Felsefik düşünmek gerek bence.. Aristo gibi..

Felsefik düşünmek gerek bence.. Aristo gibi..
Aristo’ nun felsefesini üzerine konuşmayacağım, ne haddime..
Ancak, biliyoruz ki, Felsefe okulunu Çanakkale'de..
Kuzey Ege 'nin incisi Assos' da, bu okulu kurmuş olmasının bir anlamı olsa gerek.
Felsefik değilim, olamıyorum da zaten.. Anlamam da zaten Felsefe' den..
'Caz' da sevmem, 'Naz'  da... Bende felsefe var ise, sadece bu.. Bu da benim lelsefem..
Kayalar yok oldu, yerine ne vakit yenisi gelir, bilinmez..  Sonuçta volkanik yapıya sahiptiler..
Bir yanardağ lav püskürecek de, kıyılara ulaşacak da, toprakla buluşacak da, benzer ortam yeniden oluşacak da, 'da' , 'da', 'da'...
Dadı Da Dıt, Da Da Dı Da..
Acık da, amatör telsizcilik var bende.. Umume çağrının, morstaki dıt’ lama sesi bu; Da Dı Da Dıt  diye başlayan kısım.
Volkanik kayalıklar, tıpkı arkeolojinin unutulmaz kalıntıları gibi, zor oluşuyor..
Belki, binlerce yıl sonra.. Benlerce yıl önce oluşmuş kayalaır, bir çırpıda yıkıp dökmek, insan canının güvenliği için ise, varsın olsun.
Misal, o kayalıkların yakınlarındaki bitki örtüsünde, yaban hayvanları barınırmış onlarca yıl önce.. Keklik' ten bahsediyorum..
Keklikleri hiç aklına getiren yok.. Şimdi olmasa da, belki bir yüz yıl sonra, bunun da savaşını verenler olacak.
Yaban hayatı hiç aklına getirenler yok.. Yılanı, Çıyanı, Akrebi..
Bazen, göç vakti olur, Bıldırcın iner.. bazen Üveyikler.. Hele ki, uzun galalı o kuşlar.. Çulluklar..
Onların da yaşam alanı kayboldu zaman içinde.. Kimi, maden sahasına kurban gitti, kimi yenilenebilir enerji tribünleri, pervanelere...
Dön pervane dön.. Sen dön de, varsın gerisi boş ve yok olsun, boş veerrr....
Bir de, insanın tatil ihtiyacını giderecek çok yıldızlı oteller kurulması için yok edilen doğallıklar..
Çalı çırpı da denilen makilikler, hatta orman alanları.. koco koca çamlar..
Yahu, bunun da bir felsefesini yapmak gerekmez mi hiç..!
Belli ki, gelecek nesil bizden hep öfke ile söz edecek..
Gelecek de bir gün nasıl olsa gelecek.. ha ha hah ha ha..
Buyurun, bir felseik bakış daha.. Bu da benden gelsin.,. Aristo'nun hemşehrisiyim ne de olsa..
Suyun öte tarafından olsam da, aynı coğrafyanın insanlarıyız sonuçta, komşu da pişer, bize de düşer...
Tam olmasa da,  azıcık kapmışım ben de felsefeyi, yalan mı..
KIŞ FELSEFEM...
Yağmur geldi kapıya, kimi çatılar akacak... Bu da, BEN DE kış fesefeSİ..
YOLLAR KALDIRAMAYACAK SULARI, GÖL OLACAK ASFALTLAR...
Ve, görünen manzara karşısında, yine okkalı sözler edilecek kesin.. Yağmur yağmasın mı kardeşim.
Kuraklık karşısında, en çok dile gelen ve yağması beklenen yağmur.. Peki  biz insan oğlunda istenen ne.. Yağsın ama eziyeti olmasın.. Oldu canım, hem şara-bı  içe-cen,  hem sarhoş olmıy-cen..
Aristo ve Assos dedik, Şara-ba geldik. Fikri neyse, zikri de o olurmuş bazılarının. Kimi, etli yemek yanında sever, kimi meyve ile.. kimi de, peynir..
Yahu, her türlü gideri var işte.. Bırak kardeşim iç gitsin..
Felsefe bazen de, içecekler üzerine.. Çevre için de varsayılan sözde felsefik düşünceler de yok değil..
Örnek ver dense, vallahi de vermem, billahi de.. Ne me lazım.. Gelecek nesil, zaten soracak hesabı..
Ne zaman mı; Gelecek de bir gün gelecek ya.. İşte o vakit..
Assos' un tepki çeken son fotoğrafları için, bilim insanları da adeta karşı karşıyalar...
'Aristo olsa, bu duruma ne derdi'..  bende yanıtını bekleyen soru şu anda, tam da bu..
Mutlak ederdi bir söz Aristo da.. Peki biz anlar mıydık..!
Aristo, hangi dili konuşuyordu.. O dil,  acaba halen güncel mi..!
Bakın, bu da bende yanıtını bekleyen bir diğer soru..
Tıpkı, 'Çimenlik Kalesi' neden dendi.. Niye , halen böyle deniyor sorusuna alamadığım yanıt gibi, Aristo'nun ne ce konuştuğu.. Antik Yunan dilimi..
Yok sa, Yörükçesi mi Greek dilinin, Aristoda ki dill.
 "NABIYON BEYAAA.." kesin, bunu söylerdi bence tanık olacakları karşısında , hemşehrim Aristo..
Keşke, Aristo ile iletişime geçebilsem.. Bazı fotoğraflar gönderirdim kendisine..
Assos' un soh hali olabilir mesela..
Ya, gerçekten böyle bir imkan olsa, siz ne gönderirdiniz Aristo' ya..
Talebiniz ne olurdu mesela.. İmzalı bir fotoğrafını mı isterdiniz Aristo’nun ya da, antik yıllardan güzelim Assos' un..
Ben, Assos isimli cigara paketini, Avusturya yapımı, ASSOS isimli, benzinli çakmağı İMCO 'yu gönderirdim o kesin.
Derdim ki Aristo' ya; "Bak gör hemşehrim, Assos' un adı hep dilde, paketi de cepte..
İçindeki 20 dal cigarası da yakılıp yakılıp, nefes nefes çekiliyor içe.."