.
Pandemi sürecinde eski normal hayatınızı özleseniz de kısıtlamaların kalkması ve normalleşmeye başlanmasıyla bu durumun tahmin ettiğiniz kadar heyecan verici olmadığını hissedebilirsiniz. İşte pandemi sonrası sosyal hayata dönüşte yaşadığınız tedirginliklerin sebepleri ve çözüm önerileri...
Pandemi boyunca insanlar normal rutinine geri dönmek, spor salonuna gidebilmek, arkadaşlarıyla bir kahve içebilmek ve şehir dışındaki aile üyelerini ziyaret etmek istedi fakat buradaki ortak temanın ve en büyük özlemin insanlarla temas ve iletişim olduğu konusunda herkes hemfikir. Buna rağmen, bu olasılıklar yaklaştıkça tedirginlik de artıyor.
Neden normalleşmekten korkuyorsunuz?
Birçok insanın şu an yaşadığı endişe oldukça normal ve değiştirilmesi biraz zaman alabilir. Stres uzmanı Cynthia Ackrill, bu durumu “yabancı tehlikenin dönüşü” olarak tanımlıyor. Ackrill, çocukken yabancıları nasıl bir tehdit olarak görüyor ve korkuyorsanız, COVID sonrası aynı durumun maskesiz bir insanla yüz yüze görüşmenizde de oluştuğunu söylüyor.
Geçirdiğimiz süreç boyunca herkesin, tanıdığınız ve sevdiğiniz insanlar dâhil, potansiyel bir tehlike oluşturduğu söylendi. Beynimizin maske takmayı kabullenmesi biraz zaman aldı ve maske takmamayı kabullenmesi de biraz zaman alacak.
Beyninizin korona virüs pandemisinin gerçekliğine uyum sağlaması için çok çaba harcadığına, etrafınızdakileri izlemek için kendinizi eğittiğinize ve şimdi vücudunuzu buna ihtiyacı olmadığına ikna etmeye çalıştığınıza dikkat çekiyor. “Bu, beyin için çok fazla eğitim gerektiriyor, diğer insanları bir tehlike olarak düşünmeyi gerçekten alışkanlık haline getirdik.
COVID sonrası neyin “güvenli” olduğunu henüz bilmiyoruz
Sonsuza dek COVID-19 ile uğraşıyormuşuz gibi görünebilir ancak bu hala çok yeni bir virüs, yalnızca iki yıldan daha kısa bir süredir var ve sağlık uzmanları hâlâ onu çözmeye çalışıyor.
Bazı uzmanlar, bazı toplumlar için tam aşılı bireylerin hem dışarıda hem de içeride maskesiz dolaşmasının sorun olmadığını açıklamış olsa da aşılanmamış bireylerin kısıtlamalara maruz kalıp kalmayacağı, kalacaklarsa nasıl ayırt edileceği konusunda hala birçok soru var. Bu ve daha birçok belirsizlik kendinizi güvende hissetmenize engel oluyor olabilir.
Childs, pandemi sonrasında birçok insanın travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor olabileceğini ve hayata kalanların, hayatını, yakınını, işini veya evini kaybedenlerin de yasını tuttuğu ve hatta diğerlerine göre daha az zarar görenlerin suçluluk hissedebildiğini söylüyor. İnsanlar bu kadar çok acı yaşamışken mutlu olmayı yanlış gören düşünce yapısı birçok insanın iyi hissetmesinin önündeki en büyük engel.
Covid sonrası akciğer nasıl temizlenir? Koronavirüs, akciğerlere ve solu...
Covid neyi açığa çıkardı?
Bu endişelerle nasıl başa çıkabilirsiniz?
İş yerine geri döndüğünüzde, kalabalık bir buluşmaya veya konsere ilk katılımınızda birçok farklı duyguyla karşılaşacaksınız. Bunları göz ardı etmeyin ve teker teker anlamaya, işlemeye çalışın. Ne hissediyorsunuz? Neye ihtiyacınız var?
Kendinizi biraz daha iyi anladıktan sonra belirsizliğe karşı tedbirler almanız yardımcı olabilir. Çok büyük bir kalabalığa girmekten rahatsızsanız, öncesinde ortamda kaç kişinin bulunacağını öğrenebilir, neyi tolere edip etmediğinizi belirleyip buna göre, kişi sayısı, maske kullanımı, kapalı ortam gibi sınırlarınızı koruyabilirsiniz.
Bazı insanlar, normalleşmeyle birlikte pandemi döneminde yaşadıkları acının ve geçen zamanın anlamsızlaşmasından dolayı rahatsızlık duyabilir bu yüzden kurallarını gevşetmemekte direnebilirler. Bu durumda, pandemi döneminin size ne öğrettiğini düşünmek için biraz zaman ayırın. Örneğin, bu süreçte kendinize ayıracak daha çok zamanınız olmuş ve hedeflediğiniz bazı şeyleri başarmış olabilirsiniz. Geçirdiğiniz dönemin tamamen boş ve acıyla dolu olmadığına ikna olmak hayata dönüşü kolaylaştırabilir.
Artık daha güvenli bir şekilde topluma dönebildiğiniz zaman, sahip olduğunuz avantajlar için suçluluk duymakla daha kolay başa çıkabilirsiniz. Bir kurumda gönüllü olmak ve salgın döneminde kayıp yaşayanlara yardımcı olmak, iki tarafa da iyi gelebilir.
Her şeyden önemlisi hissettiğiniz duyguların normal ve aşılabilir şeyler olduğunu, bu konuda yalnız olmadığınızı bilmeniz.