...

ADRES FARK ETMEZ, DEPREM DEPREMDİR...!
17 Ağustos ile başladı en çok dile gelenler.. Çıkan yönetmelikler, kurallar, muralmlar. Sonra arada bir kendini hatırlattığında, yine gündemin birinci maddesi olandır..
Gelip, yıkıp, çektip gittiğinde ise, çabucak da unutulanın adıdır DEPREM...
Dün, 17 Ağustos' un yıldönümünde, o büyük depremi merkezinde yaşayan ağabeyim mesleki büyüğgüm Mustafa Bağdiken' in ifdalerinden söz ettim sizlere.. Bugün ise, deprem coğarfyasınad kalan bir iliizden yükselen ses diyeceğim..
Konuk yazarımız diye sık bahsetitğim, bir diğer mesleki büyüğüm Mehmet ağabey.. Mehmet Uzel
Deprem üzerine yazdı, açık net cümleler ile bahsetti kahrolası depremden..
 Yüz gülümseten türden başlığı olsa da, aslında kahnreden greçeğe dairdi vurgusu.
Tam da, şöyle der iken; HACI BABAM; ”KAYSERİ BİR SALLANDI HEPİMİZ SÜPHANE BONCUĞU GİBİ SOKAĞA DİZİLDİK”
Yüz gülümüseten bir tarif ile, depremin yaşattığından söz ediyordu Mahmet ağabey,, sonra da başlıyordu cümlelerine, tam da şöyle;
-Türkiye olarak çok büyük afetler yaşıyoruz..
Haftalarca ormanlarımız yandı.. Geçtiğimiz günlerde sellere teslim olduk.. Zaten iki yıldan beri ekonomik kriz bir taraftan,kapanıp yeniden açılmayan iş yerleri..
İşini kayıp edenler.. Hacı Babamın, dediği gibi;”yaz yaz bitmez oğlum”..
Sorunlarla boğuşan ülkemiz dün,  17 Ağustos 1999 Marmara depreminin acı yıl dönümünde idi…
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi,Türkiye' deki deprem gerçeğini ve açısını ortaya çıkarmıştı..
Bundan yeteri kadar ders almadık.. 2020 Ocak ayın da Elazığ, Malatya depreminde Kayseri de nasibini almıştı.. Hacı Babamın dediği gibi,”Sokağa Süphene Boncuğu gibi dizilmiştik"
-O gece Kayseri’de yaşayan olarak depremi hissetmeyen var mıdır  acaba..!!!
Elazığ Sivrice’deki 6.8 şiddetindeki  depremle birlikte 30-40 saniyeyi bulan sarsıntının, sanki saatlerce sürmüşçesine  yaşattığı korku ve endişeyi ancak yaşayanlar bilir.. Kaldı ki Elazığ’daki  6.8 şiddeti Kayseri’ ye yansımadı bile, Bizdeki sarsıntı 4’i geçmez sanırım.. Elbette sadece Kayseri de olmadı, 20' ye yakın İl de de hissedildi, yaşadı o tarifsiz korkuyu insanlar..
-Benim gördüğüm hatta bilebildiğim kadarıyla Kayseri depremi hatta afet durumlarına en hazırlıksız kent..Ben daha öceki yazılarımda söylediğim gibi Kayseri’deki Jeoloji Mühendisleri Odası olsun, Mimar Odası olsun Deprem Master planı yapıldımı?
Ben duymadım.. Bu odaların tez elden görüşleri alınmalı ve yol haritası çizilmelidir..
KORKUTUYOR, LAKİN GERÇEK...
-Deprem kapımıza dayandı..Eskiden Kayseri için deprem kuşağının dışındayız bize bir şey olmaz denirdi.. Şimdi bu sarsıntıyla umarın herkes aklını başına alır ve ciddi manada Deprem Master planının hayata geçirilmesi için kolları sıvar..
Bu gün Kayseri’imiz ilk bayan Avukatı,İlk bayan milletvekilimiz sevgili ablam  Av. Sevgi Esen’le kısa bir sohbet yaptık.."Kayseri şehir planının uygulanmasına imza atan beş kişiden biri benim” dedi..
Ama şehir de artık kayıp oluyoruz, ne kadar yüksek binalar var, bu binalar komşuluk ilişkilerinide yok ediyor, doğa da ağaç bırakmadık her yer bina oldu,doğanın dengesiyle oynuyoruz gerçekten de bu konuda geçtiğimiz günlerde Ankara Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki yaptığımız sohbette
"Altındağ’da yüksek binaların yapılmasına her zaman karşı çıktım,hatta bir gün imar müdürüm Başkanım havada yer çok yapsın dedi o müdürümü görevden almıştım dedi.Biz insanlarımızın geleceğini düşünmek zorundayız diye anlatmıştı..
-Tez elden Kayseri Valiliği,bu Deprem Master planında neler ön görülüyor ise bunu yerine getirmek ve kararlı olmak zorundadır..Aynı şekilde Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr.Memduh Büyükkılıç’da  bu işe yoğunlaşmalıdır..Kayseri’de Deprem öncesi alınması gereken tüm tedbirler masaya yatırılmalıdır..Dere yataklarına inşaa edilen yapılar,imar barışı ile göz yumular binalar,deprem toplanma ve sığınma alanları,ekipmanların profesyonel anlayışla eğitilmesi,kurtarma araçları,deprem öncesi kadar deprem sırasında ve sonrasında neler yapılabileceği konusunda ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor..
 -Ey taşına ve toprağına kurban olduğum Türkiyem..Depremin ilk dakikalarından itibaren neredeyse 81 İlin tüm ilçeleri ve köylerinde Elazığa yardım için seferber oldular..Siz bakmayın sosyal medya da;Elazığ,Kürt mü diye arama yapan kansızlara,insanlıktan nasibini almamış yaratıklara..Türkiyemin milyonlarca güzelliğinden söz etmek dururken..Bir kaç kanı bozuğa laf yetiştirmeyi zul sayarım..O kanı bozukların;ta Kanada da Elazığ’ımın inancına,imanına,vatan ve bayrak sevgisine dil uzatan,kinini kusan Ermeni bozuntusundan hiç bir farkı yok..
Ben gece vakti Büyükşehir Belediyesinin kapılarını açarak Elazığ’a  yardım için çalışan personeli ve Ordusu ile Türkiye’yim..Buz gibi havada formalarını, berelerini, kaşkollarını yağmur gibi sahaya atarak, Elazığ’a gönderen “Elazığ üşüme Fenerbahçe seninle”diyen tüm renkleriyle Türkiye’yim.
-Gerek Türkiye gerekse de Kayseri deprem kuşağında yer almaktadır..Var mı değişen bir şey? Yıllar geçiyor deprem gerçeği değişmiyor..
'DEĞİŞMİYOR'  diyordu Mehmet ağabey, deprem gerçeği gibi, alınması yönünde çok söz edilen o tedbirler konusunda da bir değişiklik yok gibi..
Yalan mıyım..! O konuda da değişen bir şey yok..
Günün özeti gibi sözler bunlar değil mi..?
Korkutuyor, düşündürüyor lakin değişmiyor.. Deprem de gerçek, olacaklar da.. Binalar öldürecek bizleri, DEPREM değil..
Rahmetli 'deprem dede' yi gel de,  hadi şimdi de anma..
Huzur içinde uyu Ahmet Mete Işıkkara.
Çoğumuz aynı binalardayız.. Depreme meydan okuyoruz yani..
Daha doğrusu, şöyle demek daha doğru olacak; Kaderciyiz bu konuda, Taktiri İlahicilerden olduk, o kesin.. Bu da yeni bir cemaat sanılacak, tövbe tövbe...