BANKO’DAN, GÖREVLİ MASALARI İLE ÇOK ZOR O  İLETİŞİM…

BANKO’DAN, GÖREVLİ MASALARI İLE ÇOK ZOR O  İLETİŞİM…
Banko der iken, ‘Banko’ demedim.. Buraya bence dikkat...
Banko’dan bakıyorum içeriye ve seslenmeye çalışıyorum, lakin ağzımdaki maskeden olacak, pek irtibat kuramıyorum görevli ile..
Bu arada, Sorsam da, yanıt net değil.. Maskeden kaynaklı olsa  gerek..
Maskemi de çıkartmadım, uygun değil çünkü.. Görevli ile aramızdaki mesafe hayli olmasına karşın, hata olur maskesiz içeride bulunmam..
Bu koşullarda, sesimi duyurmak istemem, sesimi yükseltmem gerektireceğinden, bağır bağır da olmak istemiyorum..  Sonuçta,  başvuru noktam bir Devlet Kurumu.
Kendimce hayli önemli bir izni alabilme derdindeyim..
Elimde,  özenle hazırlanmış şeffaf dosya içinde evraklar… Ek’ ler ve dilekçem..
Önceki günlerde başıma geldi, gözlediklerim karşısında ne yalan söyleyeyim hayli etkilendiğim bu durum.
Başvuru noktam, ‘Evrak Kayıt Teslim..’ Kapı ya yöneldim, ölümcül virüs önlemleri nedeni ile kapalı..
İletişim kurmak için, banko’ da bulunan yarım dosyadan hallice büyük kesik cam’dan seslendim..
Az ileride iki masa.
İki masada iki görevli.
Biri sağ olsun yanıt verdi..
“Bırakın oraya…” diye de ekledi..
Öyle ya, başvuruya gelmiştim belli..  Elimdeki dosyayı bırakmam gereken yere bıraktım fakat…! Doğruyu mu yapıyordum, başvuru için buraya mı gelmeliydim, bu merakım çok büyüktü o an.
Bahsettiğim bankodaki cam’dan,  Sesimi çıkarmaya çalışarak, derdimi, başvuru nedenimi anlatmaya çalışsam da, aramdaki mesafe görevli arkadaş ile hayli uzak olduğu için, ne o beni ne de ben onu pek anlayamadım sanırım..
Neyse, olan oldu. Bu durumda, yakında git-gel yapacağım kesin.. Çünkü, izin alabilmek adına başvuru yaptığım Kurum,  doğru Kurum mu, değil mi, halen de anlamış değilim..
Ramazan ayının ilk günlerinde gözlesem  bu durumu, sanırım: “Arkadaş oruçlu ve halen adapte olamamış olabilir, aç ve susuzluğa…” diye düşünürdüm..
Hatta ve hatta, ramazan gününün, iftar saatlerine yakın anlarda yaşasaydım anlattıklarımı ve aktarmaya çalıştığım gözlemlerimi, “İftar saati yaklaştı, eeee haklı personel…” de diyebilir, böyle düşünebilirdim..
Lakin; Ramazan ve dahası Bayram geçeli de çok oldu ya..  Neeey seee…
Banko’dan, banko karşısında biraz mesafeli görevli  masaları ile  iletişim çok zor anlayacağınız..
Banko tabir ettiğim yerden, Başvuru noktama Kredi talebi, iş bulma ve ya benzeri bir ihtiyaç için gitmemiştim.. Talebim açık.. Doğru yerde miyim, değil miyim…!!!
Onca senelik Gazeteci olmama karşın, inanın başvuru noktamın doğru olup olamadığını daha evvel araştırmadığım için kendime de az kızmadım..
Görevliye ne ki…!!! Ben bilmeliyim, değil mi…????
Ben de bilemedim, özür dilerim eeeyyy görevli….
Senin de işin zor, kim bilir, bir  günde kaç kişi geliyor ben gibi, nereye geldiğini bilemeyenler, haklısın vallahi sen de.... 
Nereye geldiğinden habersiz,  asıl gelmesi gereken Kurumu bilemeyen,  bilinçsiz kişiler çok lar değil mi….!!!
Özür dilerim verdiğim rahatsızlık için,, Beklerim ben bir iki ay, yanıt alamaz isem, düşerim izin talebimi içerir evrakın peşine..
Sonrası malum belki de; takip edeceğim evrakın teslim noktası  yeri orası değilmiş…
Olası Ulaşacağım bu bilgiye göre, bu bilgi ne zaman gelir, onu da şu an bilemiyorum, sonrası gün, hafta ve hatta aylarda;
”Ayyy o da ne… Yanlış Kuruma mı gitmişim.. Özür dilerim; ey yanlış Kurum…
Vallahi ben bilemedim.. Hata bende, araştırmadım asıl gitmem gereken Kurumun neresi olduğunu.
Bakın gördünüz mü şimdi, size de iş çıkardım. Bankoya bıraktığım yanlış evrak yüzünden, yerinizden kalkıp,   sizin de başka işlemleriniz için gereken asıl vaktinizi boş yere tüketmenize  neden oldum..
Hem de bu sayede pek yordum sizi, vaktinizi de boş yere almış oldum. Ne yapabilirim bu durumda , vallahi bilemedim.. ÜZGÜNÜM…  ÖZÜR…!!!”
Koskoca Devlet Kurumumuzun,  mesaisini boş yere harcattım.. Acaba , ceza yer miyim ben bu durumda…???
Uzattım farkındayım.. lakin şu da bir gerçek bence, Banko önünde açık o cam’ dan, görevli masalarına iletişim zor bir hayli, çok zor hem de..  Sayın görevli..
Hani şu çay siparişi verdiğimiz bas konuş diyafonlar dan olsa tam da o noktada, bence iletişim sanki biraz daha iyi olacak gibi.. Benimki bir fikir, saçma elbet.. Hiç öyle şey olur mu…
Ben gibi,  yanlışlıkla Evrak Kayıt Teslim  noktasına gidecekler olur ise, bir görevli “Burası değil, yanlış geldiniz.. Şuraya gitmelisiniz..” şeklinde yardımcı olur ise, fena da olmaz yani… Öyle değil mi… 
Sonuçta , başvuru adresini bilemeyen vatandaşa böylelikle yardım olur. Vatandaş da teşekkürcü.. Nasıl fikir ama…!!! 
Sorulur ise şayet, söylerim Şu kurumumuzun, şu bankosu diye.. Amacım şikayet değil. Ne haddime. Nereye gideceğini bilemeyen benim sonuçta,  öyle değil mi..
Her gün her gün, benzer izinler için uğraş veren biri de değilim.. Bilememem hayli doğal bu durumda..
Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’ndan izin alabilmek için, Çanakkale Merkezi’nde başvuru yapabileceğim Kurumun, İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği olduğu duyumum, yanlışmış mı yoksa…!!!  Hay aksi.. Bunu sormuştum oysa ki,  bir bilen demek ki yanlış bilgi vermiş..  
Bahsettiğim o banko’ dan, görevlilerin oturduğu  masalara bakan cam’ dan içeriye güçlükle seslenir iken diye hayıflandığıma da bakmayın.. Kabahat benim..  
Bu durumda, bence ortaya çıkan sonuç şu;
“Banko’ dan iletişim, bi hayli zor…Hele ki maske de kullanıyor iken. Sakın ha denemeyin…  Kurulamıyor  beklenen  o iletişim…”