- “İnsani bir gelişme modeline ihtiyacımız var”

İnsan odaklı bir ifadeyi ne vakit işitsem, pür dikkat kesiliyorum 'bir insan' olarak.. Tıpkı her birimiz gibi..
Dün, emekliliğimin farkına vradım bir mesaj< ile. Dün emekliler günü imiş. Kutlama mesajını da SGK' dan aldım kısa mesaj ile, SMS yani.
Sonra, rutin işlere devam için başkent gündemine göz atıyordum ki, kullanılan şu ifadeyi fark ettim; “Çalışmayı insani ve beşeri gerçekliği unutmadan insan özgürlüğünü dikkate alarak tasarlamak mecburiyeti vardır”
Bir Bakan ediyordu bu sözü. Ve ekliyordu: - “İnsani bir gelişme modeline ihtiyacımız var” diye..
Siyasette neler oluyor diye, hep göz attığım Ankara gündemini yine takip için, abonesi olduğumuz İHA' nın bizlere servis ettiği bültene göz gezdirir iken, Ankara'lı meslektaşlarım Mustafa Cenik - Ömer Faruk Karataş' ın şu haberine takıldı gözlerim.
Sabahtan mesaj aldığım SGK' nın bağlı bulunduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin' in dediklerine iyice bir göz atayım istedim.
Diyordu ki sayın Bakan, “Gelişmeyi insani boyutlarda tasarlamak, çalışmayı insani ve beşeri gerçekliği unutmadan insan özgürlüğünü dikkate alarak tasarlamak mecburiyeti vardır. O zaman inanıyorum ki insanlar kendi potansiyellerini daha fazla geliştireceklerdir”
Bakan Bilgin, bakanlık binasından video konferans yöntemiyle Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından düzenlenen “Beceri Farklarının Kapatılması Hızlandırma Programı" tanıtım toplantısına katılmıştı dün.
Detaylar da bize konu bu programa ilişkindi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da katıldığı toplantıda konuşuyordu sayın Bakan Bilgin, bütünüyle beşeri hayatın yeniden şekillendiği tarihsel bir dönemin söz konusu olduğunu aktararak, ekliyordu net şekilde;
“Buna bizim hazır olmamız lazım." diye.. Sonra da devam ediyordu sözleri, şöyle ki; 
"Bu konuda yeni becerilerin kazandırılması, eğitim siyasetinin baştan aşağı yeniden düzenlenmesi, bu konuda bilimsel birikimi değerlendirerek yeni süreç, pandemi sonrası dönemi de dikkate alarak bu yeni endüstrilerin ne kadar kapsamlı ve derinlikli olduğu çok sayıda teorik çalışmayla ortaya konmuştur”  ifadesi ile.
Söz konusu dönüşümün hızlanmasından dolayı sorumlu politikacılar olarak duruma daha fazla adapte olmak mecburiyetinde olduklarının altını çiziyordu sayın Bakan.. Ve de ekliyordu;
“Yetişkinlerin uluslararası alandaki gelişmeleri takip etmesi, bunlara uygun eğitim politikalarının yeniden gerçekleşmesi sadece okul sürecinde ya da eğitim çağında çocukların, gençlerin değil, yetişkinlerin de doğrudan doğruya iş ortamında bulunan, üretim sürecine katılanların da bu aşamada yeniden beceriler kazanması gerekir” diyerek..
“İnsani bir gelişme modeline ihtiyacımız var” şeklinde bir başlık açıyordu sayın bakan.. İnsan önemli.. Mesele insan olunca; insan olan dikkat kesiliyor elbette, insan odaklı  edilen sözlere.
Tam da bu nedenle dikkat kesildim edilen sözlere bendeniz de..
İnsansız üretim amaçlı bir ekonominin, insanı dışlayan bir ekonominin bir sorun olarak insanların karşısına çıkabileceğini ifade eden sayın Bakan Bilgin, şunları söylüyordu konuşmasının devamında;
“İnsansız üretim amaçlı bir ekonomi, insanı dışlayan bir ekonomi tabii ki ciddi bir sorun olarak da karşımıza çıkabilir. Biz şunu biliyoruz ki, insanın kendisine ayırdığı zamanı artıran bir üretim biçimine ne kadar adım atarsak, insanın kendisini sosyal bakımdan geliştirmeye o kadar fırsat oluşturabiliriz.
Ama asla vazgeçmeyeceğimiz şey şu; insanın beşeri varlığını aynı zamanda gerçekleştirdiği zamanda gerçekleştirdiği alanlardan birisinin de üretim süreci olduğu gerçeğidir. Bu gerçekten uzaklaşırsak, insansız bir ekonomi, robotlarla kurulu bir ekonomi, robotlarla tasarlanmış bir toplum, bizi insan özgürlüğünden uzaklaştırır, bizi toplumsal ve siyasal özgürlüklerimizden uzaklaştırır. Bu çağrışımlar bize bir anlamda negatif olarak 1984 romanını (George Orwell) hatırlatacaktır. Elbette böyle bir toplumsal tasarım bizim demokrasiyi, özgürlükleri yaşayan, onun önemini fark eden bütün ülkeler için kabul edilebilecek bir şey değildir.
İnsani bir gelişme modeline ihtiyacımız var. Yeni teknolojiler bu imkanı bize daha fazla verebilir fakat bunu biz sosyal politikalarla bütünleştirerek, daha önemlisi de küresel ölçekte sosyal politikalarla bütünleştirerek gelişmekte olan ülkelerin de bu yeni fırsatlardan faydalanmasına imkan sağlamak bizim önümüzdeki insani bir ödevdir.”
İnsani ödevleri yerine getirsek her birimiz, insan olmanın farklılıklarını daha bir yaşarız değil mi..?

BU GÜN 1 TEMMUZ..
Özellikle, sahil şeridinde kurulu yaşam alanlarının, şehirlerin, beldelerin, ilçelerin ve köylerin çok önemsediği tarih.
Denizcilik bayramı.. Denizler bu halde iken, nasıl kutlarız ki biz bu bayramı..!
Müsilaj illeti çökmüş denizlerin üzerine ve dibine.. İnsanlık için önemli bir değer denizler..
Bizim için Mavi Vatan’ dır mesela denizler.
Bu günün önemini anlatıp, boş boş laflar etmeyeceğim.. Hiç içimden gelmiyor, denizler bu halde iken..   
Neyse, benden bu günlük de bu kadar.. Kalın sağlıcakla.. Hoşça kalın ayrıca. Bir de sağlıkla kalın..
MAVİ VATAN umarım en kısa sürede yeniden sağlığına kavuşur.. Deniz bereketini sunar biz insanlara inşallah yeniden..