Kalpten dokunuş nasıl olur?
Kalpten dokunuş nasıl olur?
Ya, Kalpten Kalbe dokunuş..!
Ben ce, bu ve benzer soruların yanıtını bahsedeceğim bir fotoğraf veriyordu.
'Siyaseten' diyen de çıkabilir bu fotoğrafa.. Siyaseten, miyaseten, önemli olan dokunmak..
Nüfusu, en son bildiğim 5 bin küsürdü.. Şimdi, sayı üç beş yüz, hatta fazlası da artmış olabilir.. küçük ölçekli bir yerleşim merkezi..
Ne var ki, tarihte adı geçiyor.. Bir önemli merkez..
Kimine göre, 'Maydos, yani birilerine Paydos..'
Latife ettim canım, Paydos Maydos der iken.. Siz bakmayın bana, ara sıra kafiye olsun diye kuruyorum cümleyi.
Öyle bir şarkı da vardı, MFÖ' den, hatırladınız mı..!
'Kafiye olsun diye ' sözleri başlayan bir şarkı..
Eceabat bahsettiğim Maydos' un bizdeki adı.. Eskiler halen Maydos diye dile getirse de Eceabat' tan söz eder iken lafını, alışkanlık işte, ağız alışkanlığı, diyecek bir şey yok..
Eceabat, benim de doğum yerim cennet köşe Kilitbahir' imin bağlı olduğu ilçe.. Küçük ve oldukça şirin bir ilçe..
İnsanları candandır.. Çok arkadaşım ve de bir zamanlar Sürek avı yaptığım yıllarda edindiğim avcı arkadaşlarım var Eceabat' ta.. Yaşları benimkinden en az 15 yıl daha büyük ağabeylerim var.
Eceabat' ın bir de Belediye Başkanı var.. Saim Zileli
Hem mesleki anlamda ikili ilişki kurduğum, hem de siyaset dünyasına atılmadan önceki dönemden kendisini tanıdığım bildiğim isim..
Sosyal medyadan da arkadaşız kendisi ile.. Geçtiğimiz gün bir fotoğraf paylaştı Saim başkan.. Ne yalan söyleyeyim, gözlerim ayrı bir doldu.
İlçenin 'Onursal Belediye Başkanı' diye tanıttığı bir genç arkadaş ile poz vermişti, Belediye Başkanlık makamında.
Onursal Başkan, makam koltuğunda oturuyor, hayli mutlu ve rahat..
Saim Başkan ise, yanında, yanı başında dikiliyor, saygıda kusur etmediğini gösterir beden dili de açık şekilde ortada.
Bir yüreğe, herhangi bir çıkar göz etmeden, içinden gelerek dokunuyor belli ki..
Böyle diyorum, çünkü az buçuk tanıdığım değil bahsettiğim Saim başkan.. Yapmacık olmadan, içinden geldiği gibi hareket edendir kendisi, bildiğim..
Onursal Başkan'dan söz eder iken, makamı ziyaret edenden, ekliyordu güzel bir ifade ile, 'Sayın' diye de hitap ederek, diyordu ki Saim başkan;
"Bu gün beni makamımda ziyaret eden Eceabat Belediyesi Onursal Başkanı Sayın Serkan GÜRSOY' a kıymetli ziyareti ve sohbeti için teşekkür ediyorum.."
Konuşan bir fotoğrafı paylaşılan, dinlemesini bilene..
Bazı, kendini okutur yine, okumayı bilene bir fotoğraf..
Konuşan o fotoğrafı işittiğimden, ben de çıkarsız bahsedeyim dedim.. Duymak gerek, konuşan fotoğrafları, öyle değil mi...!
TOPRAK AÇ İKEN ÇOK SEVER YAĞMURU
KANMIŞ İSE ÜZERİNE YAĞANA, TOPRAK NE YAPSIN Kİ FAZLADAN YAĞMURU...
Toprak ana, bu günlerde yağar gibi yapıp, çiseleyen.. Gürleyecek gibi yapıp, bir kaç şimşek ile yetinen, ortamı geçiştiren, yağmurun düşeceği gökyüzüne ayrı bir hasret ile bakar gibi sanki..
Pek çok alanda, kurumuş yapraklar zemini örtmüş.. Misal, halk bahçesi.. Ya da kordon boyu..
Mahalle araları, apartman önlerinden söz etmeye gerek de yok yani.. Hemen her yerde benzer manzara..
İçtenlikle izlediğimiz, sonbaharın en sevilen hali.. Sararmış yapraklar, hiç de rahatsız etmiyor, oluşturdukları manzara ile bizleri..
Hatta, öz çekim bile yapar olduk bu manzaralar ile..
Ayrı bir renk, ayrı bir duygu, ap ayrı bir durum şimdilerde, hem de her yerdi..
Yaşamın olduğu, daha da bir yaşam tutkusunun oluştuğu öyle çok adres var ki anlayacağımız, bu değerler ne güzel ki hepimizin..
Toprak doydu mu yağmura, kana kana içti mi şöyle, içine çeke çeke... Fazlasını ne yapsın ki yağmurun..!
Toprak kanınca yağmura, sel olup akıveriyor üzerinden, başka başka diyarlara..
Sonbahar halleri belki de bendeki bu durum.. Yağmur, toprak ilişkisi ve kuruyup toprak üzerine sessizce düşen yapraklar meselesi..
Yeni değil elbet bu durum. Yeni değil, lakin her yeni tekrarlayışında, bir ayrı sevgi ile bahsettiklerimiz.. Üstelik oluşan manzaralar ile seve seve fotoğraf çektirdiklerimiz..
Her fotoğraf ayrı bir konuşuyor yani.. İşitebilene tabii...
Haydin hoşça kalın.. Laf aramızda, Yüreklere çıkarsız dokunabilenlere de ayrı bir selam olsun...
