Sosyal medyadan paylaşılan bir yaşanmışlık ve özeti; MECLİS ÜYESİNİ İSYAN ETTİREN UYGULAMA…
Sosyal medyadan paylaşılan bir yaşanmışlık ve özeti;
MECLİS ÜYESİNİ İSYAN ETTİREN UYGULAMA…
Bir Devrin Battığı, Kefensiz binlerce Mehmedin Vatan toprağına emanet edildiği yerdir Çanakkale.. Gelibolu yarımadası, tarih yazılan coğrafyadır.. Bir de ilçesi vardır, Çanakkale’ ye kuş uçuşu bir kaç bin metre uzakta, bir zamanlar tarihinde anılan adı Maydos, Cumhuriyet yıllarında aldığı ismi ise Eceabat…
Bir tür son derece gerekli uygulama, ancak içeriğine bakılmadan hayata geçtiğinde eziyet..
Ya da örneğinde yaşandığı gibi şöyle mi demeli;
“Maydos yolculuğu, gerekli uygulama böyle uygulanır ise kesinlikle o gruba Paydos..”
Eceabat, yani eski adı ile Maydos Belediyesi’nin Meclis üyesi, öyle serzenişli ifadelerde bulunmuş ki sosyal medya hesabından, partisinin adını dahi dile getirmeden sadece görevinden söz ederek, başkaları da mağdur olmasın çağrısına imza atmış.
Ne yalan söyleyeyim, Meclis üyesi olarak seçildiği partisinin ismini veremeden sadece görevinden söz etmesi, bence çok kıymetli bir tutum.. Bu ayrıntı benim çok dikkatimi çekti.
“SEYAHAT HÜRRİYETİ NASIL ENGELLENİR ?” başlığı açıp, sonra da uzun uzun hikayesi anlatan isim sayın Timur Koşal.. Kendisi isim vermemiş, ben de ayrıntı vermeyeyim şu Partili Meclis üyesi diye..
Timur bey, pek akıcı bir dil ile başından geçenleri kaleme almış.. Bu, bahsettikleri i o yaş gurubundan herkesin başına gelebilecek bir durum
Sayın Meclis üyesi Koşal; “Halkla sürekli iletişim içinde ve karşı karşıya olan, Çanakkale İskelesi'ndeki Geştaş Şirketi' nin bayan güvenlik görevlisi dikkatsiz, liyakatsız olursa sizin seyahat hürriyetinizi haksız bir şekilde pandemi sürecini bahane ederek engeller.” Diyordu önce..
Sonra da adeta traji komik hikaye türü yaşadıklarından söz ediyordu..
Şöyle geliyordu ifadeleri; “Birilerinin tavassut ve ricasıyla işe alınmışsa, çalıştığı kurum, insan iletişimi konusunda hizmet içi eğitim vermemişse, keyfine göre hareket eder.
Siz binmek istediğiniz gemiye binemezsiniz.
Bu sadece benim yaşadığım bir olay değil. Bu olayı yaşadığım anda iki örneğini daha gördüm.
22 Nisan 2021 saat 16.45'de Çanakkale İskelesi'ne geldim. Gişeden biletimi aldıktan sonra, turnikedeki bayan güvenlik görevlisine HES kodumu içeren kare kodu okuttum. Doğum yılımı sözlü sorması üzerine, ‘1956’ olarak yanıtladım. Bunun üzerine siz ‘65 yaşındasınız, izniniz yok sa, geçemezsiniz’ dedi.
‘Hanımefendi, Doğum yılı üzerinden hesaplarsanız hata olur, gün ve ay hesaplaması da yapmanız gerekir’ diyerek hem kimlik kartımı, hem de Sağlık Bakanlığı HES uygulamasından bilgilerimi içeren sayfayı gösterdim.
Bayan güvenlik görevlisi, bir kere inat etmişti. Hesap yapamadığı gibi, Sağlık Bakanlığı HES kodu uygulamasındaki bilgi sayfasını da geçerli kabul etmemişti.
Kendisine; ‘Belediye Meclis üyesi olduğumu, kısıtlamalardan muaf olduğumu, resmi evrakı sadece kısıtlama uygulaması sürelerinde yanımda bulundurduğumu’ izah etmeme rağmen ikna edemedim.
Çünkü görevimi yapıyorum savunmasıyla ‘NUH DİYOR, PEYGAMBER DEMİYORDU’
Kendisine bir yetkili ile görüşmek istediğimi söylediğimde, ukalaca ‘telefon edin’ cevabını aldım.
Kendisine; yetkilerini ve bulunduğu görevini haksız bir şekilde kötüye kullandığını belirttim ve ‘kenara çekilin ben geçeceğim, eğer yasal olmayan bir şey yapıyorsam polis çağırın’ demem üzerine; ‘Ben niye çağırayım, siz polis çağırın’ dedi ve yolumu keserek, üzerine üstlük ‘beni ittiremezsiniz.’ diyerek ayrıca suçlama arayışına girdi.
Ayrıca gişe görevlisi bayan, gişe odasından çıkarak (ki bilet almak için bekleyenler vardı) yanımıza gelerek, ‘beyefendi maskenizi nizami takmıyorsunuz.’ diyerek farklı bir kusur arama arayışına girdi.
Kendisine; ‘maskem konuşma sırasında, burnumun üzerinden indi.’ diyerek düzelttim. Yaptıklarının yanlış olduğunun farkında olup, farklı savunma ve haksız çıkarma çabalarının suçluluktan kurtulmak için yapıldığını da anlıyorum.
O sırada bir erkek görevli nezaketle yanımıza geldi. Durumu kısaca dinledikten sonra kimlik kartımı görmek istediği söylemesi üzerine, kimlik kartımı gösterdim.
Kimlik kartımdaki doğum tarihlerini kontrol ettikten sonra, güvenlik görevlisi bayana ‘Beyefendi, doğru söylüyor, gün ve ay hesabı da yapman gerekirdi.’ dedi.
Ama bayan güvenlik görevlisi ‘DEDİĞİM DEDİK, ÇALDIĞIM DÜDÜK’ hesabı umursamaz bir tavır içindeydi.
Erkek görevli; ‘geminin kalkmasına 3,4 dakika kaldı, binebilirsiniz’ demesine rağmen, bayan güvenlik görevlisi turnike geçişini engellercesine istifini hiç bozmadı.
Bunun üzerine, erkek görevliye; ‘Böyle bir muameleyi hak etmediğimi, hem yaş hesaplamasının doğru yapılmadığı, hem de kısıtlamadan muafiyet belgem (26.01.2021 tarihli) elektronik ortamda gelinceye kadar, hanımefendinin beni yalancı ve gerçek dışı beyanda bulunmuşum gibi gösterme çabasının yanlışlığını ispat edinceye kadar burada kalacağım. Beni insanların önünde küçük düşürücü davranışını kabul etmiyorum.’ diyerek beklemeye başladım.
O sırada Gestaş şirketinin yöneticilerinden Nurullah Bey, yanımıza geldi, beni odasına davet ederek nazik bir şekilde misafir etti ve konuyu anladıktan sonra , ‘Olmasını hiç istemediğimiz bir durum oluşmuş, şirketim adına özrümü kabul edin.’ dedi.
Kimlik bilgilerime göre yaşımın 64 olarak doğru olduğunu, güvenlik görevlisi bayanın hatalı olduğunu söyledi.
Belediye tarafından adıma düzenlenmiş kısıtlama muafiyetinden muaf olduğuma dair belgenin örneği gelinceye ve haklılığım kanıtlayıncaya kadar HAKSIZ, HUKUKSUZ, GEREKÇESİZ ve MESNETSİZ bir şekilde engellenmiş, bir sonraki gemi ile seyahat etmeye mecbur bırakılmıştım.
İskeleden gemiye binmek için ayrılırken, güvenlik görevlisi bayanın yanına giderek. İzin belgemi ve yaş durumu gösterir ekran görüntüsünü bir kez daha gösterdim ve onur kırıcı davranışını hak etmediğimi belirterek ayrıldım. Kendisi hatasını bilmesine rağmen, bir özür bile dilemekten kaçınmıştır.
Anlattığım olaylara göre; HAKSIZ, HUKUSUZ ve GEREKÇESİZ bir şekilde SEYAHAT HÜRRİYETİM engellenmiş oldu.”
Hemen herkesin başıma gelebilecek bir durum.. Ne var ki bunda dememek gerek bence.. Çünkü gemi sefer saatleri belli. Kaçırdın mı, bekle bir sonrakini.. O da öyle beş dakika sonra değil malum..
Onlarca yıl, karşı kıyıda yaşam sürmüş ve deniz yolculuğunu bazen günde karşılıklı iki sefer bazen dört ve daha fazla kez yapmış bir yolcu olarak, bilirim sıkıntıları.. Kazan gemi, kaçırılan motor, belki de telafisi olmayacak sonuçlar da çıkarır yolcuya.. Buna örnek vermenin anlamı yok, o nedenle vermeyeceğim.
Eceabat belediyesi Meclis üyesi sayın Koşal, “Şimdi bu olayı neden bu kadar detaylı anlattığımı açıklayayım.” Diyordu ve dediği gibi de açıklıyordu paylaşımının nedenini..
“ Çünkü” diyordu, vurgulu şekilde önce, sonra da; “Çünkü bugüne kadar yaşadıklarımdan deneyimle;
1-Beni haksız çıkarmak için olayı çarpıtma çabası içinde olacaklarından eminim.
2-Benim yaşadığım bu olayı başkalarının da yaşamaması, farklı mağduriyetler oluşmaması için birileri olayları gerçek detayları ile anlatması gerektiğidir.
3-Sorumluluk sahibi yöneticileri, durumdan haberdar edip, bu vesileyle güvenlik kameralarını izlemeleri ve görevlilerinin davranışlarını değerlendirmeye yöneliktir.
Sonuç: Bu olaydan ibretle; yöneticiler hakla karşı karşıya olan görevlilerini hizmetçi eğitimlerle geliştirmelidir. -Hatta bazı personellerini, iletişim açısından psikolojik teste tabi tutmalıdırlar.
Kişiliğimi zedeleyici, onur kırıcı ve saygınlığıma gölge düşürücü, seyahat hürriyetimi engelleyici bu davranışı için görevli ve Gestaş şirketi hakkında suç duyurusunda bulunup, hukuken hakkımı arayacağımı Kamuoyuna saygıyla duyururum. Timur KOŞAL Eceabat Belediyesi Meclis Üyesi” imzasını atıyordu.
Mübarek ramazan günlerinde, belki de eve gitme acelesinin nedeni vardır bir yolcu için. Misal iftara ya da iftarlık yetiştirecektir yolcu..
Karşı kıyıda Kilitbahir sırtlarında geçen, Necmettin Halil Onan’ ın Bir Yolcuya isimli şiirinden;
“ DUR YOLCU, BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN BU TOPRAK , BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR…!” dizeleri, birileri için yapılan hesap hatası nedeniyle, ‘Sana da Dur yolcu..’ ya dönüşmemeli, haksız mıyım..?
Kalın sağlıcakla.. Maske, Mesafe ve Hijyeni de unutmayın, ihmal etmeyin..