Tavakli’ da bir Neron peydahlandı sanki.. Yakıyor da yakıyor..
Tavakli’ da bir Neron peydahlandı sanki.. Yakıyor da yakıyor..
Dün’ den önceki gün 11’ di, dün oldu 12, yani bir düzüneye ulaştı sıralı yangınlar.
Sıralı yangınlar diye anılan bu durum nereye kadar sürecek…! Vallahi yeter artık..
Neron diyorum da, belki de Neronlar türedi o bölgede..
Neron, ya da Neronlara karşı, HERON’ lar mı devreye girmeli acaba o bölgede…!!!
Ormanlar yangınları aynı zamanda ciğerlerimizi yok etti, yüreklerimizi de ayrı bir dağladı malum..
Bir de, karşıtlar meselesi var canım ülkemde.. Aşı karşıtları diye bilinenler..
Onların bu haline aldanıp, karşıtlıkta direnenler, aynı zamanda geleceğimize mi kast edenler acaba..
Bu Millet hasta olup, toptan ölsünler diye mi uğraşıyorlar acaba..
Neyse, ben döneyim kendimce dediklerime..
Dünden önceki gün, Tavaklı’daki yangnı sayısı 11 iken yazmıştım. Demiştim ki, yagından da bahisle;
“Sıralı orman yangınları gibi şu aralar içim.. Ağustos sıcağını ezdi geçti Çanakkale’nin ünlü esintisi.. Esmese rüzgar, daha da bunalacak belki içim.. İyisi mi, ben yine tavşan kanı çay, soğuk bi de su içeyim..”
Ardından da, daha da önemli bir konuda, kendimce yazmıştım.. Demiştim ki;
“Yaz bitti bitiyor. Demedi demeyin.. Şu aşı olmamakta direnenlerle de, sohbeti artık kesiverin..
Hastaneye girdikten sonra, pamuk elde çıkmak istiyorsak şayet, bence kolunuza aşı yaptırıverin..”
İşin uzmanına kulak verelim şimdi.. Prof. Dr. sayın Şener’ e.. Bilim Kurulu üyesi de olan, şehrimizin adını ezber ettiği isim Prof. Dr. Alper Şener, aşı karşıtlığına ilişkin önemli sözler ediyor, işkembeyi Kübra’ dan değil, Bilimin dediklerinden bahsediyor, Bilim ne diyorsa, onu tekrarlıyor. Haftalardır hem de..!!
Önceki gün, katılıdğı bir canlı yayında, yine anlattı uzçun uzun Alper hoca..
Canlı yayında, TV’ den sesini yükseltti, önemli vurgularda bulundu.
Sıraladı dediklerini başlıklar da açtt..Tam da şöyle; “1. Ölümler artıyor, çünkü Delta varyant baskın ve AŞI’sızlarda ağır seyrediyor…
2. Eğitimci ve sağlık çalışanlarının aşılanması şart…”
Bu konuda, Alper hoca gibi, yalan yok ben de ısrarcıyım.. Eğitim kurumlarında , geleceğimizin güvencesi evatlarımıza ders verecek öğretvmenler, neden aşı karşıtı ve hangi gerekceyi savunup aşı olmuyorlar.. Bu seçeneğe neden tabiiler.. ‘BEN OLMAYACAĞıM’
Okuldan öğrenciye, öğrenciden de haneye, üstelik de yaşı büyüklerimizin bulunduğu hanelere ulaşacak tip tip varyantlar nedeni ile, bir kıymetlimizi kaybedersek şayet, sorumlu aşı olmayan öğretmenler mi Kabul edilecek.. Kayıpların hesabanı onlar mı verecek…!!!
Neyse,. Ben döneyim Alper hocanın sıraladığı diğer maddelere..
Onlar, tam da şunlar.. “3. PCR testi için hastaneye gitmek riskli…çünkü sonuçta buradan da enfeksiyon kapabilirsiniz…ve sürdürülebilir bir şey değil…o yüzden en iyisi AŞI’yı olmak…” ifadesi ile, yeni eğitim öğretim yılında, bir dizi teste tabii tutulacak öğretmenlere geliyordu sözü..
Ve son maddeler; “4. AŞI tereddütünü oluşturmak için kasıtlı paylaşımlar yapanlar sıradan vatandaşın kafasını karıştırıyor…ben aşı olmayan herkesin aşı karşıtı olmadığını biliyorum…Eylülde AŞI ruhsat alınca durum değişir; çünkü ruhsatlı bir ürünü kötüleyenlere yaptırımlar gelebilir…
5. Üçüncü/ dördüncü doz gerekli mi? AŞI’larda oluşan antikorlar zamanla kaybolur…ama herkese gereklilik farklıdır…ABD, İngiltere, İsrail 3. Dozu belli gruplara önerdi…6-8. Ay sonra tüm kişilere gerekebilir…salgın aktif devam ederken…sonrası belirli değil..”
SOSYALDEN BİR PAYLAŞIM VE ÖZET İLE… ‘GÖZLEMİN ÖNEMİ…’
YADA; BİLİMİN Mİ DESEM…!!
Okudum dikkatlice, kafaya ‘dang..’ edecek türdendi paylaşım..
Kopyala yapıştır yaptım, aynen aktarıyorum alıntıyı…
“-Fransız Kimyacı Lavoisier 51 yaşında iken, mahkeme giyotinle ölüme mahkum eder. Boynunun vurulmasını beklerken kitap okumaktadır.
-Cellat, onu giyotine götürmek için yanına geldiğinde Lavoisier, nerede kaldığını unutmamak için kitabın arasına bir "kitap ayracı" koymuştur.
-Lavoisier, giyotine giderken Matematikçi arkadaşı Langrange'i yanına çağırır:
-"Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak. Eğer iki kere göz kırparsam, insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmekte demektir." der .
-Kafası giyotinle kesilir, sepete düşer ve gülerek iki kere göz kırpar.
Matematikçi Langrange diyor ki; - "Lavoisier'in son saniyedeki ispat arayışı,bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir.
İnsanları duyduklarına inanmayı değil düşünmeye davet ediyorum...”
Bu hikaye, oldu mu , olmadı mı, yaşandı mı, yaşanmadı mı…!!!! Bilemem..
Mesaja gelince, pek okkalı değil mi…!!!
Uyduruk söylentilerin peşine takılmayıp, insanlık adına, insanca kararlar alsak, daha doğru olmaz mı acaba..!!!!
Bir dünya nesli elden gidiyor iken, aşı karşıtlığı ile buna tuz biber olmanın mantığını bir anlasam, bende gözlerimi bir iki kez kırpacağım, vallahi söz…