Hani şu çok ünlü sinema filmlerine imza atanlar da olsa bizdeki yaşanılanlar...
Hani şu çok ünlü sinema filmlerine imza atanlar da olsa bizdeki yaşanılanlar, Tarih yazanları bu kadar çok olsa birilerinde, gişe rekorları dünyanın her ülkesinde ayrı bir kırılır rekorlara koşardı çektikleri sinema filmlerin her biri.. Rekor yarışına doyum olmazdı vesselam...
Hatırıma geldi bir isim.. Anlarının geçtiği kitaptan sadece birini, günün şartlarında filme çekelim dedim de, 2-3 dakikalık kısma, saatlerce uğraşıp becerememiştim, olmuştu da öyle çok iyi değildi..
Neyse, ben döneyim aklıma düşen isme, Münim Mustafa’ ya..
Dile kolay, 7 cephe gören bir emir subayı.. Onun, o günlerde yaşadıklarını hatıratlarına döktüğü kitabından bahsettim ya başta; Cepheden Cepheye Anılarla kitabından...
Süreç içinde, pek çok üstat bu konuda sözler etti.. Gerçek hepsi de yaşanmış anıların her biri, bir birinden de değerli mesajlar veriyordu kısacası.
Mesela, cephede bir bayram anısı ar.. Çanakkale’de yaşanmış bir an..
Çanakkale Savaşları üzerine değerli çalışmalara imza atan Mithat hoca anlatmıştı bir keresinde.. ÇOMÜ’ lü akademisyen sayın Atabay; "Siperde Bayram" başlığı altında kaleme alınan anıdan söz ediyordu...
Heyecanla dinlemek elde değil bir anı bahsettiği.. Soluk almadan dinlenesi bir an çünkü deli galenler.. Münim Mustafa’ nın kaleminden o anları neden ise bu gün aktarayım istedim..
Çünkü bu anı idi, görüntüye alıp, yad etmek için uğraş verdiğim..
Verdiği mesajdan dı belki o günlerdeki tüm uğraşım..
Anasının nişanlayıp, Çanakkale’ye gönderdiği bir aslandan bahsediyordu anı..
Münim Mustafa, Kurban Bayramı ile ilgili olarak hatıratına notlar düşmüş ve biz o notları nasıl olur da heyecanlamadan okuyabiliriz…?
Mithat hoca aktarıyordu notları.. Biz de pür dikkat tabii ki..
Gelelim o anıya: “İngilizler her nedense bu gece pek sinirliydi.
Dini bayramımızı bildikleri için maneviyatımızı güya sarsmış olmak için şafaktan itibaren büyük taarruz gününde yaptıkları topçu ateşine benzer bir bombardımana başladılar.
Bunlara alışık olduğumuz için pek aldırış etmiyorduk.
Bir aralık ateş hafiflemişti.
Herkes birbiriyle bayramlaşmaya başladı.
Eller sıkılarak bayram tebrik edilirken herkesin muhayyilesinden annelerin, sevgililerin hayali geçtiği görülüyor gibi oluyordu.
O gün şafak vaktinde idi. Alay kumandanıyla siperleri gezmeye çıkmıştık.
Müdafaa hattından geçerken bir nöbetçinin dalgın dalgın duruşu dikkat-i nazarımızı çekmiş, önünde durmaya mecbur etmişti.
Bu nefer, bizi duymayacak kadar düşünceliydi. Başı, tüfeğine takılı süngüsüne dayanmış, duruyordu. O kadar dalmıştı ki yanına geldiğimiz halde farkında değildi.
Nihayet alay kumandanı sordu; ‘Oğlum ne düşünüyorsun?'
‘Efendim, hiç.'
Yüzünde büyük bir hüznün gizlenmeyen alametleri görünüyordu. Kumandan tekrar etti;
'Pekala ama benim buraya geldiğimin farkında olmayacak kadar dalmışsın. Sebebi ne idi?'
O zaman yeni kura efradından olan Hasan anlatmaya başladı; 'Seferberlik iptidasında bizi topladılar. Ben köyde nişanlıydım. Büyük kardeşim de yeni evliydi. İkimiz de harbe gittik. Kardeşim şehit olmuş. Harpte belki ben de öleceğim fakat nişanlımı görmedim. Bugün bayram. Ne olurdu köyde nişanlımı bir kere olsun gördükten sonra gözlerim kapansaydı...
İşte bunu düşünüyordum.'
Hasan'ın masum tavrı hepimizin dikkatini celbetmişti. Tek arzusu; köydeki nişanlısını görmek ve ondan sonra ölmekti.
Alay kumandanı sordu; 'Sana izin versem ne zamanda gelirsin?'
'Sen bilirsin efendim' diyordu. Hasan 10 gün izin almıştı.
Sonrası yok Hasan’ ın. Gitti mi nişanlısına, gidip görebildi mi…!
Muammaya bakar mısınız şimdi.. Gel de, duygu seline kapılma.. Çanakkale aslanlarının belli ki büyük bir bölümü, ya nişanlı geldi, ya da nişanlandı.. Üstelik çoğu, nişanlandığını göremeden, tanımadan koştu Çanakkale’ ye. Çoğunun anası kınaladı ellerini, saçlarını.. Öyle ya, Vatan’a kurban için gönderiyordu cepheye biricik evladını.
Böylesi yaşanmışlıklar, kahramanlıkların çokluğundan olacak hiç hatıra gelmiyor..
Bunlar da Çanakkale’ nin unutulmaması gereken diğer önemli gerçeği..
Kısacası, Vatan aşkı ölesiye olunca Mehmetçikte, olmaz mı her biri Çanakkale aslanı.. Kutsal ruh bir yanda, bir yanda da Vatan sevdası, tabii ki de Geçilmezdi Çanakkale..