Gelişmiş insanların yalnızlığı yıkıcı olmuyor, tam tersine yararlı ve üretici bir deneyime dönüşebiliyor.

Gelişmiş insanların yalnızlığı yıkıcı olmuyor, tam tersine yararlı ve üretici bir deneyime dönüşebiliyor. Ama bu kapasite gelişmemişse yalnızlık yıkıcı bir duruma dönüşebiliyor. Yalnızlık bazen ihtiyaç, bazen tercih, bazen de zorunluluk, aşırıya kaçmamak kaydıyla insanı rahatlatabilen bir çıkış yoludur.
 
Hayattan yeterince ders alınca, boş kalabalıklar ve çıkar ilişkileri midesini bulandırınca, çevresindeki insanların diğer yüzlerini görüp iki yüzlülüğe tahammülü kalmayınca, sürekli fedakarlık yapmaktan yorulunca, Güzin abla ya da dert babası olmaktan bıkınca, en güvendiklerinden en büyük darbeleri yiyince, anlatılanı dinleyip konuşurken dinleyen bulamayınca, yalnız da mutlu olmayı öğrenince artık yalnızlık tercihi oluyor insanın.
 
 
Yalnız kalan insan kendisiyle birliktedir. Kendinle, yanlışların ve doğrularınla yüzleştiğin zamandır. Yalnız olmak için cesur ve korkusuz olmak gerekir.
 
Yalnız kalmak bazen insanları muhasebe etmek açısından güzeldir. İnsan farkındalığını kazandıkça artık boş konuşmalar ona haz vermez, sohbet ettiği kişilerinde kendi bilinç seviyesinde olmasını ister. Bilgi haznesinden bir şeyler alıp karşısındakine vermek ve almaktır gayesi. Hayal kırıklıklarına uğrayıp insanların ne kadar çıkarcı olduğunu gördüğünde ise yalnızlığı seçer. Somut yanlızlık mecburiyetten, soyut yanlızlık ise insanın gerçek seçimidir, sebebi ise kimseden bir şey ummama olgunluğuna erişmiş olmaktır.
 
Yalnızlık kendine gelmesidir insanın, dost olmasıdır kendisine, kendisini olduğu gibi sevip saymasıdır. Kendisine gelince insan, kendileri ile sadeleşmiş başkalarıda gelir yanına. Etrafındaki bukalemun gibi birkaç yüzlü insanlar geçinemez, kendiliğinden giderler. Seni olduğun gibi sevip sayanlarla dedikodusuz, kıskanmasız huzur dolu bir dünyaya taşınırsın.
 
 
Yalnız insanlar yalnızlığı seçiyorsa burada bir sebep vardır. Bu da genellikle insanlardan çok darbe yemiş olmasıdır ya da bazı insanlarla anlaşamayacak kadar dürüst, temiz, riyakar olmayan, sahtelik nedir bilmeyen iyi bir kalbi olduğu içindir. Eğer kişide yalnızlık içine kapanık ve çok düşünsel bir özellikte ise bir hastalık halidir. Yalnızlık kişide huzur mutluluk ve bir neşe kaynağı ise işte o insanı kimse yıkamaz, yaşam tarzı olmuştur, toplumda sürekli yer alsada belli başlı gösterişli toplantı, düğün, dernek vs. gibi ortamlarda boy gösterse bile aslında hep yalnızdır. Çünkü insanların riyakar olduğunu bilir yine de durumu bozuntuya vermeden, akışına bırakarak devam eder ama kimin kimde ne kadar ettiğinide öğrenmiştir.
 
İnsanlar hiçbir zaman kendilerine farklı gelen şeyleri kabullenmezler, yanlış ya da kötü damgasını yapıştırıverirler. Oysa farklı olan özel ve güzeldir, gururludur, boyun eğmez, dikte edilemez, yolundan döndürülemez, kararlıdır, özgürlüğü sever, tercihlerine hükmedilemez, zeki olduğunu bilir ama bunu başkalarına övgü malzemesi yapmaz, genelde inatçıdır, haksızlığa ve uyumsuzluğa uyum sağlayamaz ve yalnız kalmayı tercih eder.
 
 
İnsanlarla uğraşmak gerçekten zor. Zaman zaman insanın kendisi ile baş başa kalması güzeldir, bu da yalnızlığın muhteşem özgürlüğüdür. Aşırıya kaçmamak kaydıyla yalnızlık insanı rahatlatabilen bir çıkış yoludur. Ara sıra yapılması gereken terapidir, kendisine getirir insanı. Kendinle baş başa kalmak ruhun arınma biçimidir.
 
Bizler bazen anlayamıyoruz insanın kendisine zaman ayırması gerektiğini, enerji toplaması, verimli olabilmesi için biraz içine çekilip dinlenmesi gerektiğini. Her insanın mutluluk kaynağı içindedir. Bunu bilerek, özentiden uzak durarak, duygularını dinleyerek, mutlu olmasını bilmesi gerekir.
Yalnız kalmak tercih meselesidir, menfaati bitenin dostluğu da bitermiş bu da yalnızlık sebebidir. Çokluğun içinde yalnızlık çekmek, her ihtiyaç duyduğunda seni bulanlar, sen ihtiyaç duyduğunda kaybolanlar. Farkındayız, her şeyin farkında olmak cidden büyük bir yük, o yüzden insanlardan kaçışımız. En güzeli yalnızlık. Ruhunuza dokunan neyse sizi mutlu edende odur. Gün gelir mutlu, gün gelir mutsuz olursun, insan psikolojisi her zaman değişir. Önemli olan senin kendine değer vermen ve sevmendir.
 
Hayatta ihtiyaç duyduğun ya da gerek görmediğin kişiler olmasa hayat daha yaşanır hale geliyor, yeter ki sen giderken olumsuz düşüncelerini yanında götürme, eğer götürürsen işte o zaman yalnız kalırsın.
 
 
Yalnızlık karizmatik bir duruştur. Menfaati olanlar zaten seni bulurlar. Yalnız olmayı asosyallik olarak algılayanlar var ama çoğu insan sahtelikten kaçtığı için yalnızdır. Meleklerin bile eşsiz güzelliğine aşık olduğu Venüs yalnızdı. Zirve yalnızlıktır.
Söz ile benimsemek, yaşantı ile pratiğe dökmek. Her şey gelir geçer önemli olan zor anlarda yanınızda kimin olduğu. İnsan düştüğünde çevresinden beklediği vefadır. Bunu görmediğinde hem yalnız, hem yanlış yerde demektir. Olanı olduğu gibi, görüneni görüldüğü gibi, an’ı yaşanması gerektiği gibi kabul edip yaşamak, yaşama yaslanmak gerekir.
Yalnızlık bir seçimse eğer yalnız yaşayabilene şapka çıkartırım, böyle bir devirde her şeye rağmen güzel değerlerine sahip çıkan ve özüne sadık kalanları da ayakta alkışlarım.