide oldu.. Toplum konunun vahametini şimdi anlama başlayacak..Allahım herkesi korusun ama bu virüs bize epey ders verecek.. Çünkü can var işin içende..
Önceki gün bir fırından ekmek alıyorum, vatandaşın biri halen çıplak elle pişkin ekmek arıyor.. Fırınlarda değil bakkal ve marketlerde maalesef durum bu..
Önleyici bir tedbir yok sanırım.. Ben bu konuda Melikgazi Kaymakamı Bülent Karacan’ ın titiz çalışmalarına şahit olduğunu gördüm.. Aynı şekilde Melikgazi Emniyet Müdürü Mehmet Başerin’ de sokağa çıkma yasağında olsun, sahada maske ve mesafede çok iyi çalışmalarını vatandaşlardan, iş yeri sahiplerinden dinlemekteyim..
Keşke Kayseri’nin her tarafında ve 16 ilçesinde koronavirüse karşı çok dikkatli olunması lazım yoksa,’Kırmızıyı’ atlatamayız…’Hepimiz koronayı tadarız’...
Sağlıkçılarla zaman zaman bir araya gelip sohbet ediyoruz.. Bu yürekli insanlara minnet duygularımızı iletmemiz lazım....Gerçekten canlarını hiçe sayan sağlıkçılar için hem dualarımızı hem de alkışlarımızı yükseltelim..
Korona belasıyla yatıp, korona belasıyla kalkıyoruz.. Devlet, kurumlar, belediyeler kendince tedbirler almaya çalışıyorlar..
İlaçlamalar, kapatmalar, hijen uyarıları.. Peki ama yeterli mi? Kayseri de alınan tedbirler yeterli mi sizce? Bence değil..
Sadece bana göre değil.. Kayseri'de gıda üzerine satış yapan işletmeler var.. Sokakta satılan, hijyen kurallarının şüphe içinde olduğu yiyecekler var..
Simit, döner, hamburger, lokantalar, baklavacılar, pastaneler gibi.. Buralarda çalışanların o virüsle ilgili olmadığı söylenebilir mi? Buralarda üretilen ve satılan açık ürünlerin virüs taşımadığı iddia edilebilir mi?
Başta marka işletmeler olmak üzere bu işyerleri halk sağlığını düşünerek iki veya üç hafta kapıya kilit vurup tatil yapsınlar.. Hiç kimse bu iki üç haftada batmaz.. Kayseri'yi yönetenler inisiyatif kullanıp, sokakta ve bu tip işyerlerinde satışı yasaklasınlar.. Açıkta gıda satan işletmeleri kapatsınlar.. Buralarda yayılabilecek bir salgını kimse engelleyemez.
Mekanları temizlemekle, korona virüsünü yenemezsiniz.. İnsanları temiz tutmak zorunda değil miyiz? Gıdadan, alış veriş mekanlarına, toplu taşımalardan, zorunlu gidilmesi gereken kurumlara kadar..
Evden çıkmasak bile.. Aldığımı ekmek, market alış verişi bile.. Virüsün evimize gelmesine neden olabilir! Yani duyarlılığı artırmalı.. Bir süre evde kalmalıyız.. Türkiye gerçekten büyük bir sınavdan geçiyor hem hainlerle, hem de salgın hastalıkla büyük bir mücadele ediyoruz. Hainlerin karşısına güvenlik kuvvetlerimizle, Koronavirüs salgının ve benzerlerinin karşısına da sağlık çalışanlarımızla dikiliyoruz.. Güvenlik kuvvetlerimize ve sağlık çalışanlarımıza selam olsun..
Önce vatan demenin ve önce sağlık demenin bedelini birileri bizim için ödüyor.. Güvenlik kuvvetlerimize ve sağlık çalışanlarımıza, minnettarız..
Mehmet ağabey, tam da bunları diyordu. Yazdıklarını dinlene dinlene okuyunca, aklıma Çanakkale düşüyordu elbet.. Tanıdık geldi mi size de bu dile gelenler…!!! Haydin hoşça kalın…