Siyasetin dilinde geçen bazı ifadelerin, unutulmamak üzere tarihe geçeceğinden dün de birazcık söz etmiştim. Buyurun, bir yenisi daha.
Siyasetin dilinde geçen bazı ifadelerin, unutulmamak üzere tarihe geçeceğinden dün de birazcık söz etmiştim. Buyurun, bir yenisi daha.
DÜN Sarıgül demiştim, bu gün de sayın Bakan Muş...
Öyle bir söz etmiş ki sayın Bakan, yatırıma engel zihniyete, hadi gel de yüzün gülümsemesin...TAKOZ - TABİAT...!
Başkent gündeminin bana göre öne çıkan bir başlığı atılmış sayın Bakan' ın ifadeleri ile.
Sayın Bakan Muş: “’Türkiye’ ye yabancı yatırımcı gelmesin’ diye çaba harcayanların her hayırlı işin önünde takoz olmaları kendi tabiatlarının gereğidir”
Bu anlatım, Ticaret Bakanı Mehmet Muş' tan geldi.
Diyordu ki; “Yakalanan uyuşturucuyla ilgili bile ‘Bu uyuşturucuyu piyasaya sürecekler’ deme rezaletini göstermiş durumdadırlar”
Ardından da bir başka vurgu; “Kim, nasıl rahatsız olursa olsun biz gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz”
Başkentli meslektaşlarım Mustafa Cenik - Erdinç Türkcan' ın haberinden söz ediyorum..
Abonesi olduğumuz İHA'dan servis edilen haberin ilk satırları şöyle idi;
- Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye’nin hayrına hiçbir iş yapmayanların Türkiye’nin lehine olan projelere destek vermelerini beklemenin hayal kırıklığı olacağını belirterek, “’Türkiye’ye yabancı yatırımcı gelmesin’ diye çaba harcayanların, lobi yapanların, Türkiye’nin her başarısında üzülenlerin, bu ülkeye yapılacak her hayırlı işin önünde takoz olmaları kendi tabiatlarının gereğidir” dedi.
Başkent ziyaretlerim bu ara daha da sıklaştı.. Ziyaretlerim sanal anlamda.. Gündemi değerlendiren isimlerin açıklamalarını, Başkent'in haber bültenlerinden takip ediyorum..
Bahsettiğim haber hayli ilgimi çektiği için, sizlere de aktarmak istedim.. Kötü bir niyetim asla yok. Olamaz da zaten..
Bakanlık binasında düzenlediği basın toplantısı ile haziran ayı dış ticaret rakamlarını açıklayordu dün sayın Bakan Muş. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, son günlerde siyasi çevreler tarafından yerli ve yabancı yatırımcılara “Bu projeye girenlerin Türkiye’de yatırım yapmasının önünü keseceğiz”, “Burnunuzdan fitil fitil getireceğiz”, “Bu projeye finans sağlayanlar da unutsun kendini” gibi tehditlerin yapıldığını üzüntüyle karşıladıklarını vurgulayordu önce.
Ardından da; ”Bu tehditleri kınadığımızı buradan özellikle ifade etmek istiyorum.
Bir yandan ‘sermayeye hukuki güvence’, ‘hukukun üstünlüğü’ diyeceksiniz, öte yandan Türkiye’ye yatırım yapmayı planlayan iş çevrelerini hukuksuzca tehdit edeceksiniz” diyordu sayın Bakan.
Söz konusu ifadelerin tam anlamıyla samimiyetsizlik olmasının yanı sıra Türk kanunlarına göre açık bir suç olduğunu savunuyordu sayın bakan..
Bence de haklı.. Suç... Peki ya ccezası.. Sanrı4 en büyük cezayı, Milletimizv eriyor, zamanı glediğnide. Haksız mıyım..!
Ülkenin tartışılan konusu hakkın da açık ve hayli net ifadeleri olmuş Bakan Muş' un..
Kanal İstanbul projesine yatırım yapmayı düşünen yatırımcılar, iş çevreleri ve devletin bürokratlarının tehdit edilemeyeceğini belirtir iken;
“Bu sorumsuz ve hukuk tanımaz açıklamaları yapanların dertlerinin ülke menfaati olmadığını, tam aksine birtakım siyasi saiklerle, sırf karalama kampanyası amaçlı bu tip söylemlere girdiklerini gayet iyi biliyoruz” demişler kendileri.
Bir başlık açıp; “’Türkiye’ye yabancı yatırımcı gelmesin’ diye çaba harcayanların her hayırlı işin önünde takoz olmaları kendi tabiatlarının gereğidir” der iken, denklmemesi çüok ilgmi içekti saylın Bakan' ın.. Takoz -Tabiat...
Türkiye’nin hayrına hiçbir iş yapmayanların Türkiye’nin lehine olan projelere destek vermelerini beklemenin hayal kırıklığı olacağını vurngulamış açık şekiled.
Sonra da şöyle demiş sayın Bakan; “’Türkiye’ye yabancı yatırımcı gelmesin’ diye çaba harcayanların, lobi yapanların, Türkiye’nin her başarısında üzülenlerin, bu ülkeye yapılacak her hayırlı işin önünde takoz olmaları kendi tabiatlarının gereğidir."
BEZDE DE HAYAT NORMALE DÖNDÜ NİHAYET... UMARIM SORUNSUZ SÜRER...
Pandemi de ne durumdayız..?
Görünen şu ki, hayat ve ekonomi normale dönme yolunda.. Umarım, daha da iyiye gider.
Şöyle işittim: "Gece, işler pek güzeldi..."
Bir esnafımız söylüyordu aktardığım, gidişatın son durumunu özetler bu sözü.
Kağıt oyunları da döndüğüne göre masalara, hayat hakikaten normale döndü cennet ülkemde.
Çanakkale'de takıldığım mekanlarda, vatandaşın yüzü ayrı birg fülüyordu.. Özlemişlmer al kızı ver papazı. Kesinlikle özlenmiş, Saddam oyunu mesela..
Masalarda yeşil çullar, etrafında gülen yüzler.. Vallahi, hayatın normale döndüğünü kahvehaneler net şekilde gösteriyor.
Peki ama, böyle gider mi ?
Ya vakalar artışlar yeniden etkili olur ise..?
Soru çok, yanıtı da aslında bir hayli fazla.. Önemli olan, mesafeli kalabilmek.. Elleri dokundukları yerlmerden, direk ağızlara götürmemek mesela.. Maskeli kalabilmek inatla..
Aşıların ikinci dozlarını olanımız da çok üçe hazırlananlar da.. Tedbirler gayet güzel şekilde yerine geliyor, umarım böyle de gider..
Yeniden kapanmak ve yeniden sorunlar yaşamayı, birçok vatandaş artı kaldıramaz duruma gelir yoksa...
Aynı güzel dileğimi tekrarlayayım. Sağlıkla kalın.,. Hoşça kalın..