Bir Millet için, 365 gün için de Matemin adı, Unutturmamanın tarihi 10 Kasım…
Bu gün için,’ içinden geçen nedir?’ diye sorulsa, Herkesin de yanıtı aynı olan bir başka kaybediş gerçeği yaşanmış mıdır acaba dünyada?
Yüzünü görmemiş, elini tutmamış, sesini duymamış bir ulusun, fotoğraf ve film karelerinden, ses kayıtlarından bildiği eşsiz lideri için, ölüm yıldönümünde ‘O’nu sonsuza dek yaşatmaya ant içtim’ diyen bir başka Millet daha da, var mıdır ki dünyada?
Aklen malullerin dahi 10 Kasım denilince, “Saat 9’u 5 geçe, Atam Dolmabahçe’ de” diye mırıldandığı yurdumda, Unutmak mümkün mü Atam seni?
Kimine göre anlatım basit; “Atatürk Haftası, 10 Kasım 1938 günü saat 09:05'te yaşamını yitiren Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına düzenlenen; onun yurtseverliği, inkılap ve ilkelerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda Atatürk'ün konuşmalarının kendi sesinden dinletildiği, Atatürk'le ilgili filmlerin gösterildiği haftadır” diyerek.
Peki; öylemi ya Milletim?
Son günlerini İstanbul’da sürekli doktorların gözetiminde geçiren Anafartalar kahramanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ümün, 10 Kasım 1938 perşembe günü, saat dokuzu beş geçe Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini kapadığı o gündeyiz bu gün.
Bu gün bir başka 10 kasım. Bu gün o kara günün yaşandığı tarih gibi, aynı gün perşembedeyiz…
Bu gün; sadece tarih olarak değil, o tarihin yaşandığı o kara Perşembedeyiz. Aynı günündeyiz o tarihin.
Ölümü bütün dünyada derin akisler yaptı şüphesiz. Peki ya; ‘Atam öldü mü Milletim?’
Milletinin içinde inadına yaşayan bir başka lider var mıdır ki Dünya’ da?
Bir gün, bir başka bilinmeyeni, bir başka gün, ‘Hadi ya’ dedirten bilinmeyen bir başka öngörüsü ile Dünyanın önünde saygı ile eğildiği bir başka lider daha, Dünya’ da var mıdır ki Milletim?
Ölümünden yıllar sonra, orijinal ölüm raporunun ayrıntılarını okuyup da, bir başka hüzne kapılıp, göz yaşları sel olan bir ulus daha var mıdır ki Dünya’ da?
Yoktur elbet kesinlikle yoktur…
10 Kasım, seni kaybetmenin tarihi olsa da Atam, Milletin her yıl yaşanan o günde, seni içinde yaşatmaya, yeniden yeniden ant içiyor Atam…
Sen rahat uyu. Denilenin aksine, Milletin seni unutmuyor Atam…
İnsanın içinden geçen o kadar çok şey var ki bu güne özel, aslında sadece bu gün değil içten geçenler ve söylenilenler her gün Atam…
Her ne kadar Mim Kemal Öke’ nin imzasını taşıyan ölüm raporunda;
“Reisicumhur Atatürk’ün umumî hâllerindeki vehamet dün gece saat 24’te neşir edilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinci teşrin 1938 perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe büyük şefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir. 10 İkinci teşrin 1938” denilse de Atam, Milletinin içinde sen ölmedin ve hep yaşayacaksın Atam…
Dün gibi bu günde, duygular sosyal medyadan, cep telefonlarından sel gibi mesaj olup yağacak Atam…
Milletin kısa da olsa, özet geçecek içinden geçeni belki Atam…
Kimi diyecek; “benim aklıma gelenler: Atatürk'ün aslında ölmediği dergilerde kitaplarda böyle geçebilir ama o kalbimizde hiç ölmedi ölmeyecek ki zaten :)
yani Atatürk'ün her zaman var olduğu :) (uzun oldu kusura bakmayın) :)”
Kimi de şair olacak, tıpkı çocukların gibi…
‘10 Kasım Denince’ diye başlayacak içten geçenler ve de eklenecek mısralar;
“10 Kasım denince tüm Türk ayakta. Eller hep bayraklarda, Keşke Yanımızda Olsaydı, Atam...
10 Kasım denince gözler yaş döküyor. Herkes bir bir Anıtkabir ' e gidiyor.
Atam Rahat mısın Sen O Yerde? Allaha Emanet OL sen Yattığın Yerde”
Enes Civan paylaşmış bu dizeleri. Taa Karadeniz’ den, Trabzon’ dan Atam…
Bu gün Çanakkale olarak acımız daha büyük elbet Atam.
Sen ki geçen haftalarda bize Bayram ettirdiğin Cumhuriyetimizin, temelini attın karşı kıyılarımızdan.
Senin günlerce üzerine doğan, akşam olunca da korka korka batıya doğru batan, Güneş’ in dahi yayamadığı ışığını, biz gönülden kaptık Atam…
Sen rahat uyu. Biz bekçisiyiz İlkelerinin ve de Cumhuriyetinin.
Çünkü biz Çanakkaleyiz Atam…
Bir çoğumuz gibi, duygularıma tercüman olacak cümleler kurmakta güçlük çeksem de, Atatürk’ümüzün ölmediğini ve kalbimizde yaşadığını söyleyerek, Türkiyemin başı bir kez daha sağ olsun diyeceğim.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Hayat elbet teki devam ediyor. Hayatın devam ettiğini unutturmayan pek çok dikkat çeken çıkışa rastlasak da her gün, dün gördüğüm bu çıkışı es geçemiyorum.
Soyadının hakkını yine vermiş… Ağzına sağlık Ayhan ağabey..
Demir gibi sert, taş gibi katı olsa da sözleri, bir çok kez düşündüklerine katıldığımı da söylemeden geçemeyeceğim bir isim.
O aslında, her zaman direk göndermeleri ile bildiğimiz halinden asla taviz vermeyişi ile de tanıdığımız Ayhan ağabey.
Politik düşüncesi bir yana, dünya görüşü bir diğer yana, gündeme ilişkin değerlendirmeleri karşısında alkışlanan bir isim aynı zamanda.
Profil Fotoğrafındaki ayrıntılar da bu günlere özgü değil. Başındaki şapkadan aldanmayın. Amerikan hayranı falan da değil kendisi.
Bu gün köşemize konuk ettiğimiz fotoğrafına bakıp da, ‘Yeni Başkanlarını dün belirleyen ABD’ ye yönelik bir gönderme olarak algılamayın’ demekte de fayda görüyorum şahsen.
Babası, AK Parti’ nin eski kurmaylarından olan ve bir dönem il Başkanlığı görevini yürüten Reyhan amca gibi, dik tutumu ve konuşmaları ile ‘Armut dibine düşer’ dedirten bir kişilik aynı zamanda, Ayhan ağabey…
AK Parti Gençlik kollarında, Merkez ilçede görev aldığı dönemlerde de doğru şeyler konuştuğuna onlarca kez tanık olduğumdan, samimiyetle yanlışlıkların üzerine gittiğini de çok iyi analiz ettiğim bir isim aynı zamanda Ayhan ağabey.
Aslında, şöyle de denilebilir: ‘Muhalefetin göremediklerini görüp, bu yanlış arkadaş’ diye konuşmaktan çekinmeyen bir kişi.
Dedim ya, demir gibi sert, taş gibi yerinde sözler. Ayhan Demirtaş…
Sosyal medyadan paylaşılarına her zaman dikkat kesildiğim bu kıymetli isimin, yazdıklarını hiç oynamadan vermeyi de o nedenle hayli normal görüyorum. Yazı boyutu ile dahi oynamadan işte demir gibi sert, taş gibi sözlerle Ayhan Demirtaş klasiği…
Saygıda da kusur etmeden yaptığı son iki dikkat çeken çıkışı aynen şöyle idi;
“SİZ SAYGI DEĞER SİYASİLER !!! PARLAMENTER DANIŞMANLARI NE İŞE YARAR ACABA MERAK EDİYORUM DOĞRUSU; KENTİMİZDE MEVCUT OLUP TA KOMŞU İLLERE KAÇIRILAN 1 ULAŞTIRMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ. 2 ŞU AN BURSA YA BAĞLI OLAN TEİAŞ İŞLETME BAKIM MÜDÜRLÜĞÜNÜN TEKRAR ÇANAKKALE BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ OLARAK NAKLİ SÖZKONUSU, SEBEBİ İSE ŞU ANDAKİ ENERJİ YOĞUNLUĞUNUN ÇANAKKALE DE HER GEÇEN GÜN ARTMASIDIR. BİLGİLERİNİZE . SAYGILARIMLA...”
Hele bundan bir önceki var ki, o’na ilişkin detayları da uzun uzun anlattı bana. Dediklerini, daha doğrusu değerlendirmesine ilişkin ayrıntı toplamak için dün kendisini telefonla arayıp, biraz da sohbet etmedik değil.
Bir emekli maaşının günden güne kuş gibi kalmasının öyküsünü anlattı önce ve neden bu değerlendirmeye imza attığını söyledi sonra…
Ayhan Demirtaş’ ın; “EMEKLİ MAAŞLARINDA GERİYE DÖNÜK BALANS AYARI....!!! SİZ SAYGI DEĞER SİYASİLER ; LÜTFEN EMEKLİ MAAŞLARINDAN VE ASGARİ ÜCRET RAKAMLARINDAN ELİNİZİ VE AYAĞINIZI ÇEKİN AKSİ TAKTİRDE SANDIKTA TÖKEZLENİRSİNİZ...BİLGİLERİNİZE .SAYGILARIMLA.....!” şeklindeki çıkışının nedenini merak edenler için hemen özet geçeyim.
Bir dönem, emekli maaşları hesaplanırken, güya birileri yanlış hesap yapmış, kiminin az kiminin çok ücret aldığı belirlenmiş ’miş’ de, ondan bazı kesintiler yapılır olmuş.
Anladım ki, Kötü bir niyet yokmuş ‘muş…’