Tüm dünya insanı mutluluk aramıyor, arıyormuş gibi yapıyor, çıkar önde, çıkaranlar arkada, yiyenler önde, yiyemeyenler arkada…
Tüm dünya insanı mutluluk aramıyor, arıyormuş gibi yapıyor, çıkar önde, çıkaranlar arkada, yiyenler önde, yiyemeyenler arkada…
Bu ne biçim dünya ?!...
Tek üretim korku, tek tüketim silah, tek söylem yalan, tek sevgi para, tek bilim çalmak, olanı bulmak, tek hakimiyet ben buradayım demek, tek hayvan TİLKİ, hayvanlardan tek ders eğitimcisi TİLKİ , tek eğitici tilki-le-ş-en-ler !?..
Bu kadar TEKİ toplasan bir tane ÇİFT olmuyor…
Hastalık korkusu, atılma korkusu, satılma korkusu, işsizlik korkusu, açlık korkusu, dövülme-sövülme korkusu, BAY-DIN DIN korkusu, hak-huk korkusu, iş-aş-eş korkusu, korkarak-korkutanların korkusu !...
Korkular içinde mutlu, huzurlu olmak mümkün mü ?!...
Korkuyu kültür haline dönüştürenler için mümkün ve zevkli, çünkü adamın ruhu sadist, kendisi sebze de olsa; hellimi sebzeye karıştır, al sana hellimli hâl içinde = sebzeli hellim…?!
Bir müddet sonra ikisi de birbirini korkutarak, ortaya kokulu HELLİM çıkar mı çıkarsa, bir müddet sonra koku yaratacağım derken o da korku yaratanlara uyum sağlayarak, etrafı kokutur mu ?!...
Bu korkular olmasa ,tüm dünya rahat nefes alır mı, aldığı nefes insanlara yansır mı, yoksa bu yansıma insanları şımartır mı?..
Bu korkular, USTACA mı yapılıyor ?… Bunu yapanların okulu var mı, varsa neden ismi yok da mezunu ÇOK !...
Emperyal güçlerin yalanları, korkutma politikaları biter mi, sanmam !.. Çükü, bütün işleri ÇIKAR üzerinde olunca, yalanlarını da HUKUK ve demokrasi kılıfına sokunca ne yaşadığımız coğrafyada ne yaşanılan coğrafyalarda ve dolayısıyla KKTC’de de korku düzeni bitmez; ne düzen kelimesindeki DİZ-MEK fiili, ne de demokrasi kavramını kavrayalım derken, KIVIR-MA fiili bitmez…
Neden bitmez ? İnsanın yaratılışındaki AZMA fiili, AZDIRMA fiili, EZME fiili, ezerek; üzerinde GEZME fiili, insanın yaratılışındaki KORKMA-korkutma fiili ÇIKARLA birleştiği için devam eder, gider !...
Bu böyle devam mı etsin, HAYIR !.. Çözüm ne ?
Çözüm;
- İnsanı tanımaktan, insanı insanca anlamaktan, insana insan gibi davranmaktan geçer…
- Yaratılan her insanın YAŞAMA hakkı olduğunu bilmekten geçer…
- İnsanı eğitirken, eğitenlerin insanın yaratanın yaratma sırrına ermesinden geçer…
- İnsanı eğiteceğim diye ortaya çıkanların, insan eğitimcisi mi, insan bitirimcisi mi olduğunu bilmekten, tanımaktan, ona göre tedbir almaktan geçer…
- Pedagog-pedagoloji kavramlarındaki “gog ve loji” seslerinin güven verip-veremediğini, laf gürültüsü yapıp-yapmadıklarını, insan denilen varlığı, insan kavramı üzerinde insanca buluşup-buluşturamadıklarını araştırmaktan, anlamaktan ve anlatmaktan geçer…
- Her nesnenin bir felsefesi olduğu gerçektir, bu gerçekliğin yere-zamana-ırka-coğrafyaya göre farklılık yarattığını bilmekten, zamanla ÇIKAR ilişkisine göre yön değiştirmemesi gerekliliğini kavrayıp uygulamada MODEL olmaktan geçer…
- Her milletin MODEL aldığı kişileri-değerleri vardır, bu değerler-modeller örnek alınırken, YERLİ ve MİLLİ olunması kaçınılmazdır. Bu kaçınılmazlıkta her insan, her toplum, her millet birbirine SAYGI duymak mecburiyetinden geçer…
- Saygıyı duyuracak, bunu verecek eğitim kurumları olacaktır, olmalıdır, lâkin bunu verecek eğitimcilerin, başkalarının gözü-kulağı olmak yerine önce ve önce KENDİ zamiriyle buluşması gerekliliğini bilmesinden geçer…
- Bizde 2021 yılı YUNUS EMRE yılı, HACI BEKTAŞ VELÎ yılı bu yıldaki anmaların, sözde değil özde hissedilmesinden; bunun yanına MEVLÂNA- HACI BAYRAM ve AHMET YESEVİ de getirmekten geçer …
- Sevmek güzel, sevilmek güzel, sevildiğini hissetmek güzel, sevdiğini hissettirmek güzel… Bu güzelliği birlikte yaşamaktan geçer…
- İnandığını yaşamak, inandırmak onu sürekli kılmak güzel… Bu güzellikler, başta insan ve tüm canlılar için güzel ve özel olmadıkça, yaşamalar- yaşananlar NâGÜZEL !...
- KORKMADAN-KORKUTMADAN güzelleri ÖZEL kılmayan tüm insanların, tüm toplumların, tüm milletlerin NÂ-GÜZEL olduğunu bilmekten geçer !?..
- NÂ-GÜZELLİĞİ dışlayarak düşünenlere-yaşayanlara- yaşatanlara GİRNE’den SELÂM olsun !.. SEVGİLERLE…
02.05.2021
Dr. Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com
'ELMA'nın kırmızısı...
'HELLİM'in kızartılmışı...
Bilinen / aynı 'SEBZE/LER'den; farklı yemekler yapmak, 'USTA'ların işi...
Böyle gelmiş...
Böyle gitmez...
Gitmemeli...
MısırPiramitlerinde, 'SATRANÇ' ile ilgili kabartmalar mevcut...
Pek Kıymetli Hocam
Güzel dileklerinize canı gönülden katılıyorum.
Sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dilerim.